10 Temmuz 2014 Perşembe

ŞAM STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ MÜDÜRÜ BESSAM ABU ABDULLAH/ Erdoğan, Suud, IŞİD ve El Barzani

bessamabuabdullah
 
Erdoğan Hükümeti, Esad'ın iktidardan uzaklaştırılmasının artık çok zor olduğu ve Davutoğlu'nun İhvan projesinin Şam'da tarihin çöplüğüne atıldığı gerçeğini idrak etmiş olmalı. Bu hakikatten hareketle Suriye sahasında yenilen ABD, Erdoğan ve Suudililer bu yenilgiyi bir "yeni zafere" dönüştürmek arzusuyla Irak'ta IŞİD'e yol verdiler. Şüphesiz, IŞİD'in Irak içinde bu kadar önemli kazanımlar elde etmesinin dâhili gerekçeleri var. ABD işgali ve sonrası süreçte Irak devleti kırılgan ve zayıf bırakılmıştır. Yıllarca süren mezhep kavgaları, otoritenin buna binaen paylaşılması, ordunun milli ve yurtsever değerlerle tanzim edilmemesi, güvenlik ve sivil bürokrasi kurumlarında rüşvet ve iltimasın yaygın olması Irak'ın içinde bulunduğu sürece katkı yapan önemli faktörlerdir.
 
Ayrıca, Zarkavi liderliğindeki El-Kaide'nin yenilmesinde önemli bir rol üstlenen vatanperver milis kuvvetlerin, devletin bünyesine alınmaması ve dağıtılması güçlü ve istikrarlı bir Irak inşasını mümkün kılmadı. Lakin dış müdahale ve yakın ve uzak ülkelerin istihbarat kuvvetlerinin tahripkâr rolü yadsınamaz.
 
IŞİD TÜRKİYE DENETİMİNDE
Bölgemizdeki terör hareketlerine en önemli destek Türkiye'den gelmektedir. Suriye sahasında yaşanan gizli veya açık bütün faaliyetler Erdoğan-Davutoğlu hükümetinin bilgisi dâhilindedir. Benzer ilişkilerin IŞİD ile mevcut olduğu ortadadır. Hükümetin bunu inkâr etmesi herkesin bildiği gerçeği değiştirmemektedir. IŞİD'in en önemli askeri karargâhları Türkiye sınır bölgelerindedir. Mevcut türbe, cami ve makamları ayırım yapmaksızın yıkan IŞİD Suriye'de yer alan Süleyman Şah türbesine neden zarar vermemektedir sanıyorsunuz? Türk şoförleri ve Konsolosluk görevlerinin alı konulmasında yaşanılan komedi ve Arınç ve diğer yetkililerin yaptığı trajik-komik açıklamalar IŞİD ile yaşadıkları derin alakayı ele vermektedir. PKK yetkilisi Rıza Altun'un Özgür Gündem gazetesine verdiği mülakatta, "Erdoğan hükümeti IŞİD'in Irak operasyonlarını önceden biliyordu" iddiası vahimdir. IŞİD'in yayılmasında ortaya çıkan bir başka tablo Erdoğan-Barzani işbirliğidir. Irak olaylarını fırsat bilen Barzani Kerkük'ü işgal etmiş ve bağımsız "Kürdistan" hayallerini daha gür dillendirmeye başlamıştır. Erdoğan, buna mukabil, "Kürt oylarına" ve "petrolüne" taliptir. Her ikisi, Irak'ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliği ilkelerini rafa kaldırmıştır.
 
ERDOĞAN'IN İNTİHARI
Suudi rejimi Irak'ta iki hedefe odaklıdır. IŞİD ile flörtü bu iki amacın gerçekleştirilmesi ile ilgilidir. 2010 tarihinde Irak hükümetinin başına seçilen Maliki, Suudililerin desteklediği bloku yenerek iktidar olmuştu. Suudi iradesine ve Irak'taki nüfuzuna darbe vuran Maliki'yi cezalandırmak Suudi rejimin asli görevi olmuştur. Bugün IŞİD ile ortak hareket eden bu blok talimatlarını direkt Suudi rejiminden almaktadır. Suudi rejimin ikinci stratejik hedefi İran ile Doğu Akdeniz havzası arasındaki bağı oluşturan Irak köprüsünü yıkmaktır. İran'ın, Irak üzerinden Suriye ve Lübnan bağını kesmektir. Bölgemizde ABD ve İsrail'e önemli bir direniş ekseni oluşturan İran, Irak,Suriye ve Lübnan mihverine çomak sokmaktır. Erdoğan-Davutoğlu rejimi ve El-Barzani bu misyonun içinde aktif görev üstlenmişlerdir. Bu misyonun Erdoğan-Davutoğlu rejimine getirisi ne olmuştur diye baktığımızda, Davutoğlu'nun sıfır sorun politikaları Ankara'yı İsrail'in temel dayanağı El-Barzani, IŞİD ve türevi cani ve haramilerle dost ve müttefik yapmıştır. Türkiye bunun için bölgenin iki önemli devleti Suriye ve Irak'ı kurban etmiştir. IŞİD'e bel bağlayanlar bölgemizin bu ve benzeri yapılanmalarla iç içe yaşayamayacağını öğrenecekler. Mezhep savaşlarının kısa vadede siyasi-iktisadi getirisi olabilir, ancak Türkiye gibi bir ülkenin bu tür projelere bel bağlaması intihardır. "Sünni" âlemin halifesi olmak isteyen Erdoğan'a şunu hatırlatalım. Senden önce bu makamı isteyen Suudililer ve IŞİD'in yeni halifesi El-Bağdadi sana bu apoleti vermezler. ABD ve İsrail'in Türkiye dâhil bütün bölgeyi cehenneme götürdükleri ve cehenneme bilet dışında bu şer güçlerinden başka bir şeyin gelmeyeceğini bilmek zorunda. Sisi, Irak ve Suriye sahasındaki gelişmelerin tehlikesine ve Kuzey Irak'ta "Kürdistan" devletinin ilan edilmesinin yaratacağı infial için ciddi bir sert uyarı mesajı yayınladı. Bari buna kulak versin. Erdoğan, bölgemizin en temel sorunu olan mezhepçi, faşist İsrail Siyonizmi ile yaşanılan mücadele yerine, bölgenin Sünni, Şii, Kürt, Arap, Türk, İran kavgaları ile kan kaybetmesi için uluslararası bir terör belasına mahkûm edildiğini görmüyor mu? Tayyip Bey, Türkiye'nin bu terör belasından mustarip olacağını ve komşu önemli devletlerle sağlıklı ve güvenilir bir ilişkiyi dinamitlediğini fark etmiyor mu? Osmanlı hayranı olduğunu iddia eden Tayyip Bey, sırf sorun mucidi Davutoğlu'nun, değil Osmanlıyı tekrar inşa etme, aksine elindeki ülkenin sınırlarını bile tehlikeye attığını görmüyor mu? Komşuların ateş içinde yanarken bu ateşin senin evini sarmalamaya başladığını Ankara'ya musallat olanlar ne zaman idrak edecek.
 
Çeviren: Prof. Dr. Mehmet Yuva
Aydınlık / 10.07.2014