8 Ağustos 2014 Cuma

MEHMET FARAÇ/ Kafa kesen Türkler nerede üslendi?..

mehmetfarac
 
Vahşetin kirli elinde titreyen insan kalbi... Nehirlere inat, hırçınlığı mazluma dönmüş kan gölü...
 
Kasap bıçağından daha zalim satırlar ve paslı palalar...
 
Kalleşliği bile arkadan vuran kiralık kurşunlar...
 
Yani insan kalbi bile yiyen terör!.. Sıradanlaşmış kan dökme vahşetleri... Ve kafa kesme!.. Ve toplu infazlar...
 
İster IŞİD'in, ister kafanızı kuma gömüp IŞİD'meyin!.. Ama artık işitin!..
 
Çünkü bunların hepsi gerçek... Hem de yanı başımızda, canımıza dokunmasa da insanlığımızı acıtacak kadar yakında ve ölüm kadar ağır, yaşamak kadar gerçek...
 
İnsanlığın son durağında ölümün kurtuluş olmadığını ibretiâlem olsun diye duyuran gerçek bir zulümdür bu...
 
Aylardır durmayan ve günlerdir çok yakınımızda, üstelik sınırımızda kan ağlatan pervasız bir zulüm!..
 
Suriye ve Irak'ta yaşanan bağnaz ve acımasız katliamları kim dayatıyor acaba?.. Ne adına bu terör?.. "Şeriat adına"ymış!..
 
Vah ki ne vah!.. Yalnız insanın değil, vicdanın, merhametin, inançların ve bizzat dinin arkadan hançerlendiği bir vahşettir bu...
 
SİYAH-BEYAZ; ÖLÜM!..
"IŞİD" yani (Irak-Şam İslam Devleti) adlı El Kaide yanlısı şeriatçı bir örgütün Ortadoğu'da, "din adına" yaptığı katliamlar durmuyor... Çünkü dur diyen de yok!..
 
İslam'ın ilk çıkışındaki yasaları referans alan Selefi ideolojisinin bağnaz timleri, gericiliği reddeden canlı ya da cansız, doğru ya da yanlış, siyah ya da beyaz ne varsa hedef alıyor...
Yalnız insanı değil, mezarlıkları, türbeleri, camileri bile engelle karşılaşmadan yerle bir ediyor...
 
İnfazlardan, vahşetten ve acımasızlıktan herkes ne yazık ki payını alıyor... Hem de sağcı, solcu, Müslüman, Hıristiyan, bebek, çocuk, kadın, genç, yaşlı, Şii, Sünni, Arap, Kürt, Yezidi fark etmiyor...
 
Baksanıza; Irak'ta sinsice ilerleyen örgüt, Şii'leri topluca katlederken kimse umursamadı... Aynı anda tam 1700 genç kamyonlarla infaz bölgelerine götürüldü, yüzüstü yatırıldı ve kurşun yağdırıldı...
 
Üstelik bu vahşet görüntülenerek internete yüklendi ve tüm dünyaya İslam'la bağdaşmayan kanlı fotoğraflar servis edildi... Yani din de vuruldu!..
 
Ne ağıt, ne dua, ne merhamet, ne de yalvarış katillere sözünü geçirebildi... Ne de insanlığın kan ağlayan keskin çığlığı!..
 
ERDOĞAN SIRTINI DÖNDÜ!..
Barbarlık; Irak-Suriye hattında ilerlerken, dinci terör etnik yapı gözetmeksizin insanlığı vurmaya devam ediyor...
 
İnternete her gün yeni katliam görüntüleri yükleniyor. İslam dininin şiddet içerdiği algısı tüm dünyaya enjekte ediliyor!..
 
IŞİD; Şiilerden sonra Irak'taki yüzlerce Türkmeni yere yatırıp kurşunladı, evleri basıp gencecik masum kızları katletti... Ne ilginçtir ki, IŞİD'i "unsur" diye neredeyse masum gösteren Başbakan Erdoğan onlara sırtını döndü...
 
Sonra sıra Kürtlere geldi... Suriye'nin "Rojava" diye adlandırılan bölgesinin üçte ikisini kuşatan örgüt, Barzani ve Talabani'nin gözleri önünde Kürtleri de katlediyor...
 
Türkiye'ye 30 yıldır kan ağlatan PKK bile bu şiddet karşısında çaresiz kalıyor!..
 
Şimdi sırada Yezidiler var... Irak'ta binlerce Yezidi, IŞİD'in vahşet nehri yaklaşırken kan denizinde boğulmamak için evlerini terk ediyor...
 
On binlerce insan dağlara sığınmış... Bozkırı andıran, ekmekten, sudan ve insanlıktan uzak masumiyet bekleyen dağlara...
 
Şengal Dağları mağaralarında, kaya diplerinde, kuraklığın ortasındaki kuru dikenlerin ürkek gölgesinde bebeler, çocuklar kadınlar ve yaşlılar insanlığı bekliyor...
 
PUSUDAKİ YERLİ TEHDİT!..
Ve sonunda olan oldu... Şengal Dağları'nda aç ve susuz bırakılan on binlerce Yezidi ölümün kıskacında çırpınmaya başladı...
 
Medyaya önceki gün servis edilen fotoğraflar, IŞİD'in kafa kesme görüntüleri kadar yürek yaraladı... Minik sabiler, yuvalarından düşmüş kuş yavruları gibi susuzluktan çırpına çırpına ölmüşlerdi...
 
Şengal ceset tarlasına dönmüş ama ne yazık kimse kılını kıpırdatmıyor!.. Ne özgürlükçü ABD, ne "insan hakları" denildi mi mangalda kül bırakmayan Avrupa, ne de en küçük olayda sokaklara dökülen İslam dünyası ve özellikle de bizim yerli dinciler?..
 
IŞİD dünyanın duyarsızlığı yüzünden yayılmacı politikasına devam ediyor... Irak'ın dörtte üçü... Suriye'nin her yeri... Sınırımızdaki Kürt bölgesinin yarısından fazlası ve şimdi ise Lübnan sınırı... Peki ya sonrası?..
 
AKP iktidarının Musul'daki konsolosluk görevlilerini adeta teslim ettiği IŞİD militanları, sınırlarımızı iyice işgal ettikten sonra ne yapacaklar acaba?..
 
IŞİD saflarında, kafa kesenlerle birlikte savaşan binden fazla Türk militan yurda döndüğünde, ülke topraklarındaki gizli ve açık binlerce hücreyle buluştuğunda ne olacak dersiniz?..
 
Yaşanacakları anlatmak bile istemiyoruz... Çünkü yaşananlar, kan kokusunu duyacak kadar yakınımızda ki, tarife gerek bile kalmıyor!.
 
Aydınlık / 08.08.2014