29 Ekim 2015 Perşembe

PKK operasyonu Washington için sürpriz oldu



James Franklin Jeffrey, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi. Ergenekon-Balyoz operasyonlarının ilk dalgaları sırasında, 2008-2010 yılları arasında Ankara’daydı ve daha sonra ortaya çıkan Wikileaks belgelerinde de adından sıkça söz ettirmişti. Jeffrey, 2010 yılında Amerikan Dışişlerinin en üst düzeyine, Carreer Ambassador derecesine geldi. James Jeffrey bir “devlet adamı”, bu nedenle Türkiye ve sürece yönelik sözleri son derece gerçekçi. Büyükelçi Jeffrey, telefon üzerinden yaptığımız söyleşimizde kullandığı ifadelerde de, Türk-Amerikan ilişkilerine zarar verecek her türlü yaklaşımdan kaçınmaya çalıştı.

‘ABD’NİN İMTİYAZI TAMPON BÖLGE...’

l Ankara uzun bir süre İncirlik’i açmak istemedi. Özellikle de Ayn el Arap’taki çatışmalar sürecinde. Türkiye’nin fikrini ne değiştirdi? Neden birden İncirlik’i açmaya karar verdi?

Başkan Yardımcısı Jœ Biden, Başkan Obama ve ortak müttefiklerimiz IŞİD konusundaki sorunlarla ilgili harekete geçmek için çalışmalarda bulundu.

Ayrıca, Türkiye’nin güneyinde IŞİD saldırıları gerçekleşti; Suruç’ta ve sınır boyunca Türk ordusuna karşı... Bu birinci sebepti, ikincisi Suriye’nin kuzeyinde bir çeşit tampon bölge kurulması için Amerika ilk sefer destek verdi. Ayrıntıları henüz netleşmedi ancak bu tampon bölge, Amerika’nın destek almak için büyük bir imtiyazıdır. Üçüncüsü, tüm bu meselenin, Erdoğan’ın PKK, HDP, seçimler ve hükümet kurma süreciyle nasıl baş edeceğini hesaplaması ile bağlantılı olduğu açık... Bu meselenin bu sonuçla nasıl bir ilgisi olduğunu bilmiyorum ama etkili olduğu kesin.

‘TÜRKİYE YPG’YE SALDIRMIYOR PKK’YI VURUYOR’

l Washington, Ekim 2014’ten sonra, IŞİD’e karşı bölgedeki müttefiklerinin YPG gibi Kürt gruplar olduğunu açık bir şekilde söyledi. Türkiye ise YPG/PYD’yi PKK’nın bir kolu olarak görüyor. Peki, Ankara bu durumda Washington ile birlikte IŞİD’e karşı savaşmaya nasıl ikna oldu?

Birincisi, YPG ile PKK arasında bir fark olduğunu düşünüyorum. Amerika Birleşik Devletleri, PKK’yı bir terör örgütü olarak görüyor. Türkiye’nin PKK’ya karşı saldırılarında destekler veriyor. Ayrıca PKK, Kuzey Irak’taki IŞİD’e karşı konumu dâhil, şu an bizimle çok az ilgili bir konumda. Tabii YPG, Kobani savaşından beri PKK ile yakından çalışıyor ancak bu da farklı bir durum. Şunu da fark ediyorum; Türkiye genel olarak YPG’ye saldırmıyor, PKK’yı vuruyor.

l Ankara, Washington ile IŞİD’e karşı işbirliği yapma kararı aldıysa, IŞİD’in ana düşmanı ve YPG’nin hamisi PKK’ya karşı neden operasyon yürütüyor?

IŞİD’in ana düşmanı PKK değil. PKK’nın yalnızca Kuzey Irak’ta IŞİD’e karşı kurulan Peşmerge cephesinde küçük çaplı bir gücü bulunuyor. Bunlar iyi savaşçı ancak bunun dışında PKK’nın gücünün çoğu Kandil dağında ya da Türkiye sınırları içinde bulunuyor. Ve tabii ki PKK, Türk güvenlik güçlerine karşı saldırılar başlattı, bu konuda herhangi bir şüphe yok. Ve saldırılarına devam ediyor, bugün(10 Ağustos) altı tane (Türkçe ifadeyle) şehidiniz vardı mesela... Dolayısıyla Türkiye PKK’ya yönelik saldırılarına devam edecek... Sonuçta, PKK’dan saldırılarını durdurmasını istemek siyasetten tamamen ayrı bir şeydir. Siyaset de önemli ancak Türkiye PKK’ya saldırmaya devam edecektir.

‘OPERASYONLAR SÜRPRİZ OLDU’

l IŞİD sizce Ankara için PKK’yla savaşma konusunda bir bahane mi?

Hayır... Bana göre Ankara üç kuvveti düşman olarak görüyor; Esad hükümeti, IŞİD ve PKK. Ve bana göre bu operasyonlar hep, hükümet kurma aşaması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Haziran seçimlerindeki hayal kırıklığı ile bağlantılı.

l Obama yönetimi, Ankara’nın PKK’ya karşı yürüttüğü operasyonları öngöremedi mi?

 Bunlar, Washington için sürpriz oldu.

İNCİRLİK TÜRKİYE’NİN İSTEDİĞİ GİBİ KULLANILACAK

l Türk Dışişleri Sözcüsü Tanju Bilgiç, İncirlik’in yalnızca IŞİD’e karşı operasyon için kullanılacağını ve kesinlike YPG’ye destek verilmeyeceğini söyledi. Bir gün sonra ABD Dışişleri Sözcüsü Mark Toner Türkiye’deki askeri üslerin YPG’ye destek vermek için de kullanılacağını söyledi...

Amerikan operasyonları, Türk hükümetinin Amerikalılardan yapmasını istediklerinden ibaret olacaktır. Benim anladığım, bu IŞİD’e karşı olacaktır.

l Peki, ABD Dışişleri Sözcüsü Mark Toner neden İncirlik’ten YPG’nin de destekleneceğini söyledi?

Çünkü biz YPG’nin IŞİD’e karşı savaştığını gördük, bunu Ekim 2014’ten bu yana tecrübe ettik.

l İncirlik’i kullanımındaki sınırlamalar neler?

Şunu özellikle açıklığa kavuşturmak istiyorum, Türk hükümeti orada neyi uygun görürse o olur. Üs onların üssü, ülke onların ülkesi...

‘TÜRK HÜKÜMETİ İLE YPG KONUSUNDA MUTABAKATA VARDIK’

l Peki, ABD İncirlik üzerinden de mi YPG ile işbirliği yapacak?

(Çıkışarak) ABD, Ekim ayından beri YPG ile işbirliği yapıyor. Türk hükümeti de konunun tüm ayrıntılarıyla ilgili bilgilendirildi; YPG’nin IŞİD’e karşı savaştığına dair, YPG’ye hava desteği sağlayacağımıza dair vs... Bu yönde Türk hükümetiyle mutabakata vardık. Diyelim ki YPG Türkiye’yi işgal etti, ABD’nin YPG’ye hava desteği sağlayacağını tabii ki düşünmüyorum, yani bu gülünç bir soru... Üstüne basa basa şunu tekrar etmek istiyorum: Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’de Türk hükümetinin onaylamayacağı hiçbir şey yapmaz.

l Washington Ankara ile müzakere edip, PKK’ya karşı yürütülen operasyonları bitirip, Türkiye’yi IŞİD’e karşı yönlendirmeyi planlıyor mu?

Washington’un önceliği IŞİD’e karşı savaşmak. Washington’un çıkarı Türk hükümeti ile Türkiye’nin doğusundaki Kürt nüfusu arasındaki bir barış sürecinden yana. Bunun ötesinde bir şey söyleyemem...

l Bu arada Barzani de PKK’lıların Kuzey Irak’ı terk etmesi yönünde açıklamalar yaptı. Bunun sebebi nedir? PKK zaten yıllardır Irak’taydı, değişen nedir?

Barzani bunu birçok sefer söyledi, PKK’yı sevmiyor ama onları oradan sürmek için herhangi bir adım da atmayacak.

‘TÜRK AMERİKAN İLİŞKİLERİ ÇIKIŞTA’

l Sizin Ankara’da Büyükelçi olduğunuz dönemle bugünü kıyasladığınızda, Türk-Amerikan ilişkilerinde bir değişiklik var mı?

Hayır... Ben Büyükelçiyken ilişkiler iyiydi, şimdi de iyi. Herhangi iki ülkenin değişik yaklaşımları olacağı aşikâr ancak genel hedeflerimiz aynı. Amerika Birleşik Devletleri PKK’nın Türk güvenlik güçlerine saldırdığını görmek istemiyor. Türkiye’deki Kürtlerin durumunun bir çözüme kavuşturulduğunu görmek istiyor. IŞİD’in yenilgiye uğratılıp, imha edildiğini görmek istiyor ve Esad hükümetinin görevini bıraktığını görmek istiyor ve Kuzey Suriye’de Türkiye ile birlikte bu tampon bölge meselesinde çalışmak istiyor. Tüm bu alanlardaki birliktelik, iyi bir işbirliği paketi demek.

Afganistan konusunda işbirliği yapıyoruz, Rusya’yla ilgili bazı meselelerde işbirliği yapıyoruz, NATO radarı konusunda işbirliği yapıyoruz ve İran konusunda işbirliği yapıyoruz. Ve liste böyle uzayıp gidiyor.

l Peki, Türk-Amerikan ilişkilerinin son iki ya da üç yıl içinde bozulmaya başladığını düşünüyor musunuz?

İnişler ve çıkışlar oldu. Şu an ise bir çıkış dönemi olduğunu düşünüyorum.

‘AÇILIMIN BİTMESİ FELAKET OLUR’

l Kürt Açılımı siz Ankara’da Büyükelçiyken başlamıştı... Açılım sizce bir çıkmaza mı girdi?

Umarım öyle olmaz! Washington’un da böyle ummadığını biliyorum! Ve bu meselenin seçim sonuçlarına bağlı olmadığını umuyorum, eğer böyleyse bu bir trajedi olur!

l Peki, siz Ankara’dayken Kürt Açılımı’nın başarılı olabileceğine dair herhangi bir umudunuz var mıydı?

Evet; 2009, 2010 yıllarında bile hareketi görebiliyordum. Ve tüm bunlar AKP hükümeti sayesindeydi, onlar bu süreci destekledi. Ancak desteklemeye de devam etmeleri gerekiyor.

‘ERDOĞAN YENİ BİR SEÇİM İÇİN FIRSATI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR’

l Türkiye’deki seçim sonuçlarından sonra Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı makamında tecrit olduğunu düşünüyor musunuz?

Seçimden memnun değil çünkü ilk defa çoğunluğu kazanamadı.

l Hükümeti kurma süreci çok uzun sürdü. Erdoğan, ülkeyi yönetmeye devam edip, belki de ülkeyi bir erken seçime götürmek için bu süreci uzatıyor mu?

Bu 45 günlük bir süreç. Şu an 12 gün kaldı. Dolayısıyla uzun sürdüğünü düşünmüyorum. İşleri son derece zor. Cumhurbaşkanı, muhtemelen yeni bir seçime gitmek için elinde bir fırsat olduğuna inanıyor.

l HDP’nin başarısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ayrılığa giden ilk adım mıdır?

Bunun ayrılığa giden ilk adım olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’deki Kürtlerin durumunu biliyorum, Irak’taki Kürtlerin durumunu da biliyorum. Türkiye’deki Kürtler Türk toplumu içinde, Türk ekonomisi, Türk siyasal sistemi, Türk dili ve buna benzer birçok alan içinde son derece köklü bir şekilde kaynaşmış durumda. Bölünmenin kimse için bir seçenek olduğunu düşünmüyorum.

JAMES JEFFREY KİMDİR?


James Jeffrey, 2008-2010 yılları arası Ankara Büyükelçiliği yaptıktan sonra 2010-2012 yıllarında ABD’nin Bağdat Büyükelçisi oldu. Eski ABD Başkanı George Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı’ydı. Türkiye’de Büyükelçi olmadan önce 1983-1987 yılları arasında Adana ve Ankara’da askeri-siyasi müsteşar olarak görev yaptı. 2003-2004 yıllarındaki Irak işgal yönetimi, “Geçici Koalisyon Yönetimi”nin geçiş sürecinde dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ve ünlü ABD Irak Büyükelçisi John Negroponte tarafından görevlendirilmişti. Yine 2006-2007 yılları arasında dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Irak özel danışmanı görevini yürütmüştü. Jeffrey, Obama tarafından Irak’a Büyükelçi olarak atandıktan sonra, 16 bin personeli ve yıllık 6 milyar dolar bütçesi ile ABD elçiliğini dünyanın en büyüğü haline getirmişti.

13 Ağustos 2015/ Şafak TERZİ / Aydınlık