12 Haziran 2012 Salı

ÖZDEMİR İNCE/ Başbakan Erdoğan’ı kendisiyle yüzleştirelim mi? (2)

ÖZDEMİR İNCE/ Başbakan Erdoğan’ı kendisiyle yüzleştirelim mi? (2)
Salı, 22 Mayıs 2012, AYDINLIK

Bu yazının tamamı Sinan Onuş’un yazısından yapacağım alıntılardan oluşacak:
***
[“Morton Abramowitz geçen Salı günü (ya 8 ya da 15 Ekim. Ö.İ.) Recep Tayyip Erdoğan ile makamında görüştü. Tayyip Erdoğan basına, Abramowitz’in ‘Sıcak ve olumlu bir mesaj’ getirdiğini söyledi.”

RTE, mesajın içeriğini elbette söylemiyor ama Aydınlık bir yolunu bulup öğreniyor: “Aydınlık’ın RP’ye yakın kaynaklardan öğrendiğine göre, Abramowitz ile Erdoğan arasındaki görüşmenin mesaj içeren bölümü şöyle”:

“Abramowitz: Siz İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde bu kadar başarılara imza attınız. Bundan sonra artık kendinizi Türkiye çapında bir insan olarak tanıtma yolları bulmalısınız.

Tayyip Erdoğan: Ben herhangi bir mücadelenin, veliahtlık, başkanlık yarışı içine girmek istemiyorum. Böyle bir gayretim yok.

Abramowitz: Biz niyetiniz olsun diye söylemiyoruz. Bu sizin ülkenizin yararınadır. İstanbul Ortadoğu’nun başkentidir.Siz burayı yönetip yıldızınızı parlattığınıza göre. Türkiye için de çok şey yapabilirsiniz. Bunun adını illa liderlik koymayın.”

Uygun olta uygun yem

“Recep Tayyip Erdoğan, RP’nin İstanbul Belediye Başkanı. Ancak bundan ibaret değil. Pazar günü yapılan RP Kongresi’nin Divan Başkanlığı koltuğunda oturuyordu. Daha da önemlisi, Kongre’de Erbakan takiyye konuşması yaparken, RP adına, RP’nin gerçek niyetlerini ortaya koyan konuşmayı Erdoğan yaptı. Erbakan tecriti kırmak için topluma seslenmek rolünü üstüne almıştı. Şeriat’ın savaş bildirgesi ise Erdoğan’ın ağzından okundu. Erdoğan için ‘Erbakan’ın veliahtı’ değerlendirmesi öteden beri yapılır. Nitekim Kongre’deki rolü ve tutumu, söz konusu değerlendirmeleri fazlasıyla doğruladı.

Basın önündeki yalanlamalara rağmen Tayyip Erdoğan, Erbakan sonrasının liderliğine hazırlandığını bütün davranışlarıyla ortaya koyuyor.”

Altı yıl önceye dayanan ilişki

“Amerika, oltayı atacağı adamı ve oltaya takacağı yemi özenle seçiyor. Bu olta yeni atılmış da değil. Abramowitz daha Ankara’da ABD Büyükelçisi iken, Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkiye geçti. Erdoğan o zaman, RP Beyoğlu İlçe Başkanı idi. Kasımpaşa’da bir vakıftaki tanışma toplantısında, dönemin RP İstanbul İl Yönetiminden bir yetkili de vardı. Buluşmayı ayarlayan, RP’nin dışa açılma kapısı işlevi gören ‘solcu’ bir gazeteciydi. Şimdi İkinci Cumhuriyetçilerin Şeriatçı kanadının önde gelenlerinden Mehmet Metiner de bu ilişkinin kurulmasında rol aldı. RP ile arası açık olan Metiner, bu görüşmenin ardından Tayyip Erdoğan’la birlikte toplantılara katılmaya başladı.

“Abramowitz ile Erdoğan, bu tanışmadan sonra birçok kez, kamuoyundan gizli olarak bir araya geldiler. Erdoğan Belediye başkanı seçildikten sonra, Büyükşehir Belediyesi’nin Florya’daki Lokalindeki buluşmalarının tanıkları var.”
***
Bence, son elli yılın en önemli haberi olan bu yazı, 20 Ekim 1996 tarihinde yayınlandıktan sonra 28 Şubat 1997 tarihine tamı tamına 4 ay 8 gün geçmiş. Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları AKP’yi 4 yıl 9 ay 24 gün sonra kurmuş.

Bir siyasetçinin hayatında çok kısa bir süre. Bu 4 yıl 9 ay 24 gün içinde neler oldu neler.

Bu nasıl iş? Sinan Onuş’un anlattığı bir öykü mü, yani bir kurgu (fiction) mu, yoksa bir kurgubilim (science-fiction) metni mi? Nedir Allahaşkına? Gazeteci diliyle bir asparagas mı?

Bu yazıyı 20 Ekim 1996 günü ve daha sonra okuyanlar, mutlaka, Aydınlık dergisinin “malum kompo merakı”na (!) yormuş olmalılar.

Bunları Fethullah Hoca yazsa ya da söylese, rüyada gördü diyeceğim. Çünkü Fethullah Hoca geleceği rüyasında görüyor: “Herhangi bir insanın, üç aylık çalışma ile, bir-iki ‘erbain’ (kırk gün inzivaya çekilme) çıkartmakla, gözünü yumduğunda üç ay sonra olacak hadiseleri sapmadan veya az bir inhirafla söyleyebilmesi, içinde bulunduğu ülkenin içtimâî ve siyasi gelişmelerini çok önceden kestirip ifade edebilmesi, hükümet şu zaman düşecek, şu parti kazanacak, başbakan filan kişi olacak, cumhurbaşkanlığına filan kişi seçilecek, şeklinde tahminlerde bulunabilmesi - biraz tecrübe ettiğim için bilerek söylüyorum - hiç de zor değildir.”
***
Ne dersiniz, Sinan Onuş, Fethullah Hoca’nın yanında staj görmüş olabilir mi?

20 Ekim 1996 tarihini ve Refah Partisi 5. Büyük Kongresi’nin tarihi olan 13 ekim 1996’yi internette bir araştırın, çok ilginç şeyler var