26 Mart 2014 Çarşamba

ABD’li senatörden Türk subayına tehdit: Bu tutumunuzla çetin bir yola girdiniz

Türk subayları, Amerika, ABD’li üst düzey yetkililerle PKK’lıların görüşmelerini izletti ve tepkilerini ifade ettiler. Ardından Balyoz kapsamında tutuklandılar.
 
Balyoz davası kapsamında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Albay Mustafa Önsel, Mamak Cezaevi’nde ikinci kitabını yazdı. Önsel, Kaynak Yayınları'ndan çıkan “Silivri’de Firavun Töreni” adlı kitabında, tutuklu komutanların görev yıllarında, özellikle ABD’ye karşı dik duruşlarını anlatan birçok bilgiyi paylaştı.
 
Önsel’in anlatımları bununla sınırlı değil. Kitapta, aynı komutanların, ülkelerine hizmet ederken gösterdikleri fedakârlığı, yeni doğmuş bir çocuk için nasıl sarfettiklerini de okuyacaksınız. Önsel’in, bir gazeteci merakı ve titizliğiyle yaptığı gözlemleri, onunla birlikte yaşayacaksınız. Gardiyanlardan, görevli askerlere ve hatta berberlere varana kadar temas ettiği kişilerin görüşlerini bulacaksınız. İşte Önsel’in, tutuklu komutanların dik duruşunu anlattığı bölümlerden biri:
 
PKK ilişkisini sundular
 
Orgeneral Ergin Saygun ve Albay Burhan Göğce 2007 yılında ABD’ye gider. Görüşme öncesi kaldıkları otele, birkaç Amerikalı gelir ve yapacakları sunuyu önceden görmek isterler. Ancak Burhan Albay, sunuyu vermez. ABD’liler çok bozulur. Sonradan toplantıya giderler ve orada sunuyu yaparlar.
 
Sunuda 3 tane film vardır. İlkinde, ABD’li üst düzey yetkililerle PKK’lıların görüşmeleri bulunmaktadır. İkinci filmde; ABD’lilerin, sandık sandık silah ve mühimmatı PKK’lılara teslimat görüntüsü vardır. Üçüncüsünde de Türk sınırına hareket eden PKK’lılara yardım eden ABD’li asker grubu görülmektedir.
 
Mesaj çok nettir: “Her hareketinizi biliyoruz. Bizimle dost olmaya devam edecekseniz bu ilişkiyi kesmek zorundasınız.” Bunun üzerine odada çok soğuk bir hava eser. Org. Saygun ve Burhan Albay gönül rahatlılığıyla otellerine dönerler. Kısa bir süre sonra ABD’li bir yetkili arar. Dönemin ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, kendilerini ofisinde beklemektedir.
 
Cheney’e kafa tuttular
 
Ertesi gün Cheney’in ofisine giderler ancak kapıdaki görevli tarafından durdurulurlar. Güvenlik cihazı öttüğü için ceketlerini çıkarmaları istenir. Burhan Albay, bunun diplomatik kurallara aykırı olduğunu ifade eder. Görevli, siyahi bir askerdir ve “Burada, buranın kuralları esastır” diye karşılık verir.
 
Bunun üzerine Saygun Paşa, Dick Cheney’le görüşmekten vazgeçer ve otele dönerler. Bu sefer ABD’li yetkililer defalarca arayıp özür dileyerek Cheney’in görüşmek için kendilerini beklediğini ifade ederler. Ancak Saygun Paşa, bu saygısızlığı affetmez ve görüşmeye gitmez.
Akşamüzeri, bizzat ABD Genelkurmay Başkanı Özel Kalemi arar ve Genelkurmay Başkanı’nın kendilerini konutunda yemeğe beklediğini söyler. Teamüller gereği teklif kabul edilir. Ertesi gün ABD’li yetkililer tarafından otelden alınırlar. Büyükelçi de onlarla beraberdir. Bu zamana kadar böyle bir ilgiye şahitlik etmediğini ifade eder.
 
Tehdit ve tutuklama
 
ABD Genelkurmay Başkanı’nın yanında çeşitli kademelerden bürokrat ve senatörler bulunmaktadır. Konu, önceki gün yapılan ABD-PKK sunumuna gelir. Org. Saygun, orada bulunanlara, ABD’nin PKK’ya yardım etmesinin kabul edilemeyeceğini ifade eder. Bu kadarla da kalmaz; konuyu Kuzey Irak ve Barzani’nin desteklenmesine getirir. Org. Saygun, bu bölgede yeni bir devlet kurulmasının sakıncalarını dile getirir ve buna katkı vermemelerini ister.
 
Org. Saygun, bu konuşmasından sonra bir senatör yanına gelir ve “Sizler, bu tutumunuzla çok çetin bir yola girdiniz, işinizin çok zor olduğunu söyleyebilirim” der. Bu tarihten 3 yıl sonra, 2010’da, Türk askeri Balyoz tertibinin hedefi olur. 11 Şubat 2011’de de Org. Saygun ve Burhan Albay tutuklanır.
 
Albay rest çekti Babacan imza attı
 
Albay Mustafa Önsel, kitabında, Türk subayının dik duruşuna rağmen AKP hükümetinin tutumuyla verilen tavizleri de anlatıyor. İşte ilgili bölüm:
 
“NATO’da 2005-2008 arasında görev yapan karacı, denizci, havacı bütün subaylar Balyoz davasıyla tutuklandı. Çünkü o yıllar, NATO’da görevli subayların geçmişe göre daha dişli davrandığı ve ülkemizin kazanımlarının oldukça fazla olduğu yıllardı. İşte bir örnek:
 
“17 Şubat 2008’de Kosova’nın bağımsızlığının ilan edilmesi üzerine NATO’nun harekât planı, ülke görüşlerine sunuldu. Doküman, Türkiye’nin menfaatlerine çok aykırıydı ve onay verilmedi. Bunun üzerine bir çalışma toplantısı düzenlendi. Toplantının başında Albay Murat Tulga, uzun bir konuşma yaparak Türkiye’nin çekincelerini dile getirdi. ABD temsilcisi ise “Şahsi çıkarlarınız nedeniyle NATO’yu esir alıyorsunuz. Kosova’daki NATO askerlerinin hayatını tehlikeye düşürüyorsunuz” dedi.
 
“Murat Albay, ABD temsilcisinin haddini aşarak Türkiye’yi ağır bir şekilde suçladığını, ülkesi adına özür beklediğini söyledi. ABD temsilcisi özre yanaşmayınca Murat Albay toplantıyı terk etti. Bu tutum karşısında çaresiz kalan NATO yetkilileri, AKP hükümetini devreye soktu. Dönemin Dışişleri Bakanı Ali Babacan sürece müdahale etti ve NATO’nun harekât planı, ilk haline yakın, çoğunluğu Türkiye’nin çıkarlarına aykırı olan maddelerin bulunduğu şekliyle kabul edildi. Murat Albay ise bu olaydan 3 yıl sonra, 11 Şubat 2001’de Balyoz davasıyla tutuklandı.”
 
Önder Öztürk / AYDINLIK, 26.03.2014