Parti içindeki çalkantıların arkasında dış güçlerin olduğuna işaret eden Şirin, ‘Erdoğan’ı yalnızlaştırmak isteyebilirler’ dedi. F tipi örgütün devletten ve AKP’den temizlenmesi gerektiğini söyledi
Deniz Yıldırım
AKP’nin ilk dönem milletvekillerindendi... Parti içi muhalefeti nedeniyle hedef haline geldi. Ergenekon davasında sanık yapıldı. AKP’yi bölmekle görevlendirildiği iddia edildi. Haksız tutuklamalara karşı gelerek üç yıl yurtdışında yaşadı... Emin Şirin’le AKP’nin son dönem iç ve dış politikadaki çizgisini ve parti içinde yükselen ayrılıkçı sesleri konuştuk...
| AKP içindeki tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Eski bir AKP’li, ama daha ziyade bir vatandaş olarak şu an içlerindeki tartışmayı herkes gibi izliyorum. Dış politikada ciddi sorunlar var. Aynı derecede önemli olarak, içeride paralel devletin tasfiyesi meselesi karşımızda duruyor. Üçüncüsü PKK ve terör sorunu var. Dördüncü olarak ülkedeki kamplaşmanın ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu son söylediğim Türkiye’nin dokusunu bozmaya başladı. Cumhurbaşkanı ve AKP bu konuda mesuliyeti üstlenmelidir. Sorumlu davranmalıdır. Böyle bir kamplaşma daha önce görülmemişti. AKP’yi bu çerçevede değerlendirmek gerekir.
‘BAŞKANLIK, AKP’Yİ DE TASFİYE ETMEKTİR’
| Başkanlık tartışması AKP’de nasıl sonuçlanır?
AKP içindeki paralel yapı sesini çıkarmaya başladı. Erdoğan’ın otokratik bir başkanlıkta ısrar etmesi çerçevesinde AKP de yeni bir şekil alacak. Erdoğan şüphesiz şu anda en önemli siyasal ve sosyal figür. Onun yarattığı bir AKP var. Şimdi ortaya ciddi bir sıkıntı çıktı. Son açıklamalarında yasama, yürütme, yargı uyumundan bahsetti. Bu klasik bir başkanlık sistemi modeli değil. Klasik başkanlıkta üç erkin neredeyse karşıt olabileceği düzeyde birbirlerini denetledikleri bir sistem görüyoruz. Erdoğan bütün erkleri kontrol etmek istiyor. Bu tür bir başkanlık sistemi durumunda AKP’nin zayıflatılması hatta yer yer tasfiyesi gündeme gelecektir. Kuvvetli partilerle başkanlık sistemi değil parlamenter sistem olur. Bu bakımdan referandum için Meclis’ten kolay kolay 330 vekilin bile bulunabileceğini zannetmiyorum. Vekillerin çoğu iktidar nimetleri için oradalar. Başkanlıkta böyle imkanları kalmayacak. Bakana telefonla iş yaptıramayacaklar. Dolayısıyla AKP içinde önemli bir sayıda milletvekilinin bu konuda mutabık olmayacaklarını ve başkanlık sistemini desteklemekten son anda vazgeçebileceklerini düşünüyorum.
‘AKP’Yİ CİDDİ ÇALKANTILAR BEKLİYOR’
| F tipi örgüt AKP’ye ve yargılamalara yönelik nasıl hareket edecek?
Yine parti içi dinamiklere bakıldığında Başbakan ile Erdoğan arasındaki itilaf da bu süreçte daha önemli hale gelecek. Bu işin doğası olarak partiye imzanızla tam hükmedemezseniz, yerinize gelenler sizi sarayın içinde mevcut yetkilerinizle sınırlamak isteyeceklerdir. Aleni olarak görüyoruz. Erdoğan kendi anladığı başkanlıkta ısrar ederse AKP’yi ciddi çalkantılar bekliyor. Herkes “Tayyip Erdoğan başkan olmasın” diye konuyu tartışıyor. Bu sakat bir tartışmaya dönüyor. Ancak öncelikli olarak AKP’nin kendi içindeki paraleli temizlemesi lazım. Görüyoruz ki işbirliklerinden dolayı Amerika ve Fethullah Gülen’in kontrolünde çok ciddi bir yapı var. Bülent Arınç şimdi haksızlıktan bahsediyor. Yüzde yüz komplo olduğu bilinen kozmik oda soruşturmasında ve Ergenekon sırasında neden sustu? Makam bittikten sonra konuşuyor ve yakışmıyor. Ben iktidar zamanında istifa ettim. Yanlış olanları iktidar gidince konuşmanız pek inandırıcı olmaz. Hüseyin Çelik de aynı sıkıntının içinde.
‘PARALEL YAPIYA İDARİ TEDBİR ALINMALI’
Paralelin tasfiyesiyle ilgili milletvekiliyken de çok sayıda soru önergesi verdim. Bir devletin içinde ikinci bir merci olamaz. Devletin iki başı olamaz. Seçilmiş halk iradesiyle gelen meclis ve hükümettin yanında paralel bir yapı olmaz. Ülke barışı için evvela bu yapının tasfiyesi lazım. İki senedir uğraşılıyor. Bu konuda tam netice alındığını söylemek zor. Çok yavaş yürüyor. Seneler süren soruşturmalar ve nasıl biteceği bilinmeyen yargılamalar. İdari tedbirler alınmalı. Türkiye’de bir merkez vali sistemi var. Bu insanların maaşları ve özlük hakları devam ediyor. Fiilen idari görevleri yok. Aynı şekilde polisin, bakanlıkların içinde paralelci olarak tespit edilmiş kişiler varsa açığa alıp mahkeme süreçlerini yürütmelisiniz.
Aklanırlarsa görevlerine dönerler. Eğer orduda paralelci olduğu tespit edilmiş kişiler varsa “Ordu bugün PKK ile mücadele ediyor” diye F tipinin tasfiyesini geciktirmek son derece sakat sonuçlara yol açacaktır. Çünkü TSK’da iki baş hiç olmaz. Ordu bu tasfiyeleri geciktiriyor ise mutlaka gereği yapılmalıdır.
‘İSRAİL’İN GÜVENLİĞİ İÇİN ORTADOĞU PARÇALANIYOR’
| Terör halen ciddi bir tehlike ve esas gündem değil mi?
PKK’dan daha büyük bir dış politika sorunumuz var. Başta Rusya olmak üzere ilişkileri tanzim edemezsek, Suriye, İran, Irak’la itilaflar devam ederse, Avrupa Birliği ile bu itiş kakış bitirilemezse çok sıkıntılı bir dönemin bizi beklediğini görmek zor değil. PKK’nın dış desteklerini çözmek mutlak hale geldi. Herkesin kişisel hak ve hürriyetleri geliştirilmeli. Ancak etnik bir temele dayanan siyasi taleplere izin verilmemelidir. Ortadoğu’nun esas meselesi İsrail’in emniyeti meselesi haline gelmiştir. Neredeyse petrol ikincil sorun haline geldi. Irak, Suriye bunun için parçalanıyor. İsrail’e tehdit olmaktan çıkarılmak için.
‘KARDEŞLİK, MİLLİ TEMELDE KURULMALI’
| Muhalefetsizlik var dediniz. Peki AKP içinden etkili bir muhalefet çıkar mı?
AKP içindeki çalkantılarda dış parmaklar da olabilir. Erdoğan’ı yalnızlaştırmak isteyebilirler. Dış dünyadan konuştuğum insanlardan edindiğim izlenime göre; AKP içinde Davutoğlu’nun yanında kopabilecek grupla beraber, CHP ve HDP ile bir hükümet arayışı içinde olabilirler. 90’lardaki hükümetlerden farkı olmaz. Böyle bir hükümetin milli bir çizgi izleyeceğine şüpheyle bakarım. Davutoğlu, Mardin’de ilan ettiği planla sanki aynı yörüngede bazı teklifleri sunmuş gibi görünüyor. Bunları bir araya getirdiğiniz zaman AKP içindeki bir grup vekilin CHP ve HDP ile aynı platformda buluşabildiklerini görüyoruz.
Kurulacak olan birlik ve kardeşliğin, milli bir temelde olma zorunluluğu var. Daha çok Erdoğan çizgisinde yürüyen mücadelenin başarılı olmasını hakikaten temenni ederim. Çünkü muvaffak olmadığı takdirde diğer alternatif barışı getirebilir gibi görünmekle beraber küçülmüş bir Türkiye projesidir. Özerklik kavramının ülkenin birliğinden kopacağını öngörmemek mümkün değil. Güneydoğuya özerklik verdiğiniz zaman batıdan nemalanan yapıların varlığı batıda yaşayan Kürt kökenli Türk vatandaşlarını da sıkıntıya sokacaktır. Yani bir toplumsal huzursuzluk mutlaka çıkacaktır. Milli bir perspektifle ancak bu sorun çözülebilir. İkincisi dış destek para ve silah engellenemedi. Bir taraftan CHP ve HDP özerklik derse, diğer taraftan AKP başkanlık diye tutturursa o anayasa görüşmelerinden hiç bir şey çıkmaz.
‘RUSYA İLE İLİŞKİLER HEMEN DÜZELTİLMELİ’
| Türkiye’nin PKK ve F tipine karşı mücadelede ABD’nin pozisyonu ne olacak?
Türkiye edilgen ve dış güçlerin etkisinde bir devlet mi olacak yoksa kişilikli ve dengeleri değiştiren bir konumda mı olacak, buna Türk milleti karar verecek. Erdoğan ile geçmişte çok ters düştüğümüz dönemlere hatta Ergenekon’u yakından yaşamış olmama rağmen gerek paralel yapı, gerekse okyanus ötesi mücadelelerini doğru buluyorum. Ancak bunu yaparken kendisini yalnızlaştırıyor. Bu mücadelesini devletle birlikte yürütmeli ve kazanmalı. Ancak uluslararası planda ABD’yle ters düşerken, İsrail ile atışırken, Rusya ile karşı karşıya gelmek çok sakat. Suriye, Irak, İran ve Çin ile münasebetlerini sağlam tutmalıdır. Eğer bu ülkelerle işler yolunda giderse Amerika ve Avrupa’nın göstermesi gereken saygı yerli yerine oturur. Özellikle Rusya ile ilişkileri düzeltecek bir yol bulunmalı. Rus uçağının düşürülmesinden sonra PKK’ya yönelik dış operasyon yapılamaz hale geldi.
‘KOMPLOYU ORTAYA ÇIKARMAK ŞEREF MESELESİ’
| Ergenekon davasında ne olacak?
Ben yargılandığım süre boyunca ve 17 bin sayfalık gerekçe içinde Ergenekon örgütünü göremedim. Bu komplonun ne şekilde yürüdüğü belli. Bunu ABD’nin desteğinde Fethullah Gülen örgütünün organize ettiği aşikar biçimde ortaya çıktı. Halen bağırıyorlar “bir örgüt var” diye ama kendilerini kurtarmak için bunu yaptıkları da belli. Hükümet de maalesef Gülen’le birlikte bir tasfiye hareketinin içine girmişti. Tasfiye edilen ordunun komutanlarıydı. Ordu sindirilmiş oldu. Ordunun Kemalist bir çizgi izlememesi temin edilmeye çalışıldı.
Ergenekon kelimesi ilk kez resmi belgelere benim polis soruşturmamda geçti. Bu ifadeden sonra Zekeriya Öz bana “Seni etrafta konuşurken görmeyeyim” dedi. “Niye soru önergeleri verdin? Niye hükümet aleyhine mecliste çalışma yürüttün” gibi milletvekilliği faaliyetleri kapsamında örgüt suçlamalarıyla karşı karşıya kaldım.
Bu şekilde beni salıverdikten sonra Cumhurbaşkanı’na ve Başbakan’a bir mektupla bu hadiseyi anlattım. Milletvekili olduğum süreçte bazı insanlar bana kızmış olabilir. Fethullah Gülen kızdı, Tayyip Erdoğan kızdı. Adnan hocacılar kızdı. Asker de kızdı. “Ama bu komployu ortaya çıkarmak sizin için bir şeref meselesi olması lazım” dedim. O zaman harekete geçselerdi başlarına bugünkü gibi şeyler gelmezdi.
22.02.2016- Aydınlık