Ortadoğu’daki savaş bütün hızıyla devam ediyor. Savaşa katılmayan ülke yok gibi. ABD, AB, Rusya ve bölge ülkeleri hepsinin farklı amacı var. Gerçekten barış isteyen var mı? Bu konu karışık. Bana göre hiç birinin derdi değil barış ve huzur getirmek. Amaçları açık, kendi milli çıkarlarına uygun kazanımlar elde etmek. Bunun için geliştirdikleri politikaları/stratejileri uyguluyorlar ve bölgenin kendi çıkarları doğrultusunda dizaynı için çalışıyorlar, buna uygun grupları destekliyorlar. Yoksa Suriye yıkılmış, yüz binlerce insan ölmüş, Türkiye’ye üç milyon mülteci gelmiş kimsenin umurunda değil. Umurlarında olan söz konusu mültecilerin bu ülkelere girmelerinin önlenmesi, bölgedeki teröristlerin bu ülkelere dönmesinin engellenmesidir.
ÇOK TARAFLI OYUN
Büyük bir oyun oynanıyor satranç tahtasında. Çok taraflı bir oyun bu. Satranç tahtasının iki tarafında Rusya ve ABD’nin liderlik yaptığı iki ayrı grup var ancak iki grup içerisindeki her ülkenin kendi çıkarına uygun bir politikası var. Birine yarayan hamle diğerini zor durumda bırakıyor ya da yapılan hamleler daha farklı sorunların ortaya çıkmasına neden oluyor.
ABD SAVAŞIN UZAMASINI İSTİYOR
Bölgede savaşan teröristlerin kendi ülkelerine dönmesi bu ülkeler için büyük bir risk teşkil ediyor. ABD savaşın uzamasını istiyor ama bunun Avrupa’ya maliyeti artan sayıda mülteci oluyor. AB’nin sonunu getirebilecek ya da Almanya’nın Avrupa’daki hakimiyetini bitirebilecek büyük bir sorun bu.
Rusya kendi bölgesine dönecek teröristlerin yol açabileceği sorunlardan çok rahatsız ancak savaşın uzaması maliyeti artırıyor, ne kadar dayanabilir belli değil. Tekrar soğuk savaş döneminde olduğu gibi ABD tarafından Sovyetler Birliği’nin düşürüldüğü duruma düşmek istemiyor.
Savaşa Türkiye dahil çok sayıda ülkenin katılması ve uzun sürmesi sadece ABD ve İsrail’in işine geliyor. İsrail’in güvenliği sağlanacak ve büyük planlarının uygulanması temin edilecek. ABD ise Rusya Federasyonu’nu ve AB’yi özellikle de Almanya’yı zayıflatacak ve Pasifikte yeterli gücü bulundurabilecek. Bölgedeki savaşa, bölge ülkelerinin dahil olması ve bunun sonuçlarından çok etkilenen AB’nin bu savaşa bir şekilde müdahil olmasıyla savaşın daha da büyümesi kaçınılmaz.
Savaşın onlarca yıl sürecek şekilde uzamasının emareleri açık. Rusya’nın müdahalesi, İran’ın bölgede fiilen savaşması, Türkiye’nin Suriye’deki terörist gruplardan bir kısmını desteklemesi, Türkiye- Rusya gerginliği, Türkiye- İran gerginliği, Türkiye’nin YPG dolayısıyla Suriye’ye fiilen müdahale etme durumunun ortaya çıkması. Bütün bunları açıkça görebiliyoruz.
ESAS HEDEF ÇİN’İ ENGELLEMEK
ABD savaşı uzatarak Rusya’yı Ukrayna’dan sonra şimdi de Ortadoğu’da meşgul ederek zayıflatmak, kendine rakip olmaktan çıkarmak istiyor. Böylece hem Rusya’dan gelebilecek tehdidi önleyeceğini hem de Karadeniz’den Kafkasya’ya, Hazar Havzası’na, Orta Asya’ya, Doğu Akdeniz’den Basra Körfezi’ne, Afrika’ya kadar bölgeyi ve Pasifik’i kontrol ederek Çin’in süper güç olmasını engelleyebileceğini değerlendiriyor. Yani 21. yüz yıl da da dünya hakimiyetini sürdürmek niyetinde.
BİR AN ÖNCE BİTMELİ
Bölge’de yer alan ülkelerin liderlerinin hırsları ve amaçları kullanılarak savaş uzatılmaya çalışılıyor. Maalesef her zaman olduğu gibi başarılı da olunuyor. Türkiye’yi yönetenler bunun farkında olmalı ve bölgeye barışın gelmesi için, bölge barışı için inisiyatif almalıdır. Ustaca planlanan bu oyundan kurtulmanın ve bu oyunu bozmanın yolu savaşın bir an önce bitirilmesi ve barış projesinin hayata geçirilmesidir. Yoksa onlarca yıl sürecek ve bölge ülkelerini yıkıma uğratacak bir savaşa doğru dört nala gidiyoruz.
İsmail Hakkı PEKİN / Aydınlık- 23.02.2016