17 Şubat 2017 Cuma

Erdoğan-Trump Görüşmesinin 7 Sonucu

Erdoğan’ın ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’la yaptığı telefon görüşmesi 7 önemli sonuç doğurdu.

1) EL BAB’DA ABD İLE İŞ BİRLİĞİ

Telefon görüşmesinden hemen sonra Cumhurbaşkanlığı’ndan Anadolu Ajansı’na yapılan açıklamada Erdoğan ile Trump’ın El Bab ve Rakka’da ortak hareket edilmesi konusunda mutabık kaldığı belirtildi. (AA, 8 Şubat 2017)

Türkiye’nin ABD ile El Bab ve Rakka’da ortak hareket edecek olması 3 yeni sonuç doğurur:

a) Fırat Kalkanı Operasyonu, özü itibariyle ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde inşa etmeye çalıştığı koridoru önleme amaçlıydı. ABD’yle iş birliği bu nedenle Fırat Kalkanı’nın ruhuna aykırıdır.

ABD Savunma Bakanı James Mattis’in Savunma Bakanı Fikri Işık’la yaptığı görüşmede ülkesinin Fırat Kalkanı’na destek sunacağını açıklaması, operasyonu sulandıracaktır! (El Cezire,15 Şubat 2017)

b) Rakka demek, Fırat Kalkanı’nın hedef yönünü artık PYD/YPG’den tamamen çıkarıp sadece IŞİD’e odaklanmak demektir.

c) ABD’yle Suriye’de işbirliği haliyle Rusya’yla başlayan normalleşme sürecini olumsuz etkileyecektir.

2) EL BAB’DAN DERİNE İNME HEDEFİ

Erdoğan, Trump’la görüşmesinden önce “El Bab’dan daha derine gitmemek lazım” demişti. (Sputnik, 27 Ocak 2017)

Rakka’da ABD ile ortak hareket etme iradesi açıklamak, bu açıklamayı fiilen ortadan kaldırmıştır. Nitekim Erdoğan birkaç gün önce de “El Bab hallolmak üzere, sırada Münbiç ve Rakka var” demiştir. (NTV, 12 Şubat 2017)

El Bab’dan daha derine inmek, TSK’yi Suriye Ordusu’yla karşı karşıya getirme riskini daha da artıracaktır.

3) BAŞKANDAN CUMHURBAŞKANINA TEMASTAN, İSTİHBARATÇIDAN CUMHURBAŞKANINA TEMASA

Trump telefonda Erdoğan’a  “CIA Başkanı’nı gönderiyorum, detaylı konuşun” dedi. (Sputnik, 9 Şubat 2017)

CIA Başkanı Mike Pompeo 24 saat içinde Türkiye’ye geldi ve hem Cumhurbaşkanı ile hem de Başbakan ile görüştü. Obama seçildiğinde ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye yapmıştı, Trump seçildiğinde ise CIA Başkanı ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye yapmış oldu. Böylece başkandan cumhurbaşkanına temasların yerini, istihbaratçıdan cumhurbaşkanına temaslar almış oldu!

Tablonun güçlü devlet imajına aykırılığını perdelemek için AK-Medya’da “artık istihbarat başkanları sadece istihbarat başkanı değil, aynı zamanda güçlü siyasi temsilcidir” iddiaları ortaya atıldı!

4) TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNDE ‘YENİ BİR GÜN’

ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Başbakan Binali Yıldırım ile yaptığı telefon görüşmesinde Türkiye-ABD ilişkileri için yeni bir gün ifadesini kullandı! (Hürriyet, 9 Şubat 2017)

Böylece Washington, Obama yönetiminden sonra AKP Hükümeti’ne “yeni bir sayfa” açmış oldu!

AKP yönetimi “yeni bir gün” ilan edilmesiyle birlikte ABD’den artık referandumu evet lehine etkileyecek yeni hamleler beklemeye geçti. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başta pek çok AKP yöneticisi “Washington’un artık Gülen konusuna farklı baktığını” söylemeye başladı.

5) ASTANA İLGİSİ AZALDI

Normalde belirlenen takvime göre bu hafta başında Astana-2 görüşmeleri başlayacaktı. Ancak Erdoğan-Trump görüşmelerinden sonra Türkiye’nin Astana ilgisi azaldı.

Türk heyeti ve Türkiye’nin desteklediği Suriyeli muhalif gruplar, belirlenen takvimde Astana’ya gitmedi.

Suriye Hükümeti başmüzakerecisi ve Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Beşar Caferi, “Türkiye’nin Astana’daki yokluğu, varılan anlaşmaları ciddiye almadıklarını gösterir” dedi. (15 Şubat 2017)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, Astana-2 görüşmelerinin Türkiye’siz başladığını, Türk heyetinin “ancak bir kısmının” Astana’ya 16 Şubat günü geleceğinin kendisine bildirildiğini açıkladı. (Sputnik, 15 Şubat 2017)

6) İRAN DÜŞMANLIĞI

AKP’nin ideolojik yayın organı Yeni Şafak 12 Şubat 2017 günü İran’a karşı ortak cephemanşetiyle çıktı. Habere göre Trump İran’ın bölgedeki yayılmasına karşı bölge ülkeleriyle bir ortak cephe kurmaya başlıyordu!

Zaten CIA Başkanı Mike Pompeo, Erdoğan’la görüştükten sonra Körfez ülkelerine ziyarete gitmişti. Pompeo’yu Erdoğan izledi.

Erdoğan’ın Bahreyn, Suudi Arabistan ve Katar ziyareti de Pompeo’nunki gibi İran karşıtlığı odaklı oldu.

Erdoğan Körfez temasları sırasında Trump‘ın ortak cephe çağrısına uyarak bölgede Pers milliyetçiliği tehdidinin bulunduğunu ve önünün kesilmesi gerektiğinisavundu!

7) PYD KANTONLARINA TOLERANS

CIA Başkanı Mike Pompeo‘nun Türkiye ziyareti sırasında, Erdoğan‘ın başdanışmanı İlnur Çevik New York Times gazetesine önemli açıklamalar yaptı. Çevik, Suriye’nin kuzeydoğusundaki PYD kantonlarını tolere edebileceklerini ama Fırat’ın batısında Kürt varlığını kabul etmeyeceklerini söyledi! (Hürriyet, 12 Şubat 2017)

Erdoğan ise Fırat’ın batısında güvenli bölge kuracaklarını, güvenli bölgeye Arap ve Türkmenleri yerleştireceklerini söyleyerek Çevik‘in açıklamasını bütünledi! (Sputnik, 13 Şubat 2017)

Ve daha vahimi Erdoğan ele geçirdiği Suriye topraklarına “eğit donatla oluşturulmuş milli bir orduyu yerleştirmekten” bahsetmektedir! (CNN TÜRK, 13 Şubat 2017)

İkinci bir ordu, ikinci bir otorite/statü/devlet ve bölünme demektir! Suriye’nin bölünmesi en çok ABD ve PYD’ye yarayacaktır!

SONUÇLARIN SONUÇLARI

Erdoğan-Trump görüşmesinin bu 7 sonucu, kuşkusuz bizi ilgilendiren şu sonuçları doğurmuştur:

1) Erdoğan‘ın yönünü Atlantik’ten Avrasya’ya döndüğü tezi boşa düşmüştür. Israrla belirttiğimiz gibi Erdoğan Avrasya’yla ilişkisini Atlantik’teki pazarlığına kart yapmaktadır!

2) Erdoğan‘ın “vatan savaşı” verdiği tezi de boşa düşmüştür. Erdoğan ilk fırsatta Fırat Kalkanı’nın yönünü saptırmıştır. Kaldı ki cumhuriyeti yıkıcılığı ile vatan savaşı birbirinin karşıtı iki eylemdir, birarada yürümez.

3) Ankara Irak’ta yola Kürdistan’a karşı çıkarak başlamış ama Amerikancı iktidarlar nedeniyle Kürdistan’a mimar olmuştu. Aynı durum maalesef Suriye için de geçerli!

Peki ne yapmalı?

Hep söylüyoruz: Problemin kaynağı probleme çözüm bulamaz.

O nedenle önce “Erdoğansız olmaz” varsayımıyla girilen “yapıcı muhalifliği” bırakıp, iktidar olmayı hedefleyen muhalifliğe soyunacağız! İktidarlı hükümet formülleri icat etmek yerine önümüze iktidarı yıkmayı koyacağız!

Başkanlık sistemiyle rejimi değiştirmeye çalıştıkları şu dönemde, doğru programa sahip bir devrimci partinin kitleyle birleşmesi her zamankinden çok daha mümkündür!


Mehmet Ali Güller
16 Şubat 2017