21 Şubat 2018 Çarşamba

’YPG-PKK ve Rejim Anlaştı’ Masalı

“YPG, Suriye Ordusu’nu Afrin’i TSK-ÖSO saldırılarına karşı savunmak için davet etti”, “YPG rejim ile anlaştı”, "YPG ve rejim birlikte hareket edecek. Afrin’i birlikte yönetecek”, "Esad ile PKK ilişkileri derin ve uzun bir geçmişe dayanır”, “Esad, YPGPKK teröristlerin kaçması için yol veriyor” haberleri külli ve tafsile (toptan ve detaylı) kavlen ve kalben (sözel ve şeklen) palavradır. Bu okkalı yalanları piyasaya sürenler YPG ve AKP hükümeti yandaşı görünen matbuat ve trolleridir. Suriye ordusu ve Esad muhibbi sanatı üzerinden nemalanan müflis siyasi tüccarlardır. TSK-SSK işbirliğinden ödleri kopan taifedir.

Mahalli ve yabancı on binlerce profesyonel lejyonerin saldırısı, BM, AB, Arap Ligi, NATO, yalan makinesi medya ve Türkiye’nin direkt müdahalesine maruz kalan Şam tüm savunma hatlarını her şehirde dar bir alana çeken ve bu merkezi halkaları adım adım genişleten askeri stratejini uygulamaya koymak zorunda kaldı. Bu esnada çekildiği bölgelerde ortaya çıkan boşluğu önce mahalli milis güçleri doldurdu. Afrin bu bölgelerden birisiydi. Başta bu milis güçleri Suriye devlet kurumlarını oldukları gibi korudu. Suriye egemenliğini temsil eden bayrağı yere indirmedi. Kendisine bırakılan silahla mahallesini ve bölgesini savundu.

PKK NASIL AFRİN’E HAKİM OLDU?

Ardından PYD-YPG-PKK örgütü Afrin şehri ve bölgesine musallat oldu. Bu örgütün hâkimiyet kurabilmesinin ve diğer örgütleri tasfiye edebilmesinin iki ana sebebi vardı. 1980 sonrasında Suriye’ye sığınan PKK, Suriye ve Lübnan’da “Kürtler arasında siyasi doktrinlerini neşretme ve örgütlenmeyi rahat yapabildi. “Suriye rejimi düşmanı” İhvan Hareketi (Müslüman Kardeşler Örgütü şimdiki ÖSO’nun siyasi kanadı) Türkiye’de “selefi Sünni” kesimleri içinde rahat çalışıp koruma alırken, “Türk rejimi düşmanı” PKK şimdiki PYDYPG Suriye ve Lübnan’da keyfince örgütlendi, silahlı eğitim imkânı buldu ve “Kürtçüler” arasında en etkili örgüt konumuna geldi. Suriye’de kriz patlak verdiğinde Kürtlerin yoğun yaşadığı Afrin bölgesinde ortaya çıkan boşluğu hemen ve en etkili dolduran hareket PKK-PYD-YPG oldu.

Zaman kaybetmeden devlet kurumlarını işgal etti. Polis karakolları ve askeri kışlalara el koydu. Suriye bayrağını yere indirdi. Devlet Başkanı ve Suriye tarihinin sembol isimlerinin heykel ve fotoğraflarını kaldırdı. “Diktatör ve katil Esed” mitingleri organize edildi. “Kürtlere zulüm eden, kimlik dahi vermeyen Suriye devleti” seminerleri tanzim edildi. Hükümet kurdu ve bakanlar tayin etti. Asayiş örtüsü altında polis gücü, istihbarat birimleri ve askerlik şubeleri kurdu. Asker ve vergi topladı. Kendi bayrağını, Öcalan posterlerini ve Kürdistan haritalarını astı. Okullara kendi ideolojik terbiyesini dayattı.

YPG’NİN İSTİSMARI

Suriye Ordusu başta Türkiye, Katar, Suudi hanedanlığı ve ABD’nin desteği ile birçok bölgede silahlı ayaklanma başlatan “Sünnici” ÖSO ile mücadeleyi öncelikli görev kabul etti. PKK-YPG bu durumu iyi istismar etti. ABD’nin “iti ite kırdırma” taktikleri ile Türkiye ve örgütleri Suriye ve örgütleri ile savaşırken PKKYPG, IŞİD ile savaşan örgütler sınıfına yükseldi. Suriye devletini ortadan kaldırma, Esad’dan kurtulma ve ülkeyi Kürdistan ve Sünnistan bölgelerine ayırma çalışmaları hız kazandı. Kobani zaferi için Barzanistan, ABD, İsrail, Davutoğlu ve hatta Suudi Hanedanlık her türlü desteği sundu.

En nihayet Sünnistan’ın araç Kürdistan’ın ise esas amaç olduğunu en nihayet gören Erdoğan ABD İsrail Kürdistan’ına çomak soktu. Buna mukabil zımnen ÖSO öncülüğünde Suriye’de Sünnistan’dan halen vazgeçmediği iddia ediliyor. Suriye devletinde bazı yetkililer, medyası ve “TSK-ÖSO-Erdoğan” düşmanlığı minvalinde olanlar Afrin operasyonunun Sünnistan ve Erdoğan’ın siyasi tamahları için yapıldığını propaganda ediyorlar. TSK’nın ÖSO’yu kullandığı ve birlikte hareket ettiği gibi Suriye ordusunun da büyük çoğunluğu kendi vatandaşlarından oluşan YPG ile birlikte hareket edip TSK-ÖSO “işgaline” karşı savaşmayı talep ediyor. Bu sebeple “YPG, Suriye Ordusu’nu Afrin’i TSK-ÖSO saldırılarına karşı savunmak için davet etti, YPG ve Rejim anlaştı. Afrin’i birlikte yönetecekler” yalanlarına sarılıyor.

TESLİM OLMAK DIŞINDA ÇARELERİ YOK

Afrin bölgesi altı senedir YPG PKK-ABD işgali altındadır. TSK’nın Afrin’e yönelik operasyonu Rusya ve İran’ın bilgisi ve onayı dâhilinde oldu. Suriye de bilgilendirildi. Bu operasyon, isteyerek veya istemeyerek, TSK’nın bayrağı yere indirilen, devlet kurumları işgal edilen, merkezi devletten koparılan ve ABD hegemonyasında bağımsız Kürdistan’ın önemli bir ayağını teşkil eden Afrin’e Suriye devleti ve ordusunun yeniden hakimiyet kurmasını sağladı. Yok olmak ve iki ordu arasında ezilmek durumunda kalan, Rusya’nın tüm ikaz ve önerilerini ret eden, ABD’yi yanında bulacağını sanan PKKYPG Afrin’de Barzani hezimetini yaşadı.

Şimdi ilk iki toplantısı Lazkiye, Hmeymim Rus askeri üssünde en sonuncusu da Halep’te yapılan görüşmelerde kayıtsız şartsız teslim olma dışında başka alternatifi olmayan YPG-PKK’nın “davet ettik, birlikte hareket edeceğiz” hezeyanlarına Suriye ordusunun itibar etmesi mümkün müdür?

Mehmet YUVA
Aydınlık/21.02.2018