Van Erciş’te yaşayan Sosyolog-Yazar Eyüp Altun, 24 Temmuz’la birlikte başlayan sürecin ‘Saray Savaşı’ olmadığını vurguladı. Altun, bölgedeki son gelişmeleri değerlendirdi
Güneydoğu bölgemizde 24 Temmuz’la başlayan, öncesinde 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleriyle ateşlenen süreci, bölgeyi yakından tanıyan Eyüp Altun’la konuştuk. Altun, Ermeni ve Kürt meselelerine ilişkin çalışmalarıyla bilinen bir sosyolog ve yazar. Yeni bir kitap çalışmasını sürdürüyor. Yaklaşık 40 yıldır Van’ın Erciş ilçesinde yaşayan Altun, bölgedeki son gelişmeleri değerlendirdi. ‘Halk özerklik propagandasını benimsemedi’ diyen Altun, bölgenin nabzını tutuyor...
‘SURİYE DENGELERİ DEĞİŞTİRDİ’
| 8 Haziran’dan sonra bölgede ne değişti?
8 Haziran’a kadar, hükümet ile PKK arasında bir anlaşma olduğu düşünülüyordu. Öcalan’ın 10 maddelik yol haritasını hükümetin Dolmabahçe’de açıklaması bunun bir göstergesiydi. Fakat PKK, 2011’de başlayan Suriye’deki iç savaştan sonra istikametini değiştirdi. Eğer Suriye olayı olmasaydı hükümet ile PKK anlaşacaktı. PKK bu anlaşmaya sadık kalsaydı, hükümet PKK’ya şunları verecekti: İlkokuldan üniversiteye kadar ana dilde eğitim ve Öcalan’ın serbest bırakılması. Ancak Suriye’deki gelişmelerden sonra PKK bunlarla yetinmemeye başladı. Bu konuda Cemil Bayık’ın bir buçuk yıl önceki açıklamalarına bakalım: “Bize insanları yargılama ve tutuklama yetkisi verilsin.” Yani, “biz kendi kolluk kuvvetlerimizi oluşturacağız, savcımızı ve hakimimizi biz belirleyeceğiz.”
‘KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK’
2014 yerel seçimlerini bir anımsayalım. Yerel seçimlerden önce hem BDP (2014 yerel seçimlerine BDP olarak girildi) hem Kandil in açıklamalarının özeti şuydu: “Biz belediye seçimlerinden sonra özerklik ilan edeceğiz.” Hatta Altan Tan durumu, “Korkunun ecele faydası yoktur. Evet özerklik ilan edeceğiz” diye özetledi. Bu propagandaya halk yüzde 6.2 oranında bir oy verdi. Yani halk bu özerklik propagandasını pek benimsemedi. Bunu gören PKK/HDP iki ay sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çok farklı bir dil kullandı ve “Türkiye hepimizin Türkiye’sidir, Türk bayrağı hepimizin bayrağıdır” gibi birlikçi bir dil kullandı. Bu dil Türk toplumunu heyecanlandırdı ve Demirtaş’a yüzde 10’a yakın bir oy verdi. 7 Haziran seçimlerinde de Kürt halkı birlik politikalarına oy verdi.
‘24 TEMMUZ MİLAT OLDU’
| Devletin cephesindeki gelişmeler?
Devlet ise barış sürecinin PKK’nın yığınak süreci olduğunu gördü ve PKK’nın 7 Haziran seçimlerinden sonraki sözde ataklarına 24 Temmuz’dan itibaren kararlı bir şekilde karşılık verdi ve vermeye de devam ediyor. Kürt halkı birlikten yana olduğu için 7 Haziran’da birlikçi HDP’ye oy verdi, 1 Kasım’da ise ‘bölücülüğe hayır’ dedi.
| TSK ve güvenlik güçlerinin operasyonlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Daha düne kadar Cemaat’le içli dışlı olan AKP ilişkileri kopmaya başladı ve AKP yalnızlaştı. AKP’nin, yani Tayyip Erdoğan’ın tek kurtuluş yolu kaldı burada: Türkiye’ye sığınmak. Yani biraz Asyalılaşmak. Şimdi bu operasyonlar başladığında muhalefetin büyük çoğunluğu buna saray savaşı demeye başladı. Bunun doğru bir tespit olmadığını 1 Kasım seçimlerinden sonra daha iyi gördük. Kısacası şu an yaşadığımız süreçte etken olan Erdoğan değil. Erdoğan burada edilgen konuma düşmüştür. Çünkü Erdoğan kendi koltuğunu kurtarmanın yolunun buradan geçtiğini düşünüyor ve onun hesaplarını yapıyor. Daha açık söylemek gerekirse Erdoğan Türkiye’de ulusalcılara, güvenlik güçlerine, TSK’ya sığınmak zorunda kaldı. Bunu da yapmasaydı, çoktan tarumar olmuştu. Biraz daha açarsak, Genelkurmay ülkenin iç savaşa doğru gittiğini Erdoğan’a gösterdi ve Erdoğan da burada mevzilenmek zorunda kaldı. Eğer bunu da yapmasaydı belki de yargılanma sürecine kadar gidecekti Erdoğan.
‘DEVLET BU İŞİ BİR AN ÖNCE BİTİRSİN’
| Kürt halkı operasyonlara nasıl bakıyor?
Basit ama önemli bir örnek vereyim. Diyarbakır’da HDP’li bir arkadaşım var. Telefonla aradım, çok üzgün olduğunu söyledi. Nedenini sorduğumda cevap aynen şöyle: “Devlet Sur’da operasyonların kısa sürede sona ereceğini söylemişti. Ama bir baktık ki Sur’da sokağa çıkma yasağına birkaç mahalle daha eklenmiş. Bu iş daha da uzayacağa benziyor. Ve huzursuzluk halk içinde giderek artıyor. Biz bu olayların devlet tarafından biran önce bitirilmesini ve huzura kavuşmayı istiyoruz.” Bu sadece bir örnek... Bölge halkının beklediği şudur: Devlet bu işi bir an önce bitirsin. Bölge halkının sessiz durması da PKK için önemli bir mesajdır. “Ey PKK! Şu hendek savaşından bir an önce vaz geç!” demektedir. Ben bunu Şırnak’taki HDP’li arkadaşımdan da duyuyorum, Varto’dakinden de, Cizre’dekinden de...
Aydınlık / 03.03.2016