13 Haziran 2012 Çarşamba

ÖZDEMİR İNCE/ Merkez sağın trajedisi (1)

ÖZDEMİR İNCE/ Merkez sağın trajedisi (1)
Cuma, 04 Mayıs 2012, AYDINLIK

Merkez sağın trajedisi, bazen de komedisi konusunda çok yazı yazdım. Özellikle 1990 yıllarında, geçen yüzyılda. Bunlar, dergilerde yayınladığım kapsamlı yazılardır. Doğan Kitap’ın yeni basımlarını yapmak istemediği “Yazmasam Olmazdı” ve “Mahşerin Üç Kitabı” adlı kitaplarımda yer alır. 2000 yılından itibaren bu konuda Hürriyet gazetesinde yayınladığım yazıların büyük bir bölümü daha sonra yayınlanan kitaplarımda yer almaktadır.


Bu yeni yazıyı, dostum Tanju Cılızoğlu’nun eski sağlık bakanlarından, günümüz Demokrat Partisi’nin ileri gelenlerinden ve Yurt gazetesi yazarı Rifat Serdaroğlu ile yaptığı söyleşiden (Aydınlık, 23.04.12) etkilenerek yazdım. Özellikle de şu cümle: “Yeni merkez sağ Atatürkçülüğe, vatanseverliğe, laik cumhuriyete, ulusal birliğin korunmasına sahip çıkmalıdır.”

Sözünü ettiğim yazılarda yukarıdaki cümlenin benzerlerini serzeniş olarak kaç kez yazdım, kimbilir. Türkiye merkez sağını Avrupa’daki benzerlerini örnek almaya kaç kez davet ettim, kimbilir?!
***
Merkez sağ partiler, merkez sol partiler gibi kurulu düzenin, statükonun partileridir. Biraz daha tutucu olurlar.

Statükoların her zaman iyi ve kötü yanları vardır; paranın yazı ve tuğra tarafları gibi. Türkiye gibi bir ülkede, sağ ve sol merkez partileri, cumhuriyetin kuruluş ilkelerini, anayasanın ilk dört maddesi ile 174.maddesini birlikte savunurlar. Birlikte savunmak zorundadırlar. Yol ayrımı anayasanın “sosyal devlet” anlayışında olabilir ve kuşkusuz kendilerine özgü ekonomik programları olacaktır.

Batı ülkelerinde bu böyle olmuştur. Ama Türkiye’de hiçbir zaman böyle olmamıştır.

Ortanın solunda olmak CHP’nin aklına ancak Temmuz 1965 yılında gelmiştir. Bu konuda İsmet İnönü şöyle der: “...Aslında laikiz dediğimiz günden beri ortanın solundayız.” ( Kim Dergisi, 13 Ağustos 1965).

Peki CHP, “Ortanın solu!” dediği zaman bir merkez sağ partisi olan Adalet Partisi ne demiştir? “Ortanın solu Moskova Yolu!” Kafiye iyi oturuyor.
***
Adalet Partisi, ortanın sağı olması gereken yerinin ilhamını kimden ve neden almıştır? “Komünizmle Mücadele Derneği”nin adını mutlaka duymuşsunuzdur. İşte oradan. MHP’nin ilham kaynağı da bu dernektedir. Milli Görüş partilerinin tamamının, günümüz AKP’sinin yöneticilerinin mahalle mektepleri ve medreseleri Komünizmle Mücadele Dernekleridir.

İş burada kalsa çok iyi. Geriye doğru iz sürmeye devam edersek: Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı (1930), Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı (1924), Cumhuriyet öncesinin Ahrar ve Hürriyet ve İtilaf Fırkalarını bulursunuz.

Hürriyet ve İtilaf ile Ahrar fırkaları İttihat ve Terakki’ye muhalefet etmek için kurulmuşlardır. Prens Sabahattin ile Damat Ferit’in partileridir. 31 Mart ayaklanmasını bu partiler çıkarmış ve Sevr’i bunlar imzalamışlardır.

Günümüz İslamcıları, iktidarın ücretli askeri liberaller, CHP’yi İttihat ve Terakki’nin devamı olmakla suçlarlar, ama bunları, Ahrar ile Hürriyet ve İtilaf’ın torunları olmakla suçlamak kibar CHP’nin aklına gelmez. Gelmesin, daha iyi!
***
1995’te Dünya Kitap dergisinin mart sayısında bakın neler yazmışım bu konuda:

“Atalarınız olan partilerin adları Demokrat ve Adalet olmasına karşın bu bağlamda ne gibi reformlar ve iyileştirmeler yaptınız 1950’den bu yana? Öğretim birliğini sağlayan yasayı çiğneyerek niçin yüzlerce imam-hatip okulu açtınız? (Bunu ancak aşırı dinci, antilaik ve şeraitçi partiler yapabilir).

1960’tan bu yana Avrupa’yla bütünleşmeyi amaçladığınız halde, Anayasa, yasalar ve mevzuatı neden 1995’e kadar, liberal ve demokrat bir Avrupa ülkesinin düzeyine getiremediniz, getirmek amacıyla çaba göstermediniz, üstelik bu amaca yönelik çabalara karşı çıktınız? 14 mayıs 1950 tarihine kadar, çağdaşlaşmak yolunda çok önemli mesafeler almış ilk, orta ve yükseköğrenimin düzeyini niçin bozdunuz, ortaöğretime neden sistem anarşisi getirdiniz, üniversiteleri niçin liseleştirdiniz?” (Yazmasam Olmazdı, Doğan Kitap, S.441)

1965 seçimlerinden sonra Süleyman Demirel’in kendine danışman yaptığı, 1977 genel seçimlerinde Milli Selamet Partisi’nden milletvekili adayı olan, Süleyman Demirel’in 43.hükümeti döneminde Başbakanlık Müsteşarı yapılan, 24 Ocak kararlarının mimarı olan kimdi? Merkez sağın ipini çeken Turgut Özal değil mi?

























Hiç yorum yok :