5 Mayıs 2015 Salı

KKTC’de ‘sol’ değil Rum ve AB muhipleri kazandı!

Kimliğini-tarihini-değerlerini yitirmiş, AB ve Rum muhibi olmuş, AB pasaportu alabilmek uğruna, bağımsız devletinden ve milli kimliğinden vazgeçmeye hazır, aşağılık kompleksi ile Anavatan’a karşı her türlü nankörlük ve küstahlığı yapmayı marifet sayan bir zihniyet kazandı KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde. Bu sonuçlara en çok Rumlar sevinmiş olmalı. Zaten M. Akıncı’nın taraftarları kutlamalarda Türk bayrağı yerine, AB bayrağını sallıyorlardı. Kıbrıs’ı AB toprağı yapıp, Türkiye’nin garantörlüğünden koparıp, Türk milleti için “yabancı ülke” statüsüne çevirmek istedikleri-Kıbrıs’ta, vatansız-bayraksız “sözde” solcular kazanmadı. 
 
Kim kazandı? Müflis Yunanistan ile maaşlarını bile ödeyemeyecek haldeki Rumlara, adayı “çözüm” adı altında “ciro” etmeye hevesli, emperyalizme “kul” olmaya gönüllü, bağımsız ve özgür bir milli devlet yerine, AB bayrağı altında girmeye can atan güruh kazandı. 
 
Bunlara “sol” denilmesi, bağımsız-anti-emperyalist ve ulusal duruşu savunan gerçek solculara ve devrimcilere bence büyük haksızlık etmek olur. 
 
AKP iktidarı, KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı ve milli kahramanımız Rauf Denktaş’a bile, AB ve Rum’un desteğiyle “yes be annem” diyerek, her türlü yakışıksız ve etik dışı saldırıları yapan, bu “sözde” solcu- özde “Rum ve AB” muhiplerine karşı, Dr. Eroğlu’na hiçbir destek ve katkı vermeyerek KKTC’deki bu sonuca “sükût” yoluyla fiilen destek verdi maalesef. 
 
O nedenle, bunu bir “sol” kazandı, “sağ” kaybetti basitliğine ve kabalığına indirgemek için ya cahil ya da özel kasıtlı olmak gerekir bence. 
 
Milliciler, gayrı-milli-AB’ci-Rum’cu, vatansız ve bayraksız, ver-kurtulcu, yes be annemciler karşısında, yalnız bırakılmıştır. 
 
Tarihi, askeri, siyasi ve ekonomik olarak vazgeçilemez hak ve çıkarlarımızın bulunduğu Kıbrıs’ı, “demokrasicilik” maskesiyle, Türkiye’den kopartmaya kalkışmak, vahim ve büyük bir yanlış ve Türk milletine ihanet olacaktır. 
 
Seçilen Cumhurbaşkanı M. Akıncı, bugüne kadar yürüttüğü, Türkiye aleyhine- Rum yanlısı, çözüm adı altında KKTC’yi tasfiye edip, Kıbrıs’ı AB toprağı yapma yolundaki gayrı-milli siyasetini, belki Rauf Denktaş ve Türkiye sayesinde bugün oturabildiği o makamında bir kez daha sağduyulu ve soğukkanlı bir şekilde gözden geçirir de gerçekleri görür diye ummak istiyoruz. 
 
Ben bu “yes be annemci”, ver-kurtul zihniyetindekilerden ziyade, Türkiye’de milli davaya kurulan kumpasa “trene bakar” gibi bakan, Muhalefet partilerinin, Üniversitelerin, Anayasal kurumların, medyanın ve sözde sivil toplum örgütlerinin, çok daha günahkâr ve vurdumduymaz olduklarını düşünüyorum. 
 
Kıbrıs’ta dili-dini-sınırları ayrı olan ve 40 yıldan beri ayrı devletlerinde yaşayan Rum ile Türkü, AB bayrağı altına sokup, zoraki birleştirmeye çalışanlar, Türkiye’de 100 yıldır aynı bayrağın altında, kardeşçe yaşayan, aynı dine mensup, çok büyük bir çoğunluğu Türkçe konuşan ve anlaşan, etle-tırnak olmuş Türk ile Kürdü ayrıştırmaya çalışıyorlar. Ben bunu yapmaya çalışanlardan çok, kendi içimizdeki ihanete, vurdumduymazlığa, gayrı-milli duyarsızlığa isyan ediyorum açıkçası.

UFUK SÖYLEMEZ  / AYDINLIK / 28.04.2015