Diyarbakırlı işadamı Reşat Somuk, PKK’nın bir modeli olmadığını anlatmak için HDP’li belediyeleri örnek gösterdi ve tamamen rant üzerine kurulmuş bir terör örgütü olduğunu söyledi
“100 küsur belediye sende, anayasa değiştirme yetkisi var, ama sen hendekleri kazmışsın, halktan destek istiyorsun... O da destek vermiyor! Normal vatandaşa soruyoruz, memnun musun? Bin pişman. Bu kadar karşıyız madem, o zaman devletle bağımızı kopartalım! Ben vergi levhasını indireyim, kimliğimi atayım! Ama sen devletten maaşını alıyorsun, mahkemeye girip avukatlık yapıyorsun, ona ne demeli? 100 belediyeye sahipler ama bir modelleri yok! Modelleri ranttır. Kürtlerde kadın öldürmek yok, çocuk öldürmek yok! Ama şimdi herkes, çocuklar ölüyor. Belediyenizin bir modeliniz olmalı, ama yok! Birileri kumanda ile size hükmederse bir modeliniz olamaz! Dindarların bir kıymeti yok, aşiretlerin bir kıymeti yok!” Bu sözler Diyarbakır’da orta ölçekli bir işyeri sahibi, zamanında 141-142’den yargılanmış ve 5 yıl hapis yatmış bir işadamına ait.
‘SEN RUT BEN RUT’
‘SEN RUT BEN RUT’
Reşat Somuk’un işkolu enerji destek üniteleri. Eğitimi 80’li yıllarda ODTÜ’de yarım kalmış, diplomasız bir mühendis olan Somuk, 30 yıldır bölgede sanayi ve ticaretin içinde, gelişmelerin doğrudan tanığı bir isim.
Diyarbakır’da artık esamesi okunmayan hayvancılığın bittiği yılları da yaşamış, birkaç çırçır ve mermer fabrikasına dayanarak kurulan organize sanayi bölgesini de. Somuk, AKP döneminde artan tüketim harcamalarının arttığını, ancak şimdi 5-10 bin lira borcunu ya da bakım parasını ödeyemeyen firmalar döneminin geldiğini hatırlatıyor. “Sonu nereye gidecek?” diye soruyoruz:
“Belirsizlik var, bizi o üzüyor. Ekonomimiz rölantide. Şu anda yerel markalara sık sık fiyat veriyoruz, ama alan yok. Mesela Sur’daki Arçelik bayisi, bizden cihaz almış, ama oraya ulaşamıyor. Şu an bölgede, son 3 ay içindeki olaylar, yabancı sermayeyi bölgeden çekti. Biraz durumu iyi olanlar, batıda işini sürdürmek için ev, büro alıyor, burada okuyan çocuğu varsa naklettiriyor, tayin yaptırabilirse tayin düşünüyor” diye yanıtlıyor ve durumu Kürtçe özetliyor: “Sen rut, ben rut, ikimizden çıkar bir hevrut. Yani sen boş ben boş, ikimiz bomboş...”
‘SIRTIMIZI DAYAYACAĞIMIZ TEK SAĞLAM YER DEVLET’
‘SIRTIMIZI DAYAYACAĞIMIZ TEK SAĞLAM YER DEVLET’
Diyarbakır’da hangi esnafın, hangi işyerinin kapısını çalsanız, ilk kelam değişmiyor: “İşler perişan durumda... Sabahtan beri tek bir siftah yapmadık!”
Güzelim şehir, birilerinin “BOP’un başkenti yapmak” sevdası uğruna ekonomik ve sosyal açıdan yıkıma uğramış durumda.
Bir esnaf hatırlatıyor: “Sur boşalınca halk nereye gidiyor? Devlete! Kobani boşalınca halk nereye gidiyor? Türkiye Cumhuriyeti’ne, yani devlete! Sırtımızı dayayacak sağlam bir yer var: Devlet!”
PKK’nın devlet aleyhine yürüttüğü propaganda, gitgide zemin kaybediyor kaybetmesine, ancak ya operasyonlardan sonra ne olacak? Bir işyeri sahibinin ifadesiyle “Halk, devletin sıcaklığını arıyor.”
‘HANİ VATAN SAVUNMASI YAPACAKTIK’
Gençliğinde ‘68 hareketine katılmış olan bir esnaf “Ülkenin her tarafı kuşatılmış, ateş içinde! Marksizmde ülke savunması diye bir şey vardı! Ülke savunması yapıyorsa iktidarın yanında yer alacaktık hani! Bugün PKK/HDP zorla dayatmayla bu işin yürümeyeceğini görmeli. Nusaybin, Cizre ve Sur’da bu partiye yüzde 80 destek verdiği halde halk taraf olmadı.”
‘RANTIN BİR BÖLÜMÜ KANDİL’E’
Bölgede Ankara’dan aldığı ihalelerle iş yapmaya çalışan inşaat firması sahibi anlatıyor:
“Diyarbakır’da Güneydoğu’nun çeklerini factoring firmaları kabul etmiyor. Pek çok banka şubesi, -ki bunlar arasında devlet bankaları da var-, Sur, Bağlar, Şehitlik şubelerine kilit asmış durumda. Bölgede, çeki dönmeyen esnaf kalmadı. Sadece Diyarbakır’da 5 bin şirket kapandı. Şehirde ticaret erbabının yüzde 80’i Sur’da iş yapıyordu, şimdi Sur iptal! Sadece Diyarbakır Büyükşehir Belediyesiyle iş yapanlar, büyük paralar kazandılar. Yeni zenginlerin, her ay bir kez Irak’a gittiği ve Kandil’e önemli kaynak aktardıkları sır değil, herkes biliyor.”
‘BU ÜLKE HEPİMİZİN’
Sur’da esnaflık yapan Veysi anlatıyor:
“İşler perişan durumda. Bu olaylar başlamadan önce gece 11-12’lere kadar açık duruyorduk. Ama şimdi saat en geç akşam 6’ya kadar açık durabiliyoruz. Çatışmalardan dolayı Sur’a giren çıkan yok. Burada bütün esnaflar iflasın eşiğinde. Zaten birçoğu kapatıp gitmek zorunda kaldı. Bir çözüm bulunması lazım. Ben bir Kürt vatandaşıyım, burada doğdum ve burada büyüdüm. Burası benim de ülkem, vatanım. Asker de şehit olmasın polis de. Dağa çıkan çocuk da ölmesin diyorum...”
SÖYLENTİ GÖÇ ETTİRDİ
SÖYLENTİ GÖÇ ETTİRDİ
Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde operasyon yapılacağı haberleri, yüzlerce ailenin Van ve çevre illere göç etmesine neden oldu. İlçeden göç başlaması nedeniyle bazı mahallelerdeki okullar da boş kaldı. Ailelerin bir kısmı ilçeye uzak köylerde yaşayan yakınlarının yanına yerleşirken, bir kısmı ise Van veya çevre illere göç etti. Bazıları geçici olarak Yüksekova’dan ayrılırken, bazıları da tüm evlerini taşıdı. Yetkililer, bin 555 öğrencinin nakil olarak gittiğini, 9 bin öğrencinin ise gayrı resmi olarak okullardan ayrıldığını belirtti. Bazı aileler de çocuklarının okullarından geri kalmaması için ilçeden ayrıldığını kaydetti.
İlyas Gümrükçü/Füsun İkikardeş
Aydınlık/27.02.2016