14 Şubat 2018 Çarşamba

ABD'nin İstihbarat Raporunda YPG İtirafı

ABD kongresine sunulan istihbarat raporunda terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı YPG'nin 'PKK ile ilişkili olduğu ve otonom bir bölge arayışında olduğu' ifade edildi. Raporda YPG için 'PKK'nın Suriye'deki milisleri' ifadeleri kullanıldı. ABD Kongresi'ne sunulan rapor hakkında hükümet adına konuşan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, "ABD’deki bazı kurumlarda bu bilgi zaten mevcut. Esasen bu bilinmeyen bir şey değildir. Tüm bu konular ABD dışişleri bakanı geldiğinde de görüşülecektir. Her türlü bilgi belge muhataplarına verilmiştir" yorumunda bulundu. 


CIA, NSA ve FBI direktörlerinin de hazır bulunduğu oturumda Ulusal İstihbarat Direktörü Daniel Coats, komiteye ‘ABD İstihbarat Topluluğunun Dünya Genelinde Tehditler Değerlendirmesi’ başlıklı raporu sundu. Raporun Türkiye açısından en çarpıcı bölümü Suriye başlığı altında tek bir satır olarak yer verilen terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’ye ilişkin tespit.

İlk kez bir istihbarat raporunda YPG için açıkça ‘PKK’nın Suriye’deki milisleri’ ifadesi kullanıldı. YPG’nin Suriye’de muhtemelen bir çeşit özerklik arayışına gireceği ancak bu girişimin Türkiye, Rusya ve İran’ın direnciyle karşılaşacağı vurgulandı.

ABD'NİN RAPORUNA HÜKÜMETTEN İLK TEPKİ

ABD Kongresi'nde yayımlanan rapora hükümetten ilk tepki Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'den geldi.

Gül, "ABD’deki bazı kurumlarda bu bilgi zaten mevcut. Esasen bu bilinmeyen bir şey değildir. Tüm bu konular ABD dışişleri bakanı geldiğinde de görüşülecektir. Her türlü bilgi belge muhataplarına verilmiştir" dedi. 

"TÜRKİYE'NİN ÖNCELİĞİ..."

Raporda, Türkiye’nin ABD ile DEAŞ kaynaklı terörle mücadeledeki işbirliğinin sürmesi muhtemel olduğu ancak YPG'nin heveslerini engellemenin Türkiye için bir dış politika önceliği haline geleceği ifade edildi. Öte yandan, raporda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ikili ilişkileri zorlayan bir dil kullanmasının muhtemel olduğu ifade edildi. 

İşte raporda yer alan ifadeler:

SURİYE MUHALEFETİ ARTIK ESAD’I DÜŞÜRMEYE MUKTEDİR DEĞİL

- Suriye’de çatışma rejimin lehine Rusya ve İran’ın kendilerini ülkeye yerleştirmesinin önünü açacak şekilde yön değiştirdi. Şam yönetimi kent arazisinin büyük bölümünü yeniden ele geçirmiş ve şiddet seviyesi azalmış olsa da Suriye 2018 boyunca dönemsel olarak çatışmalar yaşayacak.

- Suriye muhalefetinin 7 yıllık başkaldırısı muhtemelen artık Devlet Başkanı Beşar Esad’ı düşürmeye muktedir değil. İsyancılar muhtemelen çatışmayı önümüzdeki sene de sürdürecek kadar kaynak bulacaktır.

- DEAŞ Suriye’de düşüşte ancak alan kaybına rağmen muhtemelen 2018’de isyan operasyonları düzenleyecek  yeterli kaynaklara ve yeraltı ağına sahip.

ESAD BARIŞ GÖRÜŞMELERİNE KATILABİLİR

- Moskova, muhtemelen Cumhurbaşkanı Esad’ı kendisini zayıflatacak bir siyasi çözüme zorlayamaz, tabii eğer Esad’ı güç kullanarak indirmeyi istemiyorsa. Esad barış görüşmelerine katılabilir ancak muhalefetle kendisinin iktidardan inmesinin ya da başka anlamlı tavizlerin pazarlığını yapma ihtimali düşük.

İRAN LÜBNAN’A KORİDOR ARAYIŞINDA

- Rusya ve İran Suriye’de uzun vadeli olarak varlık göstermeyi planlıyor; askeri üs haklarının yanı sıra petrol ve gaz arama kontratlarını garanti altına almaya çalışacaklar.

- İran Suriye üzerinden Lübnan’a bir kara koridoru oluşturma arayışında.

YPG’NİN ÖZERKLİK ARAYIŞI ÜÇ ÜLKEDEN DİRENÇLE KARŞILAŞACAK

- YPG - PKK’nın Suriye’deki milisleri – muhtemelen bir çeşit özerlik arayışına girecek ancak Rusya, İran ve Türkiye’den dirençle karşılaşacaklar.

- Ekim 2017 itibarıyla komşu ülkelerde 5 milyondan fazla Suriyeli mülteci ve Suriye içinde de yaklaşık 6.3 milyon yerlerinden edilmiş insan var. Yeniden yapılandırma en az 100 milyar dolara mal olabilir ve en az 10 yıl alabilir. Esad darbe almış ekonomisini muhtemelen İran ve Suriye’den sübvansiyonlarla yürütecek ve temel harcamalarını bu şekilde karşılayacak.

IRAK’TA BAHAR SEÇİMİ KRİTİK

- Irak’ta Eylül 2017’deki Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık referandumunun ardından Başbakan Haydar Al Abadi’nin güç kullanarak Bağdat’ın otoritesini yeniden sağlamış olması ülkenin geleceği konusunda Iraklı liderler arasında var olan bölünmeyi ortaya koyuyor. Kürtlerin özerkliğini sınırlamaya yönelik hareket Şii ve Sünni Araplar arasında popüler oldu ve bu bahardaki seçimler öncesinde Iraklı liderleri tavizsiz siyasi görüşmelere yönlendirebilir.

DEAŞ ÜYELERİNİ ‘KENDİ ÜLKELERİNİZE SALDIRIN’ DİYE TEŞVİK EDECEK

- DEAŞ’ın Irak ve Suriye’de yeniden gruplaşmaya başlamasını, küresel varlığını güçlendirmesini, uluslararası eylemler planlamasını ve hem üyelerini hem de sempatizanlarını kendi ülkelerine saldırma yönünde teşvik etmesini bekliyoruz.

- DEAŞ liderliği muhtemelen şu değerlendirmeyi yapıyor; eğer eylemleri kamuoyunu meşgul etmeyi sürdürürse küresel koalisyonun kendileri yenilgiye uğratılmış göstermesi zorlaşacak ve dolayısıyla da koalisyonun mücadelesi zayıflamış olacak.

ABD’YE EN BÜYÜK İSTİHBARAT TEHDİDİ RUSYA VE ÇİN

- ABD 2018 yılında karmaşık yabancı istihbarat tehditleriyle karşı karşıya olacak. ABD’nin çıkarlarına yönelik en büyük istihbarat tehdidin Rusya ve Çin’den gelmesini bekliyoruz.

- Rus istihbarat servisleri devlet kontrolündeki Rus medyasını ve örtülü sosyal medya hesaplarını ABD hakkında yanlış bilgilerin yayılması ve ABD karşıtı görüşlerin güçlendirilmesi için kullanmaya devam edecek.

- Moskova, ülkemizdeki demokratik süreçlere yönelik güveni sarsmayı, ABD ile Avrupa arasındaki ortaklığı zayıflatma arayışında. Ülkemizdeki 2018 ara seçimleri Rusya’nın etki operasyonlarının potansiyel hedefidir.

KUZEY KORE REJİMİ FÜZELERİNİ MÜZAKERE ETMEZ

- Kuzey Kore 2018’de nükleer füze denemelerine devem edecek. Bu ülkenin Dışişleri Bakanı Kim Yong Un’ın Pasifik Okyanusu üzerinde atmosferik bir nükleer deneme yapmayı gündemine alabileceğini söyledi. Pyongyang’ın uzun menzilli nükleer silahları rejimin devamının temeli, dolayısıyla da rejim bu konuda müzakere niyetinin olmadığının göstergesi.

Hürriyet / 14.02.2018