13 Kasım 2015 Cuma

G-20 çelişkisi!

Ardı ardına gelen seçimler ve artan terör olayları nedeniyle ekonomideki gidişat gündemden de gözlerden de biraz uzak kaldı sanki.

Ama ilk 9 ayda büyük oranda değer kaybeden Türk Lirası, düşen ihracat, çift haneye çıkan işsizlik ve beklentileri aşan yüksek enflasyon, ekonomi için tehlike işaretleri veriyor. Nitekim uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’ye yönelik “negatif” beklentileri teyit ediyorlar. ABD Merkez Bankası FED’in faiz artırımına aralık ayından itibaren gideceğine yönelik değerlendirmeler, Türkiye’ye yıllardır oluk-oluk akan, bol ve ucuz sıcak paranın akış hızını kesmiş durumda. Toplam sıcak para miktarında ise gerileme var.

Tabii bu durum 2015 yıl sonu itibarıyla Türkiye’de büyüme ve milli gelir rakamlarındaki küçülmeyle birlikte daha da somutlaşacak.

Nitekim geçen gün açıklanan sanayi üretim rakamlarına göre 2015 yılının ilk 9 ayı itibariyle sanayi üretimindeki artış yüzde 1.8 oldu ki, geçen yılın aynı döneminde bu artış yüzde 4 olarak gerçekleşmişti.

Kişi başına düşen milli gelir de son 5 yıldır 10.000 doların çok az üstünde patinaj yaparken, ilk kez 2015 sonu itibari ile 9 bin doların altına düşecek. Tabii toplam milli gelir rakamı da aynı şekilde azalacak.

İşte bu koşullar altında 15-16 Kasım 2015 tarihlerinde Antalya’da, 2008’den beri Devlet Başkanları düzeyinde her yıl toplanan G-20 (Group of 20) zirvesi toplanacak. Dünyanın en büyük ekonomisine sahip ülkeler arasında yer alan 19 ülke ile AB Komisyonundan oluşan G-20 ülkeleri arasında İsviçre, İran, Tayvan gibi ekonomisi ilk 20-25 arasında olan ülkeler yok. Küresel sistem için önemli görülen ülkeler var.

G-20 üyesi ülkelerin, B 20 (Business 20) iş dünyasına yönelik ve L20 (Labour 20) istihdama yönelik girişimleri de bu zirvede yer alacak.

Bu zirvede sadece ekonominin değil, mülteci sorunundan çevreye, gıdadan dünyanın kritik birçok sorununa yönelik konuların tartışılması bekleniyor.

G-20 toplantısının 2016 yılında ise Çin’de yapılması kararlaştırılmış durumda.

Tabii iyi hoş da, Türkiye G-20 içinde ekonomik büyüklük bakımından böyle giderse ilk 20 ülke arasından aşağıya düşebilir.

CEBR (Centre for Economics and Business Research) tarafından hazırlanan ve açıklanan veri tablolarına göre, 2013 yılında 17’nci büyük ekonomi olan Türkiye, 2014 yılı itibariyle 19’uncu sıraya gerilemiş durumda. 2015 yılında ilk 20’ye girme ihtimali düşük.

Türkiye belki de önümüzdeki sene G-20’ye sadece jeopolitik ve jeostratejik konumu nedeniyle katılabilir, ama ilk 20 büyük ekonomi arasında yer almayabilir.

Ne garip değil mi, G-20 zirvesine ev sahipliğini yaptığımız yıl, belki de ilk 20 ekonomi arasındaki yerimizi kaybetme riskiyle karşılaşıyoruz.

Zaten dünyada demokrasinin nimetlerini bölücülük ve yobazlığa hizmet için kullanan, kuvvetler ayrılığını, laiklik ilkesini yerle bir eden, basın ve ifade özgürlüğü tehdit altında olan Türkiye’nin dünyadan negatif yönde ekonomide de ayrışması gerçekten de üzüntü verici.

Dünyada 140 ülkede 12 ayrı alanda yapılan değerlendirmelerle ortaya çıkan Küresel Bağlanmışlık/Entegrasyon Endeksinde (Global Connectedness Index) Türkiye’nin yeri 59’uncu sıraya gerilemiş durumda.

Sözde G-20’de ama bütün gelişmişlik, demokrasi, rekabet, hukuk ve özgürlük endekslerinde ilk 50’ye bile giremiyor.

Bu ne yaman çelişki böyle!

Ufuk SÖYLEMEZ / Aydınlık- 12.11.2015