22 Şubat 2016 Pazartesi

Gelin eşikte, oğlan beşikte


Selin Sayek Böke söz konusu olduğunda aklıma hep “Gelin eşikte, oğlan beşikte” atasözümüz gelir. Yani gelin eve geldiğinde oğlanı kucağınıza almaya hazır olun anlamına gelir. 

Selin Sayek Böke, CHP kurultayında Parti Meclisi üyeliğine birinci sıradan seçildi. Parti sözcüsü oldu. Yani artık konumu itibarıyla CHP’nin sesi, dayandığı güçler itibarıyla da partinin aklı...

Odasından Atatürk posterini indireni gören ve buna tepki gösteren vekilin ihraç talebiyle disiplin kuruluna verileceğini o açıkladı.

Açılımın devam etmesi için Apo’nun önerisi olan Toplumsal Uzlaşı Komisyonu’nun kurulmasını istediklerini o açıkladı.

Amerika’da çeşitli üniversitelerde, Dünya Bankası, İMF gibi kan emici kuruluşlarda iyice yetiştirildikten sonra Türkiye’ye geldi. Ona dişi Kemal Derviş diyorlar.

The Economist 6 Haziran 2015 tarihli bir yazıda onun CHP kadrolarına girişini sevinçle değerlendiriyordu: “And Mr Kilicdaroglu has managed to bring in female candidate ssuch as Selina Dogan, an ethnic Armenian lawyer, and Selin Sayek Boke, a respected Arab Christian economist. Ultra-secular dinosaurs have gone.”

Yani...

“Ve Mr. Kılıçdaroğlu, bir Ermeni avukat olan Selina Doğan ile saygın bir Arap-Hristiyan ekonomist olan Selin Sayek Böke gibi kadınları parti yönetimine getirmeyi başardı. Ultra laik dinazorlar gitti.” 

Sözüm ona çağdaş batının sesi olan bir yayın organının insanları etnik ve dini kimliklerine göre olumlayan bakış açısı ise CHP içinden aynı kafanın sevinciyle karşılık buldu. Mehmet Bekaroğlu, ”ulusalcıların gitmesi CHP’yi güçlendirecektir” diye alkış tuttu...

Demem o ki, gelin böyle olunca beşikteki oğlan nasıl olacak diye düşünmeye gerek yok.

Düşman kardeşler

AKP, CHP, PKK... Türk tarihine ve Türk askerine düşmanlıkta, bir de Amerika’ya dostlukta yarışıyorlar...PKK yöneticilerinin her fırsatta takdirler dizdiği Kılıçdaroğlu, “Dersim isyanı, jandarmanın bir kadına tecavüz etmesi ile başladı” iftirasını atmıştı... Ergenekon iddianameleri gibi “Tecavüzcü”lüğü yakıştırmıştı Türk askerine. Yalandı!

Dersim isyanı sırasında 19 yaşında olan ve bütün olayları yaşayan Sabiha Karakaş çıktı anlattı işin aslını. Hilmi Yüzbaşı’nın nasıl pusuya düşürüldüğünü, Seyyit Rıza’nın adamlarının 200 askeri Fırat nehrinde nasıl boğduklarını, köylü kadınları nasıl dağa kaldırıp tecavüz ettiklerini bir kez daha dinledik acıyla... Şimdi de ABD tarafından TR 705 diye kodlanan Sezgin Tanrıkulu, “Türk askerinin Cizre’de toplu infaz yaptığını” söyledi. Ki, aslında askerle çatışırken ölen teröristlerin arkadaşları tarafından topluca gömüldüğünü insansız hava araçları tespit etmişti. 

PKK’nın siyasi uzantıları ve medyası da Türk askerine, “asker sivilleri vuruyor” iftirasını attı. Yetmedi, “asker katliam yapıyor” diye bildiri yazdırdılar uşaklarına... En son Türk Ordusu’nu ve Vatan Partisi’ni hedef alan da PKK’nın siyasi sözcüsü Selahattin Demirtaş’tı. Çınar saldırısında gördük, her gün görüyoruz. Çoluk çocuk demeden katliam yapan onlar, çoluk çocuğa bedenini siper eden de Mehmetçik... 

Tayyip Erdoğan’ın bu sıralar askerle iyi geçinmesine bakmayın siz. İşine geldiğinden böyle... En son onun hayatını anlatan Erdoğan filminde asker ezan okuyanı dipçikliyor, evinde namaz kılanı tutuklayıp, yaşlı anne babaları yumrukla yere seriyor. Oysa 1961 ihtilalini halk coşkuyla karşılamış, bayram yapmıştı. Menderes iktidarında ise ABD askerlerinin memlekete gelişi bayram sayılıp onları ağırlamak için Karaköy genelevi sıfırdan boya badana yapılmıştı. 

Yalanın ve iftiranın bu kadarı görülmemiştir.

Üçü de özerklik istiyor. Üç parti de anayasa değişikliği istiyor, üç parti de zorunlu askerliğe karşı ve vicdani retçi. Üçü de koşarak gitti Amerikan Başkan yardımcısının Türkiye’yi bölme masasına...

Birbirlerine muhalif göründüklerine bakmayın. Türk milletini bölmede yarışıyorlar.

Kehanet değil

Gölge CİA olarak bilinen Stratfor, önümüzdeki yılın programını açıklamış. Raporda, Suriye’ye Türkiye’nin askeri operasyon yapabileceği, İran ile daha fazla rekabete gireceği ve Rusya ile ilişkilerin de düzelmeyeceği öngörüleri yer almış.

Kehanet değil, “Biz bunların olmasını sağlayacağız” diyor. 

Yani çıkmaz sokak.

Demek ki, Türk devrimi çok yakın. Bu da kehanet değil...
Sözümüz olsun!

Tatil lobisi

Tayyip Erdoğan, azalan turizm gelirleri sorununu çözmeye karar vermiş ve... Vatandaşlarımızın yurt dışı tatillerine gitmemesini söylemiş. Hani artık Ruslar gelmeyecek ya... Yurt dışını boş verin bu ülke nüfusunun kaçta kaçı tatile gidebiliyor? 

Adını siz koyun

ABD’nin emriyle açılım yaptı. Açılım zarar görmesin diye komutanları ve vatanseverleri hapse tıkıp, askerleri karakollara kapattı. Habur’da PKK’lıları alkışla karşıladı. ABD üniforması giydirip, “Biji Obama” diye Suriye’ye uğurladı. Eğitti, donattı. 

İncirlik yetmedi bir de Kürecik’te üs verdi. Sur’daki PKK hendeklerine yardım edecek Amerikan askerleri yorulmasın diye Diyarbakır’da bir üs daha verdi.

Rusya ile anlaşabilsek, BOP çökecek bu iş bitecekti. Gitti adamların uçağını düşürdü. Sonra Ruslar PYD’yi nüfuz altına almak için ABD ile yarışmaya başladı. Suriye’de bir Kürt otonom bölgesi için ABD ile neredeyse anlaştı. Böylece etrafımızda tek dost ülke bırakmadı. 

Kaderini bağladığı Amerika müttefik olarak zaten hep destek olduğu PYD/PKK’yı seçtiğini açıkladıktan sonra, sanki bunlar hiç olmamış gibi, Türkiye’ye doluşturulan mültecilerin AB sınırlarına geçmemesi için NATO’ya Karadeniz’de devriye gezme hakkı verdi.

Sonra kardeşim... Aldı muhtarları karşısına, bağıra çağıra “Bizim alnımızda enayi yazmıyor” diye efelendi.

Ne bileyim... Yazıya bir başlık koyacaktım, dedim boşver... Bırak okura, o koysun yazının adını. Artık ağzına ne gelirse...

Maaş korkusu

ABD: “PYD terör örgütü değil desteklemeye devam edeceğiz” dedi ya... TR 705 atladı hemen, “AKP, neden PYD’ye karşı onu açıklasın.”

Ee patron konuşunca, “tabii efendim, haklısınız efendim, ne güzel dediniz efendim” gibi şeyler demek lazım. Yoksa maaşından keserler...

Oktay YILDIRIM / Aydınlık- 14.02.2016