9 Ağustos 2014 Cumartesi

BOP EŞBAŞKANINDAN CUMHURBAŞKANI OLMAZ ! Erdoğan’ın 12 yıllık iktidarının Türkiye’ye faturası

 
                                                             20.10.1996
 
Türkiye’yi 12 yıldır yöneten Tayyip Erdoğan, milli devletin ve Atatürk Cumhuriyeti’nin tasfiyesine girişti. ABD’nin verdiği BOP Eşbaşkanlığıyla da Türkiye’nin bölünme sürecinin altyapısını hazırladı. İşte 12 yılın özeti...
 
1990’larda CIA’nın elinden tutup yükselttiği Tayyip Erdoğan, şimdi Çankaya’ya çıkma sevdasında. Onlarca konuşmasında “BOP Eşbaşkanıyım” diye övünen Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet yönetiminin tepesine oturtulmak isteniyor.
 
Tayyip Erdoğan’ı bugünlere getiren ABD’ydi. “Kravatlı ve çağdaş görünümlü Erdoğan’ı Erbakan’a tercih ederim.” ABD’nin darbeler uzmanı üst düzey CIA’cı Morton Abramowitz, Tayyip Erdoğan’ı uluslararası siyaset sahnesinde pazarlarken bu sözleri söylemişti. Refah Partisi (RP) içinde Yenilikçi Hareket adıyla Gül-Erdoğan girişiminin başlangıcı da, arkasındaki CIA kudretiyle ortaya çıkmıştı. Bu hareketin teorisyeni ve AKP’nin adeta ebesi olarak nitelenebilecek olan bir başka kıdemli CIA’cı Graham Fuller ise Erdoğanların hareketini şöyle niteliyordu: “Yenilikçi hareket, Türkiye’deki İslamcıların öncüleridir.” İlk kez Aydınlık 20 Ekim 1996 tarihli kapağından “Abramowitz Tayyip’i Erbakan’ın yerine hazırlıyor” başlığıyla duyurduğu bir proje olan AKP ve Tayyip Erdoğan’ın hedefini Fuller, “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” adlı kitabında açıkça anlatmıştı: Kemalist Devrim’in tasfiyesi, ABD hizmetinde İslamcılık, etnik gruplara ayrılmış federatif bir sistem!
 
AKP’NİN ORTAYA ÇIKIŞI VE BUSH’LA BULUŞMA
1984 yılında RP Beyoğlu İlçe Başkanlığıyla başlayan ilişkiler zinciri, Erdoğan’ın 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasıyla daha üst boyutlara sıçradı. Hem Yahudi lobisi, hem CIA ile ilişkiler sıkılaştı. Erdoğan bu ilişkilerinin sonucunda Yahudi lobisinden iki ayrı ödül aldı.
 
2001’de de Erbakan’dan ayrılarak AKP’nin kurulmasıyla en önemli aşamaya geldi. ABD, bu dönemde Irak’a operasyona hazırlanıyordu ve Ecevit’in Başbakan olduğu hükümetin bir faiz manipülasyonuyla ekonomik kriz ardından yıkılmasıyla, Türkiye erken seçime sürüklendi. 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimler sonucunda AKP yüzde 34 oyla hükümet kurdu. Erdoğan siyasi yasaklı olduğu için önce Abdullah Gül Başbakan oldu. Bu dönemde Erdoğan hiçbir yetkisi olmamasına rağmen Amerikan Başkanı Bush ile buluşturuldu. Erdoğan, daha sonra CHP’nin katkısıyla Siirt’ten aday gösterildi ve Başbakanlık koltuğuna oturtuldu. Tayyip Erdoğan’ın ilk icraatı Irak’a saldırısında ABD’ye hava sahasını açmak oldu. BOP Eşbaşkanı olduğunu 34 yerde ilan etti. ABD ile imzaladığı hizmet sözleşmesinin bütün maddeleri, 12 yıllık iktidar döneminde adım adım uygulandı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ABD Dışişleri Bakanı Powell ile 2003 yılında “2 sayfa 9 maddelik” gizli anlaşma imzaladı.
 
KKTC’Yİ TASFİYE VE AÇILIM
2004 yılından sonra, ABD ve AB’nin bastırmasıyla KKTC’nin tasfiyesi ve kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın etkisizleştirilmesi, Erdoğan’ın baş ödeviydi. Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye’nin stratejik çıkarlarına aykırı olan Annan Planı’nı kabul etti.
 
BOP Eşbaşkanlığının ABD’yle yaptığı hizmet sözleşmesindeki en önemli unsur olan PKK’nın yasallaşması için Abdullah Öcalan’la ilk görüşmeler, 2004 yılında başladı. Aynı dönem, PKK’nın 5 yıllık eylemsizliği de sona erdi. 2009’da açıktan başlayan “açılım” görüşmeleriyle Öcalan ve PKK resmi muhatap oldu. Güneydoğu’da PKK’nın giderek tek siyasal güç haline getirilmesine yol açacak zemin oluşturuldu. Yerel yönetimlerde ve kamu yönetiminde özerklik doğrultusundaki yasal değişikliklerle, Türkiye’nin üniter yapısı ve ulus devlet sistemi adım adım zayıflatıldı.
 
CUMHURİYET KARŞITI ODAK
AKP hakkında 14 Mart 2008 günü kapatma davasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AKP’nin “laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” gerekçesiyle, partinin kapatılması ve Başbakan Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dahil 71 kişinin 5 yıl süreyle siyasetten uzaklaştırılmasını istedi. Anayasa Mahkemesi, 30 Temmuz 2008 tarihli kararıyla, AKP’nin Cumhuriyet ve laiklik karşıtı odak olduğuna, fakat kapatılmamasına hükmetti.
 
ABD KRİPTOLARINDAKİ ERDOĞAN HESAPLARI
BOP Eşbaşkanlığı karşılığında Erdoğan, kamu mallarını yağmalama vizesi kazandı, ABD açısından üzerinde daha fazla kontrol imkânı sağlayan bir araç haline geldi. ABD Büyükelçiliği’nden Washington’a gönderilen kriptolarda Erdoğan’ın İsviçre bankalarında 8 ayrı hesabı olduğu yazılıydı. Eski yol arkadaşı Fethullahçı Gladyo ile özellikle 17 Aralık 2013 operasyondan sonraki çatışmasıyla bir kısım kirli çamaşırı daha ortaya döküldü.
 
MİLLİ ORDU’YA KUMPASIN SAVCISI
Abdullah Gül’ün Çankaya Köşkü’ne oturtulmasından sonra, Ergenekon ve diğer tertiplerin düğmesine basıldı. Düğmeye basan, doğrudan ABD Başkanı’ydı. Erdoğan’ın 5 Kasım 2007 tarihinde Beyaz Saray’da ABD Başkanı Bush’la yaptığı görüşmede Ergenekon ve Balyoz gibi tertiplerin başlatılmasına karar verildi. TSK, İşçi Partisi ve milli güçleri hedef alan operasyonda, 500’e yakın kişi tutuklandı. Bu süreçte Erdoğan açıkça bu davanın “Savcısıyım” dedi.
 
İKİNCİ İSRAİL’İN HAMİSİ
Irak ve Libya’nın işgallerinde ABD’ye yardım eden Erdoğan, Suriye’ye terör eyleminde başrol oynadı. Teröristler ise Suriye’ye sevk edildi. Türkiye-Suriye sınırı kevgire döndürüldü. Bu eylemlerin sonucunda Reyhanlı’da 52 yurttaşımız katledildi. Suriye’de yüz binlerce masum insanın katledilmesine, yerlerinde yurtlarından edilmesine neden olan operasyonun içinde yer alan Erdoğan, Irak’ta da mezhepçilik yaparak bu ülkenin içişlerine müdahale etti. Suriye’de AKP’nin besleyip büyüttüğü IŞİD adlı terör şebekesi, Irak’a da saldırdı. Irak devletinin ciddi bir iç karşıklığa girmesine yol açan IŞİD, Irak’ta Musul Başkonsolosluğumuzdaki görevlilerimizi ve ailelerini üç aya yakın zamandır rehin tutuyor.
Türkiye’de PKK’yı yasallaştıran “açılım” uygulanırken, Irak’ın kuzeyindeki 2. İsrail devletinin nüvesini oluşturan Barzani’ye sonuna kadar destek verdi.
 
ATATÜRK DÜŞMANLIĞI
Devlet ve kamu kurumlarından T.C. ibareleri kaldırıldı, milli bayramların halk tarafından kutlanması yasaklandı. Erdoğan, TBMM kürsüsünden Atatürk ve İnönü’ye hakaretlere varan iftiralar attı. Kamu yönetimindeki Atatürk Devrimi uygulamaları adım adım ortadan kaldırıldı. Türban önce üniversitelerde, sonra kamu kurumların- da serbest bırakıldı. Laikliği suç haline getiren yasal düzenlemeler yapıldı. İnanç özgürlüğü görüntüsüyle, mezhepçilik kışkırtıldı.
 
Aydınlık;09.08.2014