18 Nisan 2015 Cumartesi

Gazoz kapağı solcuları: Halkların Dönekleri Partisi



HİKMET ÇİÇEK- 18.04.2015/AYDINLIK

“AKP’yi geriletmek” için “HDP’ye destek” çağrılarından geçilmiyor. İmzalar toplanıyor.
 
Çağrıcılar arasında Bingöl Erdumlu, Gün Zileli, Haluk Yurtsever, Masis Kürkçügil, Aydın Engin, Celal Başlangıç, Engin Cinmen, Haşim Kutlu, Oya Baydar, Ragıp Duran, Sennur Sezer, Celalettin Can, Feyyaz Kurşuncu gibi isimler de var. Kampanyayı Taraf, Radikal 2 gibi medya organları çekiyor. Bu isimler bir zamanlar “sosyalist” idiler. 

Bazıları 12 Mart, bazıları da 12 Eylül günlerinde saflarını değiştirdiler. Bazıları Ergenekon, Balyoz, Odatv ve benzeri kumpaslar kurulurken çark ettiler. Döndüler.
 
Prof. Dr. Kemal Üçüncü, bu ‘aktivist’ aydınların HDP’ye baraj atlatma kampanyasını, “Beyaz Türklerin yeni fantezisi” olarak niteliyor.
 
“Dönmek, beynin ve vicdanın satılmasıdır” der Hasan Yalçın ve ekler: “Tamamen ve toptan, bir evin içindeki eşyalarla birlikte satılması gibi.”
 
Kişilikleri nasıl kırıldı da bırakın solcu olmayı, etnik temelde örgütlenmiş, ayrılıkçı bir partiden medet umar hale geldiler? İnsan merak ediyor, bu kişilerin ruhları neyin karşılığı teslim alındı? 
 
Türkiye’nin devrimci tarihine ait ne varsa Jöntürkler, İttihatçılar, Talat Paşa, Atatürk... hepsine saldırıyorlar. Avrupa Parlamentosu gibi konuşuyor, “Soykırım yaptınız” diyorlar. Tanzimat aydınlarını katbekat geçmişler. Sanki görevleri Batı’nın, emperyalizmin kirini, pasını yıkamak ve yağlamak. Batı işbirlikçiliğinden medet uman bir partiye destek olmak. 
 
Bu eski “Marksist-Leninist ve hatta Maocular”, hep “eşitlik, özgürlük ve demokrasi”den söz ediyorlar. Fakat Ergenekon, Balyoz, Odatv vs. denildi mi kalleşçe ve sinsice “Asın bunları” diyenler de bunlardı. Zekeriya Özlerin yanında yer almaktan, tetikçilik yapmaktan hiç utanmadılar. İçlerinde özel yetkili mahkemelerin tanığı olanlar, “Ergenekon’dan zarar gördük” diye davalara müdahil olanlar bile çıktı. “Askeri vesayetten kurtarıyor” diye F tipi örgüte yanaştılar. 
 
GAZOZ KAPAĞI SOLCULARI
 
Ama hâlâ “solcu” olduklarını iddia ediyorlar. “Dünya yuvarlak. Doğudan da gitsen, batıdan da gitsen varacağın yer Amerika. Öyle de yapsan böyle de yapsan solcu kalıyorsun.” Sevgili Hasan Yalçın, ‘neoliberal sol’la böyle dalga geçiyordu. Onların hâlâ “solcu” sayılmaları da böyle. Gazoz kapağından madalya gibi bir “solculuk.” Bonservis gibi bir şey “eski solculuk”, sistemi temiz göstermeye yarıyor, kıymeti buradan geliyor. Cumhuriyete ve devrime karşı Amerikancı-ayrılıkçı güçlerin safında cephe tutacaksın ve gene de “solcuyum” diyeceksin! 
 
“Kendilerini önemsizleştiren bu adamları” en iyi anlatan kişinin, Hasan Yalçın’ın söyledikleriyle bitirelim: “Dahası neyi satarak yaşadıklarının bilincindedirler. Devrimcileri sattıkları için devrimcilerden utanırlar. Şimdi pazarladıkları fikir ve becerilerinin tamamını da devrimcilik yıllarından edinmişlerdir. Hepsi bir yana, yüksek sınıflar önündeki fiyatlarının önemli bir bölümünü, bir zamanlar devrimci oluşlarına borçludurlar. Değil mi ama, öyle olmasalardı, ilginç de olmazlardı.”

(Hasan Yalçın, Dönekler, Kaynak Yayınları, 2. Basım, Kasım 2006)

Hiç yorum yok :