8 Haziran 2017 Perşembe

Katar: Trump’ın Artçı Sarsıntıları



Gelişmelere bakalım. Önce bir tarihe dikkat.
Donald Trump bölgemize geldi (21.5.17).
İlk dış ziyaret için Suudiler seçilmişti.
Siyasi amaç: Şilik karşıtı “Sünni cephe” kurmak.
Mali amaç: “Dost cephe”den haraç toplamak.
                          ***
Ziyaretin ilk sonuçları “verimli” gözüktü.
Trump’lı bir “İslam zirvesi” yapıldı.
Ortak bildiriyle İran suçlandı.
İddia: Tahran, “teröre destek veriyordu”.
                           ***


“Haraç” bahsi de fena gitmedi.
Suudi Arabistan razı edildi.
10 yıllık bir anlaşma imzalandı.
Riyad, 380 milyar dolarlık silah alacaktı Amerika’dan.
110 milyar doları bu yıl ödenecekti.
Yapılan: ABD’yle nikah tazelemekti.
Drahoma: Bir hayli yüksek.
Anlamı: Suudiler “siyasi ömür” satın almıştı.
                         ***


Trump, Katar Emiri’yle de görüştü.
Bir fatura da ona uzatıldı.
Fakat: ABD’nin “tüccar Başkanı” memnun olmamıştı.
İddia: Katar’ın genç emiri istenen parayı çok bulmuştu.
                        ***
Sonra: Körfez’le ilgili gelişmeler hızlandı.
24 Mayıs: Gözler Katar resmi ajansı QNA’ya çevrildi.
Konuşan: Güya, Emir Temim bin Hamd Ali Sani.
Eleştirileri: Sert.
Hedefinde: Trump ve Riyad zirvesi vardı.
İran ve Hizbullah ise destekleniyordu.
                         ***


Katar hemen yalanladı açıklamayı.
QNA’nin internet sitesi ele geçirilmişti.
Yani: Bir “bahane” hazırlanmıştı...
Katar’a operasyon yapmak için.
                         ***


Yalanlamaya rağmen Körfez çalkalandı.
Çünkü: Katar, “sürü”den ayrılmaktaydı gerçekten.
Cevat Zarif’i daha yeni ağırlamıştı. İran Dışişleri Bakanı (8.5.17).
Tahran’la ilişkileri farklılaşıyordu yani.
Zarif gezisinin diğer hassas yönü: Hamas’la ilgili oldu.
Halit Meşal, İran heyetiyle buluştu Doha’da.
Meşal kim: Hamas’ın siyasi büro şefi.
Hamas ne: Müslüman Kardeşler’in (İhvan) Filistin kolu.
İhvan: Suudilerin ve Mısır yönetiminin baş düşmanı.
                              ***


Sonuç.
Riyad ve dostlarına göre: Katar “hiza”dan çıktı.
Yola getirilmeliydi.
                             ***


Sonrası biliniyor.
Dört Körfez ülkesi: Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn.
Karar verdiler: Katar’la diplomatik ilişkiler kesildi.
Sınırlar: Kapatıldı.
Katar vatandaşlarına süre verildi: 14 günde ülkelerine dönmeliydiler.
Öncesinde: Katar medyası yasaklanmıştı zaten.
Başta El Cezire TV kanalı olmak üzere.
Bazı Arap ülkeleri de karara katıldı. Başta Yemen ve Libya.
                            ***


Açık olan şu.
Körfez’de bir operasyon başlatıldı. Hedef ülke: Katar.
Amaç: Yönetimi değiştirmek.
Bu nasıl olacak?
Görünen: İki seçenek de masada
Ya: Askeri müdahale.
Ya da: Anlaşmalı bir saray darbesi.
                         ***


(Bir parantez açalım.
Katar operasyonunda üç isim öne çıkıyor.

Muhammed Bin Salman:
Suudi Arabistan ikinci veliahtı.

Muhammed Bin Zayed: Birleşik Arap Emirlikleri’nin kuvvetli adamı.

Muhammed bin Dahlan: Atlantik kampının Filistinli jokeri.

Söylenen: Üçlü, bölgedeki Amerikan operasyonlarının mimarları.
Konuşulan: Sırada Filistin darbesi var.
Darbenin iki hedefi: Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas.
Ve Hamas yönetimi.)
                        ***


Devam edelim.
Katar operasyonunda asıl sebep ne?
İran politikası mı?
İhvan politikası mı?
Doğalgaz zenginliği mi?

Konuyu, Mısır üzerinden netleştirelim.
Kahire İran’ı öncelikli tehdit görmüyor.
Hatta Tahran’la ilişkileri yumuşatıyor.
Suriye ile de durum benzer.
Esad’la yakınlaşma arayışındalar.
Herkes biliyor: Sisi yönetimi için asıl tehlike İhvan.
Katar operasyonunda Suudilerle buluştular.
İki tarafın da hedefi aynı: İhvan’ı tasfiye etmek.
Ayrıca: Konu Mısır’la sınırlı değil.
Bütün Arap monarşilerinin algısı ortak: İhvan yakın tehdit.
                             ***


Fakat: Doğalgaz meselesini kayda geçirelim.
Bizde pek bilinmez.
Katar: Doğalgaz rezervlerinde üçüncü büyük ülke.
Yaklaşık 24 trilyon metreküp.
Dünya rezervlerinin yaklaşık yüzde 12’si.
İlk iki ülke: Rusya ve İran.
                           ***
ABD: Haraç toplayacak.
Körfez ülkeleri: Haraç verecek.
Evet: Petrol gelirleri düştü.
Ama: Doğalgaz fiyatları hâlâ yüksek.
Sonuçta: Herkesin ihtiyacı büyük.
Yüz milyarlarca dolar konuşuluyor.
Bütün Körfez rezervlerini toplasanız...
Katar gazına yetişemiyor.
Sonuç: Zengin ama zayıf bir ülke.
Anlayacağınız: Elverişli bir “kurban”.
                       ***
ABD’nin tutumu ne?
Ortak görüş: Operasyonu destekliyor.
Bunu pek saklamıyorlar da.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Dina Powell.
Katar’a açık çağrı yaptı. Riyad zirvesinde imzalanan protokole uymalı.
                      ***


Gelelim AKP iktidarına.
Katar, Arap dünyasındaki sıkı dostları.
Suriye’de müşterekler.
İhvan konusunda da.
Kaynaklarım: Türkiye’ye para akışı da fena değil diyorlar.
                         ***
Katar’da yönetim düşerse...

Bir: AKP iktidarı İhvan politikasında tamamen yalnız kalacak.
İki: Dolar akışı kesilecek.
Üç: Suriye’de bütünüyle desteksiz kalacak.

Sonuçları: AKP için iyi olmayacağı açık...


Rafet BALLI
Aydınlık/06.06.2017