28 Haziran 2012 Perşembe

TÜRKER ERTÜRK/ Aranan kan bulunmuştur

TÜRKER ERTÜRK/ Aranan kan bulunmuştur
AYDINLIK-Salı, 26 Haziran 2012

Geçen Cuma günü Doğu Akdeniz’de bir savaş uçağımızın önce düştüğü daha sonra Suriye tarafından düşürüldüğü, gündemimize flaş haber olarak oturdu. Daha sonra olay kısmen de olsa netlik kazanmaya başladı ama aynı zamanda Türkiye-Suriye arasında epeydir devam eden krizin savaşa dönüşmesini sağlayabilecek bir bahane haline geldi.

Malatya Erhaç meydanından kalkan, 7. Jet Ana Üssü’ne ve 173. Keşif Filosu’na bağlı bir RF-4 E (Phantom) tipi keşif uçağımız Suriye‘nin sahil kenti Lazkiye‘ye 8 mil mesafede saat 11.58’de radar ve telsiz temasını kesmiştir. Bunun anlamı uçağımızın o mevkide denize düştüğüdür. İşin en üzücü tarafı pilotlarımızın tüm aramalara karşın hala bulunamamış olmasıdır. En büyük dileğimiz onları sağ olarak bulabilmektir.

Suriye makamlarının iddiasına göre “kimliği tanımlanamayan bir hava teması saat 11.40’ta Batı yönünden Suriye topraklarına doğru yüksek süratle alçaktan yaklaşmış ve karadan 1 Km. mesafede hava savunma silahları ile ateş altına alınmış ve Lazkiye’nin Om al-Tuyour köyünün 10 Km. batısında denize düşmüştür.’’

İhlal düşman olarak tanımlanmış

Anlaşılan o ki uçağımız; Suriye hava sahasını ihlal etmiş, Suriye hava ihbar sistemleri tarafından kimlik tespiti yapılamadığından düşman olarak tanımlanmış ve Suriye hava savunma silahları ile ateş açılarak düşürülmüştür.

Öncelikle bir gerçeğin altını çizmek isteriz. Dünyanın hiçbir yerinde hava sahası ihlali yapan uçaklara derhal ateş açılması düşünülemez. Çünkü arıza veya kötü hava şartları gibi elde olmayan nedenlerle de hava sahası ihlali yapılabilir.

Fakat Suriye 16 aydır devam eden ağır terör saldırısı altındadır. Bu süre içinde terör nedeniyle kaybedilen can sayısı 12 bindir. Suriy’de “Libya modeli” askeri müdahale yapabilmek için terör, Batılı güçler tarafından desteklenmektedir. Suriye’ye karşı kısmen açık, kısmen örtülü bir savaş bütün hızıyla devam etmektedir. Bu savaşta Türkiye, topraklarını Suriye’ye karşı açıkça kullandırmaktadır.

Hava saldırısı beklentisi var

Türkiye’den Suriye’ye terörü azdırmak ve müdahale için elverişli ortamı sağlamak maksadıyla teröristler, paralı askerler ve casuslar tarafından sınır ötesi harekat yapılmaktadır. İncirlik’ten kalkan uçaklar ve İnsansız Hava Araçları (İHA) Suriye üzerinde keşif yapmakta ve istihbarat toplamaktadır.

Suriye’de rejim değişikliği yapabilmek ve Beşar Esad’ı devirebilmek için “Suriye’nin dostları” adı altında düşmanca toplantılar yapılmakta, güvenli bölge, insani yardım koridoru, uçuşa yasak bölge gibi “Suriye’ye yapılacak saldırganlığı, nasıl hukukileştiririz?” konuları tartışılmakta ve görüşülmektedir.

Suriye her an bir hava saldırısı beklentisi içinde olup bu yüzden son bir ayda Rusya‘dan çeşitli hava savunma sitemleri ve silahları ile savaş uçakları alarak hava savunmasını takviye etmiş ve etmeye devam etmektedir.

Şimdi kendinizi Suriye’nin, Suriye Silahlı Kuvvetleri’nin Lazkiye’de bulunan hava savunma batarya komutanının yerine koyun. Bir yılı aşkın süredir savaş halinde yaşıyorsunuz ve ağır stres altındasınız. Genel Batı istikametinden yüksek süratle, alçaktan uçan, dost/ düşman tanıma (IFF) cihazı kapalı, aktif sistemleri (radar) kapalı bir hava teması yaklaşıyor. Çok kısa bir zaman süresi (dakikalar) içinde karar verilmesi gerekli. Suriye hava saldırısı beklentisi içinde olduğundan yüksek alarm durumunda ve angajman (tetiğe basma) yetkisini ast birliklere dağıtmış durumda.

Komutanlara soruyorum?

Şimdi soruyorum Genelkurmay Başkanımıza ve Hava Kuvvetleri Komutanımıza, bu durumun fakında değil misiniz? Suriye normal şartlar altında bir ülke değil. Kendini yakın tehdit altında görüyor. Düşen uçağımızı niçin Suriye hava sahasına keşif için gönderdiniz? Biz Suriye‘den bir saldırı beklemiyoruz, yoksa başka bir görevle mi gönderdiniz oraya? Bir ülkenin topraklarına doğru alçaktan yüksek süratle yaklaşma (radarlara yakalanmamak için) saldırı amacı taşır, kim verdi bu direktifi? İskenderun Hava Radarı hava sahası ihlali yaptığını uçağımıza bildirmedi mi? Doğu Akdeniz‘deki alanlar çok geniş Ege gibi dar değil bu nedenle “dönerken sığmadı ve ihlal oldu” bunu kimseye yutturamazsınız.

Yoksa size hır çıksın diye mi gönder dediler? Suriye‘nin hava savunmasını mı test etmenizi istediler? Yoksa İncirlik‘ten kalkışlı başka bir görevi Suriye hava savunma sisteminden gizlemek ve dikkatini başka bir yöne çekmek için kullanıldık?

Cumhurbaşkanı‘ndan Başbakan‘a açıklamalar iç karartıcı ve savaş tamtamları çalan cinsinden. Alın size birer örnek; “Üzerinin örtülmesi mümkün değil, gereken yapılacaktır” ve “Bedelini ödeyecekler”.

1996’da Mirage-2000 tipi bir uçakla Yunanlı pilot Türk F-16‘yı kancıkça arkadan füzeyle vuruyor, uçağımız Sakız açıklarında düşüyor ve Pilot Yüzbaşı Nail Erdoğan şehit oluyor. Yunanlı pilot bunun anısına uçağının burnuna Türk Bayrağı resmi yaptırıyor. Bu gerçek 2003’te ortaya çıkıyor ama AKP’den tık yok, gereken yok ve bedel yok. Çuval hadisesinde olduğu gibi! Her gün şehit vermemize rağmen Kuzey Irak‘a operasyon yapamadığımız gibi! Ama bu sefer çok hassaslar sizce niye?

AKP, ABD’nin arkadan ittirmesi ve şantajı ile çağdışı körfez ülkelerinden gelen avanta para nedeniyle ülkemizi Suriye ile savaşa doğru tırmandıran basamakları üçer beşer çıkmaktadır. Suriye Büyükelçisi‘nin istenmeyen adam (persona non grata) ilan edilmesi ve sınır dışı edilmesi bu basamaklardan biriydi.

Savaş için aranan kan bulunmuştur. Umarım sonunda aklıselim galip gelir. Bu arada size bir sır. Rusya sağlam durursa bir şey olmaz.

Saygılar sunarım.