Hekim Lokman oğlu Saran’a, “Ey Oğul! Allah’a ortak koşma. Muhakkak ki şirk büyük bir zulümdür. İyilik için kullanıldığında yürekten ve dilden daha iyi bir şey yoktur. Kötülük için kullanıldığında da yürekten ve dilden daha kötü bir şey yoktur” hak sözüyle nasihatte bulunur. Mülk sadece Allah’ındır. Yeryüzü ve gökyüzünde ne varsa sadece onundur. Doğanın ürettiği insanın ürettiklerinden epeyce fazladır. Bu omurga prensip, mülkün ihtiyaç oranında adil paylaşılması ve doğa ile ahenk içinde yaşamanın felsefesidir. Amma ve lakin gözünü ancak toprağın doyurduğu insan nefsi ve tamahı doğa ve insanı daha çok para uğruna yok ediyor, nefes alan zombilere dönüştürüyor. Azman ahtapot misali Dünyayı kıskacına almış zebella şirketler, hep zirvede ve hep baki maddi ilah kalsınlar diye şantaj, yalan ve dolanı iman ettiler. Cinayet, haramilik ve işgali temel prensip edindiler. Haramiliğe medeni kılıf icat ettiler. Postalları ile iğfal ettikleri ülkelere artist üniversitelerden mezun,biat ve para için şeytana pabucu ters giydiren “hukukçu” kimlikli kibar züppeler tayin ettiler. Tekelci holdinglerin efendilerini mesut edecek bir siyasi-hukuk düzeni hazırladılar.
IRAK’IN PARÇALANMASI
17 Ocak 1991’de ABD, Irak’a karşı Çöl Fırtınası Harekâtı adıyla Irak’ı parçalamanın ve işgal etmenin temel taşlarını döşedi. İşgal kuvvetlerin başında Çöl kurdu adıyla ünlenen ABD’li General Norman Shwarzkopf (Türkçesi Norman Karabaş) vardı. 12 yıl süren sistemli bir çalışma sonucunda Kuzey Irak’a Barzanistan’ın temelleri atıldı. Irak Mart 2003’te resmen işgal edildi. Paul Bremer adında kibar bir “hukukçu” züppe yeni Irak Anayasası ile ülkeyi etnik ve mezhep kökende tanzim etti. Demokrasi ve özgürlük yalanlarıyla Irak’ın iflahı bir kez daha kesildi.
SURİYE’DE IRAK PROJESİ
Benzer bir süreç Suriye için gündeme alındı. Bugün Suriye, IŞİD’e karşı mücadele, etnik ve mezhep topluluklarına özgürlük bahanesiyle Irak benzeri bir parçalanma projesine maruz kalıyor. Daha önce ABD’nin Afganistan’daki kuvvetlerinden sorumlu General John Allen, Eylül 2014’te Obama’nın özel temsilcisi sıfatıyla IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyon kuvvetlerinden sorumlu komutan olarak atanıyor. General Allen, özellikle Suriye’nin Kuzey bölgesinde faaliyet gösteren ayrılıkçı PYD-YPG’nin önemli mevziler kazanmasını sağlıyor. Askeri alt yapının yeterli olduğuna inanan Azman Ahtapot Şirketler Suriye’nin kuzey bölgesine hukuki alt yapının hazırlanması için start veriyor.
‘ÖZERK KÜRT YAPILANMASI’
Obama, Ekim 2015’te görevini “başarıyla” tamamlayan General Allen yerine kibar bir “hukukçu” züppe olan Brett McGurk’u özel temsilci sıfatıyla bu makama tayin ediyor. Mc veya Mac İbni yani oğul demek. Gurk, “şehvet inlemesi” manası taşır. İsmi ile müsemma tabirine uygun olarak McGurk yani “İbni Şehvet İnlemesi” Suriye’nin kuzey bölgesi için tasarlanan “Özerk Kürt” yapılanması için hukuki olgunluğun oluştuğunu ilan ediyor.
McGurk yanındaki İngiliz ve Fransız temsilcilerle özel bir askeri helikopterle birkaç gün önce Suriye’nin Kuzey Doğusunda yer alan ve lojistik amaçlı kullanılan Rmiylan havaalanına ulaşıyor. Burada el-Cezire ve Ayn El-Arap (Kobani) “Kürt Özerk Yönetimi” temsilcileri ile buluşuyor. “Kürt Özerk Yönetiminin” Kürt halkının hakkı olduğunu ilan ediyor, başarılarına atıfta bulunuyor. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Tony Blinken PYD lideri Salih Müslim ile telefon görüşmesi yapıyor ve Müslim’e “ Suriye’nin geleceğinde önemli bir rolünüz var” diye müjde veriyor. Cenevre sürecinden ABD’nin Suriye için ne istediği artık çok net görülüyor.
SURİYE MEYDAN OKUDU
Esas tehlikenin farkında olan Suriye’nin BM daimi temsilcisi Beşar El-Caferi, “Eğer Suriye’yi bölmek istiyorsanız bunu aklınızdan çıkarın. Suriye’nin bölünmez bütünlüğünü ve egemenliğini daha öncede ifade ettik. Bu konuda oldukça kararlıyız” diyerek meydan okuyor. Rusya Güvenlik Konseyi Genel Sekteri Nikolay Patruşev Suriye’nin resmi tutumunu destekleyen açıklamalar yapıyor. Serok McGurk ve efendileri Suriye’yi iğfal etmek isterken mahalli kovboyları tecavüzcüye havlu tutmayı hak ve özgürlük telakki ediyor. Suriye savaşı esas şimdi başlıyor. Savaş siyasi zaferle taçlandırılmazsa askeri sahada kazanılanın kıymeti harbiyesi kalmıyor.
Mehmet YUVA
Aydınlık / 03.02.2016
