25 Temmuz 2014 Cuma

ERGUN POYRAZ YAZDI: "HARAM YEMEMİŞLER"

HARAM YEMEMİŞLER
 
F Tipi yapılanmaya yapılan operasyonlar sonucu gözaltına alınan polisler ve yakınları haram yemediklerini ilan ediyorlardı.Oysa gözden kaçan ayrıntılardan biri, Ali Fuat Yılmazer’in Zekeriyaköy’deki villası. Villa kendininse, değil her ay bir maaş on maaş alsa, on yıllarca yemeden içmeden biriktirse yine de bedelini ödeyemez. Yok, kira diyorlarsa orada bir polis maaşı ile değil birçok polis maaşı toplanarak bile o villaların kirası ödenmez. Tayyip ile defalarca görüştüğünü açıklayan Ali Fuat, “o istedi biz yaptık” diyordu. Demek ki, halkın menfaati değil, önemli olan Tayyip’in çıkarlarıydı. Tayyip ve muhaliflerini yalan, iftira ve hile ile tutuklattıran, TSK’ya kumpas kuran, bu marifetleriyle Tayyip tarafından önce kendi makam otomobili ile ödüllendirilen, yandaşlardan silah başta olmak üzere tatil ve değişik şekillerde nemalanan Zekeriya Öz ise, tarafsızlık iddiasında bulunanlar yüksek bürokratlarla savcıları gizli yerlerde buluşturup yapılacak operasyonlar için makam vaat edenlerdir” diyordu. Öyle gizli buluşmalarda kendisine Türkiye Savcılığı vaat edilmişti.
Güya hırsızlık yapmadık çığlıkları atanlar; makam, rütbe, dünyalık vb. gibi vaatler sonunda bakın neler yapmışlardı:
 
****
Atatürkçü yurtseverlere iftiralar attılar, yalan ve hile ile onları tutuklattılar…
 
Sahte belge düzenleyip, yasa dışı dinleme yaptılar…
 
İnsanların yatak odalarına kadar gözleyip, dinlediler…
 
Tarikatın çıkarlarını milletin çıkarlarından üstün tuttular.
 
Dr. Necip Hablemitoğlu ve diğer cinayetlere ya göz yumdular ya destek verdiler…
 
Ülkenin soyulmasına yıllarca göz yumdular, kuyruklarına basılınca bildiklerinin bir kısmını açıkladılar.
 
Gazetecilerin, yazarların akademisyenlerin, askerlerin; subaylar, bi dünya generalin yıllarını çaldılar. Genelkurmay başkanını, terör örgütü lideri, kuvvet komutanlarını terörist ilan ettiler…
 
Bülent Arınç’a suikast diye bir şey uydurdular, Kozmik odalara kadar girdiler.
 
PKK’lılara Meydanı bırakırken, şehit ailelerine dünyayı dar ettiler…
 
Bakın Ergenekon ve benzeri davalarda öyle iftiralar atttılar ki, adeta isyan üzerine isyan ettirecek cinsten…
 
****
Benim Ankara Liman Lokantasında bir kaç isimle birlikte ocak 2008’de yemek yiyip, AKP’nin kapatılmasını konuştuğumu uydurdular. Belge diye sundukları raporun altında müdür, amir vs dahil 10 adet polisin üç savcının imzası vardı. Halbuki ben o tarihte Kandıra F Tipi Cezaevi’nde Ergenekondan tutukluydum. Nezarethaneye zehirli gaz sıktılar, kalp krizi geçirince hastaneye kelepçe ile götürdüler. Hastane de bile kelepçeliydim.
 
Oda TV yazdı; Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy ve diğer operasyonlarla gözaltına aldıklarının kalp, şeker, tansiyon gibi ilaçlarını bile vermemişler. Oda TV’nin haberine göre; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nca 22 Temmuz’da Gülen Örgütü’ne başlatılan operasyonda gözaltına alınan İstanbul eski İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in avukatı Hüseyin Ataol, müvekkili Yılmazer’in emniyette susma hakkını kullanarak emniyette ifade vermeyeceğini belirtti. Oysa daha dün, Cemaat medyası,
Oda TV davasında sanıkların ifade vermemelerini “örgütsel tavır” olarak yazmıştı.
 
****
Benzer suçlama 2006 yılında Başbakan Erdoğan’a Mersin’de yumurta atanlara da yöneltilmişti. Emniyet yazısında, yasalarla tanındığı halde, sanıkların Emniyet’te  susmaları da ‘örgütsel tavır’ olarak nitelendirildi.
 
Öğrencilere savcılıkça “devletin düzenini değiştirmek, bütünlüğünü bozmak,  devlet otoritesini ele geçirmek, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs”  suçlarının yöneltildiğini de not etmek gerek.
 
Yine ÇHD üyesi avukatların yargılandığı Devrimci Avukatlar Davası’nda gözaltına alınan avukatların susma hakkını kullanması “örgütsel tavır” olarak değerlendirilmişti.
Ne diyelim? Etme bulma dünyası…
 
****
Taşıma ruhsatlı silahlarımızı ruhsat ellerinde olmasına rağmen ruhsatsız gösterdiler. Niye? Silahlı terör örgütü sınıfına sokmak için…
Turşu tariflerini bomba tarifi diye lanse ettiler.
Orhan Pamuk ve PKK’lılara suikast yalanları uydurdular…
Yüzlerce insanı yıllarca suçsuz yere içeride yatırttılar.
Ben yedi yıl yattım. Yedi yılda hakimler tek soru sormadı.
Yaptıklarının tamamını yazmaya kalksam 100 ciltlik ansiklopedi olur.
Ne garip! Yine de ellerinin arkadan kelepçelenmesi beni üzdü..!
 
ERGUN POYRAZ / 24.07.2014