5 Mayıs 2015 Salı

HANGİ ÇÖZÜM ?

Siyasi iktidar da, muhalefet partileri de söz birliği etmişçesine aynı lafları söylüyorlar “açılım süreci” ya da “çözüm süreci” hakkında. Bundan sonra güvenlikçi yaklaşımlar olmayacak ve kesinlikle silah kullanılmayacak. Sorun demokratlaşma sorunudur, demokratik çözüm esastır. Tek bir gencimiz bile ölmesin ve analar ağlamasın. Bunların hepsine katılıyorum. Teorik olarak doğru. Sadece güvenlik önlemleriyle bu sorunun çözümünün mümkün olmadığını kabul etmek durumundayız. Ancak PKK silah bırakmadan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hakimiyet kurmaya devam ettiği sürece demokratik bir çözümün, hatta bir çözümün mümkün olmayacağını görmeliyiz. PKK’nın talepleri ya da onun silahlı gücüne güvenen HDP’nin istekleri her seferinde daha da cüretkar olmaktadır. Öcalan’ın ifade ettiği yol haritası, demokratik özerklik pratikte ülkenin bölünmesine yol açacak adımlardır. Birçok aydın(!), devlet adamı(!) vb. tarafından da ifade edilen bu güzel lafların altı boştur. Ne anlama geldiğini ve pratiğe nasıl geçirileceği üzerinde durulmamıştır bile. Ama herkes papağan misali tekrar etmektedir. 
 
Aslında başından itibaren yapılanın bir ulus inşa süreci olduğunu belirtmeliyim. Bölgemizde uygulanan stratejinin bir Kürt ulusu inşa süreci olduğunu görmemek büyük bir stratejik körlüktür. Hem aydınlar(!) hem de devlet adamları(!) için. Ama ısrarla görmemekte ısrar ediyoruz ve olmayacak ya da söz konusu inşa sürecine katkıda bulunacak çözüm önerileri(!) veya çözülme önerileri ortaya atıyor ve uygulamaya kalkıyoruz. 
 
ABD’ye ve Batı’ya mesaj veriyoruz. Bu işi CHP, AKP’den daha iyi yapar diye. Bir bölücü ve ırkçı bir parti yani HDP, AKP tek başına iktidara gelemesin diye bir grup medya, iş adamları ve aydınlar(!) tarafından destekleniyor. Televizyonlarda “Türkiye partisi” ve “demokrat” diye cilalanıyor. HDP, PKK ile birlikte Kürt ulusu yaratmanın bir aracıdır ve bu amaca hizmet etmektedir. Eğer Meclis’e yeni bir siyasi parti gönderilecekse bu siyasi parti neden Vatan Partisi olmasın. Sonuçta ülkenin bütünlüğünden, ulus devletten, barıştan ve 6 Ok’tan yana bir siyasi parti. Böyle bir programı olan siyasi partinin Meclis’e girmesi, orada programı doğrultusunda mücadele etmesi neden istenmez? Çünkü Vatan Partisi, milli bir partidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerini devam ettirecek ve tam bağımsızlığı sağlayacak partidir Vatan Partisi. 
 
Türk milleti “açılım süreci” ya da “çözüm süreci” adıyla başlatılan sürecin de, CHP ve HDP’nin önerdikleri çözüm önerilerinin de ABD, İsrail ve Batı tarafından hazırlanan projeler olduğunu ve ülkeyi parçalamaya yönelik olduğunu söylemek mecburiyetindeyiz. Söz konusu süreç adı ne olursa olsun ve kim tarafından uygulanırsa uygulansın bir Kürt ulusu yaratma sürecidir. Ülkenin sınırlarının değişmesine yol açacağı için sonu çok kanlı bitecek bir süreçtir. Mutlaka yeniden tanımlanmalı ve yüzde 100 milli olmalıdır. ABD, İsrail ve Batı’nın menfaatlerine hizmet etmemelidir. Bunu da ancak milli bir hükümet başarabilir.
 
İSMAİL HAKKI PEKİN / AYDINLIK / 30.04.2015