Biraz düşünebilen, öngörü ve vizyon sahipleri aşağıdaki saptamaları aklıselim biçimde okumaya çalışırsa, cumhuriyeti sarmalayan tehlikenin boyutlarını ve sinsi Çankaya planını da görmüş olacaklar... İşte vahim gerekçeler:
AKP, tüm rezaletlere rağmen 12 yıldır “yoksullaştır-köleleştir” stratejisiyle iktidarda mı?.. Çıkardığı yasalarla ülkeyi adım adım hilafete götürüyor mu?..
Bir gece 5 binden fazla eğitim kurumu İmam-Hatip’e dönüştürülerek “Tevhid-i Tedrisat”ın temeline dinamit konuldu mu?..
Eğitimde ve bürokraside molla-medrese döneminin önü açıldı mı, tarikat ve cemaatler devlete hâkim oldu mu?..
CHP ve MHP’nin desteğiyle türban, eğitim kurumları ve bürokrasiye girdi mi?.. Kaçak Kuran kurslarına yasal kılıf getirildi mi?..
İmam-Hatiplilere “katsayı kıyağı” getirilerek dinci bir gençlik için zemin hazırlandı mı?..
İnanç sömürüsüyle kitleler kucaklandı mı, vurgunculuk ve hırsızlığın üzeri din bezirgânlığıyla kapatıldı mı?..
Erdoğan, cumhuriyetin kurucularına “iki ayyaş” diyecek kadar seviyesini düşürdü mü, bu iğrenç saldırı toplumda infial yarattı mı?..
Tüm bunlara karşı, “Gezi” olayı, Türkiye’de AKP faşizmine karşı müthiş bir başkaldırı meşalesi yaktı mı?.. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye günlerce slogan atan toplumsal muhalefet, üzerindeki ölü toprağını attı mı?.. Hepsine ne yazık ki “evet...”
AKP’NİN ÖNÜNÜ MUHALEFET AÇTI!..
Peki söyler misiniz; rejim, tarihte olmadığı kadar dincilik kuşatmasındayken, AKP hilafet peşindeyken, muhalefet neden dincinin karşısına sözde “muhafazakâr” çıkartarak aslında bir teslimiyete yöneldi ki?..
Örneğin; Erdoğan’ın karşısına cumhuriyetçi, Atatürkçü, laikliği özümsemiş ve kitleleri kucaklayacak bir isim yerine, neden AKP’lilerin dostu ve Fethullah Gülen’e saygısını esirgemeyen, El Ezher gibi şeriat üniversitesinden referanslı biri çıkarıldı acaba?..
Bu derin paradoksun tek nedeni var; cumhuriyetin gidişatından endişe eden kitleleri sandıktan uzaklaştırarak Erdoğan’ı rahatlıkla Çankaya’ya oturtmak için...
Paradoks ya da ironi... AKP’nin kara süreciyle toplumsal kaygı ve infiali göremseyen gaflet, ülkeyi bu sona doğru götürüyor işte!..
Evet; gidişata böyle tersinden bakarsanız, arkasında, emperyalizmin ve BOP’un da olduğu sinsi planının boyutlarını net biçimde görebilirsiniz...
Denize düşüp yılana sarılan, sıtma gösterilince ölüme razı olan ve halen uyanmayanlar için ne diyelim ki daha?.. Hadi gafillere de, işbirlikçilere de, devekuşlarına da “teslimiyet”in yollarında kolay gelsin!..
Mehmet FARAÇ / AYDINLIK / 04.07.2014