25 Mart 2014 Salı

FİKRET AKFIRAT/ Angajman değişti özerkliğin önü açıldı

Suriye’nin Kesep kasabasına yönelik Türkiye üzerinden saldırı eylemi, teröristlerin Şam başta olmak üzere büyük kentlerdeki saldırıları için kilit önemde olan Yebrud’un Suriye Ordusu’nca teröristlerden temizlenmesinden sonra ve kuzeyde PYD’ye yönelik operasyon hazırlıklarının konuşulduğu sırada gerçekleşti. Bunun hemen ardından Suriye uçağı “angajman kuralları” gereğince düşürüldü.
 
AKP hükümetinin angajman kurallarını değiştirmesi dönüm noktalarından biri oldu. 22 Haziran 2012’de, hangi görevle bölgede bulunduğu tam olarak anlaşılamayan Türk uçağının Suriye tarafından “hava sahası ihlali” gerekçesiyle vurulmasından sonra Türkiye angajman kurallarını değiştirdi. Yeni angajman kuralları gereği, Suriye tarafından sınıra yaklaşan her askeri unsur tehdit olarak değerlendirilip askeri hedef muamelesi görmeye başladı. Ayrıca dikkat çeken önemli bir gelişme, Akçakale olayının hemen öncesinde de bölgeye askeri yığınak yapılmasıydı.
 
Akçakale olayı
 
Değişen angajman kurallarına ilk örnek, 3 Ekim 2012’de Suriye tarafından Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine düşen top mermisine karşı Türkiye anında misilleme olarak Suriye’de tespit edilen askeri bölgeleri top atışına tutması oldu. Misilleme sonucunda 34 Suriye askerinin öldüğü iddia edildi.
 
Olayın ardından gece geç saatlerde jet hızıyla Suriye gerekçesiyle “yabancı ülkelere” asker gönderilmesi tezkeresi hazırlandı. 4 Ekim günü TBMM olağanüstü toplantısında tezkere MHP’nin desteğiyle geçirildi. Konu, Haziran 2012’de Türk uçağının düşürülmesinden sonra yeniden NATO’nun gündemine taşındı.
 
Suriye, Türkiye’nin verdiği misilleme yanıtı nedeniyle teröristleri süpürme harekâtına sınıra yakın bölgelerde ara vermek zorunda kaldı.
 
Fiili tampon bölge
 
Angajman kurallarının değiştirilmesinden sonra Suriye yönetimine karşı Mart 2011’de başlatılan dış destekli terörist operasyonunun başından beri hayata geçirilmek istenen tampon bölge kısmen fiili olarak gerçekleştirilmiş oldu. Bunun ardından Suriyeli teröristler, Hatay Cilvegözü Gümrük Kapısı’nın karşısındaki Suriye Babesselam Sınır Kapısı’nı, Karkamış’taki Cerablus Sınır Kapısı’nı ve Kilis Öncüpınar Gümrük Kapısı’nın karşısındaki Esselame Sınır Kapısı’nı ele geçirdi.
 
Önce El Kaide, sonra PYD
 
Akçakale olayından sonraki en önemli gelişme, Suriye’nin kuzeyinde Kürtlerin yaşadığı bölgelerde PKK bağlantılı PYD adlı örgütün hâkimiyet kazanması oldu. Bazı kentlerde, resmi binalara Suriye bayrakları indirilerek PYD bayrakları asıldı. Barzani bölgesinde eğitilen Suriyeli Kürtler bölgeye gönderildi. PYD’nin bölgede askeri bir tugay kurduğu açıklandı. Daha sonraki günlerde, PKK’nın 2011 yılından itibaren Türkiye’den ve Irak’ın kuzeyinden savaşçı unsurlarını Suriye’ye gönderdiği ortaya çıktı.
 
Akçakale olayından sonra, Suriye Türkiye ile olası provokasyonlardan kaçınmak ve esas ağırlığını güney sınırına ve Şam bölgesine kaydırmak için Türkiye sınırındaki güçlerini aşağı çekti. Bu gelişmeden sonra PYD bölgedeki etkisini artırdı. Yaklaşık bir buçuk yıl içinde bölgede silahlı güçleriyle hâkimiyet elde eden PYD, en sonunda Ocak 2014’te üç bölgede kantonal yapıya dayanan özerklik ilan ettiğini açıkladı.
 
‘Açılım’la paralel ilerleyen süreç
 
PKK’nın Suriye’deki faaliyetlerinde gündem belirleyen kuvvet haline gelmesi, Türkiye’de Tayyip Erdoğan-Hakan Fidan-Abdullah Öcalan ve MİT-Kandil görüşmelerine paralel ilerledi.
PKK’nın Özel Kuvvet Komutanı Şahin Cilo ve silahlı unsurlarının eski komutanı Fehman Hüseyin’in Suriye’ye geçerek, YPG adı verilen PYD kontrolündeki silahlı güçleri oluşturdukları biliniyor. MİT ile Oslo görüşmelerine katılan Sabri Ok’un da PYD’nin özerklik çalışmalarını yönettiği belirtiliyor.
 
AYDINLIK / 25.03.2014