27 Şubat 2017 Pazartesi

Fransa’da Birinci Parti Milli Cephe

Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri Fransa’da siyasi arenayı hareketlendirmiş durumda. Geçen haftaki yazımızda bu seçimlerin Fransa’da yeni bir dönemin kapısını açacağını, geleneksel partilerin geleneksel adaylarının bir ağırlık gösteremediğini ve yeni bir kuşağın siyaset sahnesine çıktığını yazmıştım. Bu hafta, Marine Le Pen’den başlayarak adayların programlarını yazacağımı belirtmiştim. Le Pen’e geçmeden seçim kampanyasına ilişkin bir-iki yeni bilgiyi vermem gerekecek.

Fransa’da seçim, bizde olduğu gibi öyle davullu zurnalı yapılmıyor. Adaylar kapalı salon toplantılarında seçmenlere hitap ediyor. Esas olan anketler ve medyanın yönlendirmesi. Kamuoyu araştırma kuruluşlarının rakamları havada uçuşuyor. Medya arı gibi çalışıyor. Ana akım medya adayını belirlemiş (Emenuel Macron) ve kollarını sıvamış durumda. 15 gün öncesine kadar François Fillon seçimin favorisiydi; kazanmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Anketlerde yerini Emenuel Macron’a bıraktı. Neden mi?

FİLLON’A HAYALİ MAAŞ SKANDALI!

Canard Enchaîné gazetesi, Fillon’nun eşine milletvekili iken yanında çalıştığını göstererek 8 yıl boyunca 500 bin Euro “hayali maaş” ödediği iddiasını patlatması büyük bir skandala yol açtı. Bu yetmedi arkasından, iki oğlunun daha öğrenciyken Senato’dan hukuk danışmanı olarak maaş aldığı açıklandı. 3 ay sonra cumhurbaşkanı olması beklenen Fillon anketlerde tepetaklak oldu ve adaylıktan çekilmesi gündemde. Kendisi ise savunmada ve şimdilik adaylığında direniyor. Atlantik kampına uzak duran, Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesini ve Suriye sorunun çözülmesinde bölge ülkeleriyle hareket etmeyi savunan Fillon’nun seçilmesi dünya dengeleri açısından önemliydi.

Programını daha sonraki haftalarda anlatacağım Emenuel Macron, Fillon’u geride bırakmış durumda ve Marine Le Pen ile birlikte ikinci tura kalabilecek aday olarak görünüyor. Kendisini partiler üstü gören, sosyalistlerin 2. Vals hükümetinde Ekonomi Bakanlığı yapan Macron’un arkasında Le Monde gazetesi ve Nouvelle Obs’un patronu Pierre Bergé bulunuyor.

MARİNE LE PEN

aydınlık.com.tr, Hürriyet gazetesinden Emre Özpeynirci’nin “Trump’a özendi Bursa’yı riske soktu” başlıklı haberini “Faşist Le Pen seçilirse Bursa zora girecek” başlığı ile vermiş (12.1.2017). Özpeynirci yazısında Marin Le Pen’den “aşırı sağcı lider” diye bahsederken Aydınlık.com.tr “faşist” diyor. Habere bu başlığı atan arkadaşın solculuğu tutmuş sanırım.

İşte bütün mesele de bu! Fransa’da “sol” ve aşırı “sol” parti taraftarları, bazen yöneticileri Marine Le Pen ve partisini “faşist” ve/veya “ırkçı” olarak niteliyor. Genel söylem ise “aşırı sağ” yönünde. Marine Le Pen’in seçim programına geçmeden önce, Fransa’nın en çok oy alan birinci partinin Milli Cephe olduğunun altını çizelim (Avrupa Parlamentosu seçimlerinde (2014) yüzde 24,95, Fransa Bölgesel seçimlerinde (2015) yüzde 27,73) Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de adayı Marine Le Pen, yapılan anketlerde yüzde 25 ile birinci görünüyor. Bu partinin seçmeninin sosyolojik yapısına bakmakta fayda var diye düşünüyorum. Peki bu partiye kim neden oy veriyor?

EMEKÇİLER LE PEN’E OY VERİYOR

Geleneksel sol partilerin potansiyel seçmenleri işçiler ve memurlardı. Yani içinde işsizler ve düşük gelirli emeklilerin de bulunduğu yoksul kesimler. Bugün toplumun bu katmanlarının çoğunluğu seçimlerde oyunu Marine Le Pen’in Milli Cephe partisine veriyor.

Elimizdeki en son veriler 2015 Bölge seçimleri sonrası Ipsos’un yaptığı kamuoyu araştırmalarının sonuçları: Milli Cephe partisine oy verenlerin yüzde 43’ü işçiler ve memurlar, yüzde 35’i esnaf ve çifçilerden oluşuyor. Oy verenlerin yüzde 35’i gençlerden oluşuyor. Yani emekçilerin ve yoksulların tercih ettiği parti konumunda.

Neden mi bu partiye oy veriyorlar? sıralama şöyle: 1) İşsizlik, 2) Güvenlik, 3) Göçmenler. 

Yabancı düşmanlığı ile öne çıkarılan bu partinin seçmenin de işsizlik ve güvenlik korkusu, göçmen sorununun önünde. Son seçimlerde 6 milyon oy alan bu partinin seçmeninde yabancı düşmanı ve ırkçı kesimler yok mudur? Vardır.

Bir partiyi elbetteki savunduğu program ve pratiği belirlediği gibi, ona destek veren kitlenin sosyolojik yapısıda bu belirlemede önemli bir yere sahiptir. Marine Le Pen, Baba Le Pen’nin geçmişte yaptığı ırkçı/faşist söylemden partiyi kurtarmak ve merkeze çekmek için için önemli bir çaba harcamış hatta babası Jean Marie Le Pen’i partiden atmıştır.

Ali Rıza TAŞDELEN
Aydınlık/13.02.2017