Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 73 şüpheli hakkında hazırlanan “FETÖ ana dava” iddianamesi Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Davanın ilk duruşması, 22-25 Kasım 2016’da görülecek. İddianamede FETÖ darbe girişiminin sinyallerini veren ayrıntılar dikkat çekti. Henüz darbe girişimi olmadan önce açıklanan iddianamede FETÖ’nün darbe girişiminde bulunacağı ve PKK’nın da buna destek verdiği kaydedildi.
BÖLÜCÜ ÖRGÜT-FETÖ İTTİFAKI
İddianamede FETÖ’nün 2007 ve sonrasında hem TSK’ya karşı hem de PKK’ya karşı vurulan darbelerde inisiyatif alarak, devlet içerisinde vazgeçilemez bir konum elde etmek istediği kaydedildi. İddianamede şu ifadelere yer verildi: “FETÖ, 17 Aralık 2013 sonrasında bu stratejisinden vazgeçmiş, PKK terör örgütü ve bunun uzantısı yapılanmaların en büyük savunucularından biri oluvermiştir. Önce 2014 Mart yerel seçimlerinde sonra Cumhurbaşkanlığı ve en sonra da 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 milletvekili genel seçimlerinde PKK örgütü ile irtibat kurmuş, bu örgütün siyasi kanadını oluşturan partiye destek verip birlikte hareket etmiştir. İşin en korkunç yanı ise polis, hakim, savcı ve askerlerin oy kullandığı sandıklardan örgütün desteklediği siyasi partiye çıkan oyların nispetidir.”
Her türlü terör örgütünde Fethullahçı bir yapılanmanın oluşturulduğu belirtilen iddianamede şunlar kaydedildi:
TÜNELLER GÖRMEZDEN GELİNMİŞ
“Bölücü terör örgütü PKK ile FETÖ işbirliği yeni olmayıp bu iki örgüt arasında zaman zaman amaç birliği, işbirliğine dönüşmüştür. Bölücü örgütün şehir yapılanmasında Fethullahçı birçok kimse görev almıştır. İşbirliğinin bir sonucu olarak bölücü terör örgütü, FETÖ’nün hiçbir kurumuna saldırmamış ve zarar vermemiştir. Karşılığında FETÖ, bölücü örgüte istihbarat sağlamış, bilgi vermiş, eylemlerinde yardımcı olmuş, şehirlerdeki kazılan tünelleri görmezlikten gelmiş, şehirlerde bomba, silah ve patlayıcı madde taşınıp depolanmasına FETÖ kadroları ses çıkarmamıştır. Devletin bölücü örgütün faaliyetlerinden haberdar olmak için kullandığı istihbarat elemanlarının kimliği bölücü örgüte verilerek deşifre edilmiştir. FETÖ ile PKK arasındaki irtibat Denizli, Afyon, Bursa ve Şanlıurfa’daki olaylarda tespit edilmiştir. Örnek olarak seçilen Denizli’de cemaat evinde uzun bir süre terör örgütü üyesi bir kimsenin barındırılması ve keşif yaparak eylem hazırlığına destek sağlanmasıdır.”
DARBE YAPABİLECEK TEK GÜÇ FETHULLAHÇILAR
Fethullahçı Terör Örgütü’ne ilişkin hazırlanan çatı iddianamede bu yapının darbe yapabileceği çok açık ifadelerle yazıldı. FETÖ’nün TSK içindeki konumu şöyle anlatıldı:
“Emniyet, Jandarma, TSK içinde elindeki silahları bir gün ülkenin meşru güçlerine doğrultmak üzere örgütten emir bekleyen bir yapılanma bulunmaktadır. TSK içinde en organize ve güçlü hakim yapılanma Fethullahçılardır. Deniz, Kara, Jandarma ve Hava Kuvvet Komutanlığı askeri personelinin en az %60’ı -bazılarında %90- FETÖ kadrolarından oluşmaktadır. Sonuç olarak devletin zannedilen silahlar, çoğu kadroları üzerinden, artık örgütün emrinde ve kontrolündedir. Türkiye’de bundan sonra muhtemel bir askeri darbe yapabilecek tek organize güç Fethullahçı kadrolardır. TSK, emniyet gibi devletin silahlarını, yönettiği kadroları üzerinden elinde tutan FETÖ, silahlı bir terör örgütüdür.”
UYGUN ORTAMI YARATMAK İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPTILAR
İddianamede tanık Ümit Akdemir’in ifadesine de yer verildi. Akdemir, ifadesinde FETÖ’nün darbe girişimi ile PKK’nın canlı bombaları arasındaki ilişkiyi anlattığı görüldü. İddianamede Ümit Akdemir’in ifadesine dayanılarak şöyle denildi:
“PKK ile Fethullahçıların işbirliği yaptığını, Emin Uçar isimli FETÖ mensubu kişinin 2005-2009 yılları arasında Nahcivan ve İran üzerinden PKK’nın Kandil üssüne sigara, yiyecek malzemesi, giyecek türü ürünler gönderdiğini öğrendiği, bunu Erzurum’da bir üniversitede sohbet ettiği bir kişiden teyit ettiği, Nahcivan’da Osman Kodak isimli Urfalı birinin PKK sempatizanlarının bulunduğu evde yaşayan öğrencilerle tanıştığını, evlerde örgüt bayrakları, poster ve dokümanlar olduğunu söylediğini, Nahcivan’daki cemaat ağabeylerinin onu istihbarat elemanı olmakla suçlayıp yurttan attırmak istediklerini, cemaat ve PKK yandaşlarının Osman Kodak’ı sıkıştırdığını, PKK ile cemaat arasındaki ilişkinin Nahcivan’da kendisini rahatsız ettiğini, FETÖ içerisinde TSK’nın darbe yapması için uygun bir zemin hazırlanması, kaos ortamı sağlanması için PKK ile işbirliği yapıldığını, önemli ölçüde yardım edeceğini umduklarını, canlı bomba, polis ve askerin şehit edilmesinin darbe ortamını sağlayacağı düşüncesinde olduklarını anlatmıştır.”
ÜMİT AKDEMİR KİMDİR?
Ümit Akdemir Erzurum’un Narman ilçesinde Zaman gazetesi temsilciliği yaptı. Daha sonra Avrupa’ya gönderildi, ardından Nahçıvan’da açılan yeni üniversitenin dört yıl süreyle yurt müdürlüğünü yaptı. 2009 yılında Türkiye’ye döndüğünde Fethullah Gülen’in akrabalarına yönelik bir vakıf kurmak ve Gülen’in hayatını yeniden yazmak için görevlendirildi. Bir yıl süreyle bu görevde çalışırken Mustafa Özcan ile tanıştı. Ancak yazdığı kitap Alvarlı Efe, Bediüzzaman ve Necip Fazıl’ı ön plana çıkardığı ve bazı eleştirileri olduğu için iptal edildi. 2010’un ikinci yarısında Zaman Gazetesi Doğu Anadolu Bölge Halkla İlişkiler Müdürü olarak göreve başladı. Gülen Eğitim Araştırma Vakfı’nda çalıştığı dönemde Cemaatin tabanına yönelik konferanslar ve sunumlar yaptı. 17-25 Aralık darbesi sırasındaki itirazları ve farklı çıkışları nedeniyle tüm görevlerinden alındı.
Olcay Kabaktepe / Ankara
Aydınlık/23.07.2016