Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye işçi sınıfı ve sendikacılık hareketi tarihinin en önemli örgütlerinden biridir. 1967-1980 döneminde işçi hak ve özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi mücadelesinde DİSK, DİSK’e bağlı sendikalar ve bu sendikaların üyelerinin belirleyici katkısı olmuştu.
İSTİKLAL MARŞI OKUNMAYAN GENEL KURUL
DİSK’in 15. Olağan Genel Kurulu 12-14 Şubat 2016 günleri İstanbul’da toplandı.
13 Şubat 2016 günlü Aydınlık’ta DİSK Genel Kuruluna ilişkin haberde şöyle bir bölüm vardı:
“Kongre’nin sunuşunu üstlenen Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, hayatını kaybeden eski DİSK yöneticileri için katılımcıları saygı duruşuna davet etti. Kurulun açılışında İstiklal Marşı’nın okunmaması ise dikkat çekti.”
Haberden anlaşıldığı kadarıyla, saygı duruşu öncesinde Atatürk ve Kurtuluş Savaşımızın şehitleri de anılmadı.
Peki, 1967 yılında kurulan DİSK böyle miydi?
Değildi, tabii. Yoksa DİSK olmazdı.
DİSK’i kuran beş sendikadan dördünün (Maden-İş, Lastik-İş, Gıda-İş ve Basın-İş) genel kurulları 12 Şubat 1967 günü olağanüstü olarak ve birlikte, İstanbul Çemberlitaş’ta Şafak Sineması’nda toplandı. Genel Kurullar, Dağ Başını Duman Almış marşının söylenmesiyle başladı.
DİSK’in 1. Genel Kurulu 15 Haziran 1967 günü İstanbul’da Bank-İş Sendikası’nın toplantı salonunda toplandı. Genel Kurul, Kemal Türkler’in kısa bir konuşmasıyla açıldı. Atatürk ve şehitler için 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı.
DİSK’in 2. Genel Kurulu 24-25 Şubat 1968 günleri İstanbul’da Aksaray’da Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın toplantı salonunda toplandı. Genel Kurul, İstiklal Marşı’nın okunmasıyla ve saygı duruşuyla başladı.
DİSK’in 3. Genel Kurulu 13-15 Şubat 1970 günleri toplandı. Genel Kurul, Kemal Türkler’in yaptığı kapanış konuşmasının ardından hep beraber söylenen Dağ Başını Duman Almış marşıyla sona erdi.
DİSK 12 Eylül 1980 Darbesi’ne kadar sınıf mücadelesini temel aldı, anti-emperyalist bir çizgi izledi. DİSK, ABD emperyalizmine de, Avrupa emperyalizmine de açık tavır aldı. Emperyalist güçlerden para yardımı almayı reddetti.
12 Eylül 1980 Darbesi öncesinde DİSK’te bazı önemli hatalar yapıldı. Bu nedenle de 12 Eylül Darbesi’ni önceden bilen DİSK’in bu darbeyi halka açıklama ve halkı ve işçileri darbeye karşı direnmeye çağırma gücü kalmamıştı. (Darbeyi 11 Eylül 1980 günü DİSK’ten öğrenmiştim.)
Ancak tüm bu hatalara karşın, toplumda ve işçi sınıfı içinde ağırlığı olan, sınıf mücadelesini temel alan vatansever bir DİSK vardı.
SINIF MÜCADELESİ Mİ KÜRT MİLLİYETÇİLİĞİ Mİ?
Bugün DİSK’in ne işyerlerinde, ne de meydanlarda bir eylem gücü var. Bu genel kuruldan sonra bugünkü gücün bile kalmayacağını söylemek kehanet değil.
Türk-İş ve Hak-İş’in bugünkü durumları ortada. Emperyalizmin, sermayedar sınıfın ve AKP’nin işçi sınıfına yönelik saldırıları da yoğunlaşarak sürüyor.
Peki, DİSK niçin zayıflıyor?
Çünkü DİSK sınıf mücadelesi çizgisinden ayrıldı, Kürt milliyetçilerinin etkili olduğu bir çizgiye savruldu.
Çünkü DİSK, bölücü terör örgütüne karşı sürdürülen ve şehitlerin verildiği operasyonlara karşı, KESK ve TMMOB ile birlikte 29 Aralık 2015 günü genel grev yapmaya kalktı. Girişim tam bir fiyaskoyla sonuçlandı.
Çünkü DİSK, PKK’ya ve PKK’nın efendisi emperyalizme karşı açık tavır alamıyor; Avrupa Birliği emperyalizmine karşı çıkamıyor.
Çünkü DİSK, vatanımızın tehdit altında bulunduğu bir dönemde, vatan mücadelesinde yer almıyor.
DİSK’i DİSK yapan çizgiye dönülmezse, ortada DİSK kalmayacaktır.
Yıldırım KOÇ- Aydınlık/20.02.2016