Ana ve babalarınız sizleri teselli etmiş(!).. Siz haram yemediniz demişler. Güler misin, ağlar mısın?
Ey analar, ey babalar, siz iftira ile derdest edilen Prof. Fatih Hilmioğlu’nu bilir misiniz? Kahrından kanser oldu. Yetmedi, evladını kaybetti. Hilmioğlu’nun çığlıkları esir evi duvarlarında çınlarken sen nerede idin? Kendileri esir iken evlatlarını, annelerini, babalarını, damatlarını kaybeden insanlara evlatlarınızın yaptığı muameleleri ne çabuk unuttunuz? Sizler ne kadar çok insanın içeride sağlığını kaybettiğini, tedavilerinin engellendiğini, koridorlarda geçerken esirlerin selamlaşmasının bile engellendiğini, görüş günü esir çocuklarının donuna kadar soyularak düşman harp yöntemleri uygulandığını ne çabuk unuttunuz? Polis polise bunu yapar mı diyorsunuz. Gözaltı yöntemlerini eleştiriyorsunuz. Masumiyet karinesi diyorsunuz. Çüş, bunları şimdi mi hatırladınız? 70 yaşındaki insanlara yapılanları unuttunuz mu? Kanser tedavisi olan Türkan Saylan’a yaptıklarını unuttunuz mu? “Haliçteki Simonlar” kitabını yazarak F çeteyi deşifre eden Hanefi Avcı’ya yaptıklarını ne çabuk unuttunuz? Emin Aslan’a yapılanları ne çabuk unuttunuz? Onlar polis değil miydi? Hanefi Avcı’nın odasını boşalttıktan sonra dolabın üzerine suç oluşturmak için konan kasetleri ne çabuk unuttunuz? O zaman neden anne-baba olduğunuzu hatırlamadınız? O insanlarla sizin de mi bir kin davanız vardı?
Sizin adalet dilenmeye ne yüzünüz var, ne de hakkınız. Çünkü o istediğiniz mevhumları AKPKK ile ortaklık kurarak sizlerin çocukları öldürdü.
Gene bizler adil yargılama isteyen taraf oluruz. Dün nasıl adil yargıyı savundu isek, bugün de aynı adil yargıyı sizlerin çocukları için de istiyoruz. Adil yargılamayı hak ettikleri için değil, evrensel hukuk kurallarına sahip çıkmak adına istiyoruz. Gerçek suçlamalar ve gerçek deliller üzerinden yargılanmalarını istiyoruz.
Bir de yargıçlar yargıçları içeri attı deniyor. Sizler şaka mısınız? Erzincan Cumhuriyet Savcısı Cihaner’e kurulan kumpası ne çabuk unuttunuz? Dava dosyası İstanbul-Erzurum-Erzincan üçgeninde gezdirilmiş, dosya kaçırılmıştı. Cihaner hukuk cinayeti işlenerek gözaltına alınmıştı. Diğer yargıçlara yapılan iftira ve kumpasları da unutmayalım.
Ey analar, ey babalar, siz iftira ile derdest edilen Prof. Fatih Hilmioğlu’nu bilir misiniz? Kahrından kanser oldu. Yetmedi, evladını kaybetti. Hilmioğlu’nun çığlıkları esir evi duvarlarında çınlarken sen nerede idin? Kendileri esir iken evlatlarını, annelerini, babalarını, damatlarını kaybeden insanlara evlatlarınızın yaptığı muameleleri ne çabuk unuttunuz? Sizler ne kadar çok insanın içeride sağlığını kaybettiğini, tedavilerinin engellendiğini, koridorlarda geçerken esirlerin selamlaşmasının bile engellendiğini, görüş günü esir çocuklarının donuna kadar soyularak düşman harp yöntemleri uygulandığını ne çabuk unuttunuz? Polis polise bunu yapar mı diyorsunuz. Gözaltı yöntemlerini eleştiriyorsunuz. Masumiyet karinesi diyorsunuz. Çüş, bunları şimdi mi hatırladınız? 70 yaşındaki insanlara yapılanları unuttunuz mu? Kanser tedavisi olan Türkan Saylan’a yaptıklarını unuttunuz mu? “Haliçteki Simonlar” kitabını yazarak F çeteyi deşifre eden Hanefi Avcı’ya yaptıklarını ne çabuk unuttunuz? Emin Aslan’a yapılanları ne çabuk unuttunuz? Onlar polis değil miydi? Hanefi Avcı’nın odasını boşalttıktan sonra dolabın üzerine suç oluşturmak için konan kasetleri ne çabuk unuttunuz? O zaman neden anne-baba olduğunuzu hatırlamadınız? O insanlarla sizin de mi bir kin davanız vardı?
Sizin adalet dilenmeye ne yüzünüz var, ne de hakkınız. Çünkü o istediğiniz mevhumları AKPKK ile ortaklık kurarak sizlerin çocukları öldürdü.
Gene bizler adil yargılama isteyen taraf oluruz. Dün nasıl adil yargıyı savundu isek, bugün de aynı adil yargıyı sizlerin çocukları için de istiyoruz. Adil yargılamayı hak ettikleri için değil, evrensel hukuk kurallarına sahip çıkmak adına istiyoruz. Gerçek suçlamalar ve gerçek deliller üzerinden yargılanmalarını istiyoruz.
Bir de yargıçlar yargıçları içeri attı deniyor. Sizler şaka mısınız? Erzincan Cumhuriyet Savcısı Cihaner’e kurulan kumpası ne çabuk unuttunuz? Dava dosyası İstanbul-Erzurum-Erzincan üçgeninde gezdirilmiş, dosya kaçırılmıştı. Cihaner hukuk cinayeti işlenerek gözaltına alınmıştı. Diğer yargıçlara yapılan iftira ve kumpasları da unutmayalım.
ZAHİDE UÇAR / 25.07.2014