14 Şubat 2017 Salı

PKK'nın Hami Tercihi Rusya Değil ABD

Dünyaya Türkiye'den bakalım.

Gördüğümüz: Üç dönemeçteyiz.
İlki Türkiye'de: Başkanlık referandumuna gidiyoruz.

İkincisi Suriye'de: Kuvvetler içte, dışta yeniden hizalanıyor.

Üçüncüsü Amerika'da: Trump dönemi içte iktidar kavgasıyla açıldı.

Türkiye bağlamında söyleyelim: Türkiye'nin orta vadede kaderi çizilecek.

* * *
Bugün de Suriye sahasıyla devam edelim.

El Nusra ile başlayalım. El Kaide'nin Suriye kolu.
IŞİD'le birlikte terör listesinde.

İsim değiştirip duruyordu. Son olarak 4 örgütün kurduğu Tahrir Şam'a katıldı.

Dördü de radikal İslamcı ve silahlı: Nureddin Zengi, Ensaruddin Tugayı, Sünnet Ordusu ve Liva El Hakk.

Hedefleri: Bir şekilde geçiş sürecinde belirleyici olabilmek.

AKP medyasında birleşmeye kredi açanlar var.

* * *
Umarım: AKP liderliği kendini tekrarlamaz.
Zira: Radikallere yatırım yaparak bölgesel ittifakta ilerleyemez.
Sonuçta: ABD cephesine teslim olur.
Kendisini "koridor bekçisi" olarak bulur.
Kuzey Irak'ta Çekiç Güç'e boyun eğdiği gibi.

* * *
AKP hükümeti Donald Trump'tan umutluydu.
Şimdi daha ihtiyatlı. Biraz da kaygılı.
Beklentilerini düşürdü.
Suriye politikasını anlamaya çalışıyor.
Bekliyorlar: Trump kendilerini ne zaman arayacak?
Asıl önemlisi: Ne zaman randevu verecek?

* * *
Başbakan Binali Yıldırım açıkladı. (2.2.2017).
ABD ile iki önemli "dosya" var.
Biri: Fetullah Gülen'in iadesi.
Diğeri: PKK/PYD'ye askeri yardım.
Sanıyorum: İlki sembolik.
Belirleyici olan Suriye ve PKK.

* * *
Yıldırım'dan açıklamasından öğrendik.
Trump ekibiyle temaslar sürüyormuş.
"Arkadaşlarımız, yeni yönetimin ekibiyle çalışmalarını sürdürüyorlar."
İlk izlenimleri: "Karamsar olmayı gerektirecek bir şey yok."
İşaret almışlar: "Bu konularda ilk tebrik görüşmelerimizde de konuya olumlu yaklaşılacağı yönünde işaretler aldık" (2.2.2017).
Bir nüans: "İyimseriz" demiyor.
Vurgusu: "Karamsar olmayalım."

* * *
Trump, Rakka planını reddetti ya. Barack Obama döneminde hazırlanan plan.
AKP medyası kolay mutlu oldu.
Temennileri üzerinden yorumladılar: PKK/PYD'ye yardım reddedildi.
"Beklenti çıtası"nı hemen yükselttiler.
Oysa: Trump döneminde bir ilk yaşandı.
ABD, PKK'ya zırhlı araçlar verdi. Hem de göstere göstere.

* * *
Bir diğer gelişme: Washington-PKK/PYD hattında.
Öğrendik ki: PYD, ABD başkentine kadar davet edilmiş.
"Demokratik Suriye Meclisi-DSM" adıyla.
Hatırlatalım: DSM, Ağustos 2015'te kuruldu. Rojava dedikleri bölgede.
DSM, PYD'nin Batı piyasası için giydiği kostümlerden biri.

* * *
PKK'nın haber ajansı ANF ayrıntı veriyor.
DSM'nin Eşbaşkanı İlham Ehmed konuşmuş.
Temasların tarihi: "ABD-DSM görüşmeleri Astana'dan hemen önce gerçekleşti."

Ehmed'e sorulmuş: "Trump yönetimi Rojava ile koordinasyonu sürdürecek mi?"

Ehmed'in üç vurgusu var.
Bir: "Hem siyasi hem de askeri destek devam edecek."
İki: "Federayon, görüşmelerin temel gündemiydi."
Üç: "Genel olarak olumlu ve doğru görülüyor." (ANF, 30.1.2017).

* * *
Abartı payını düşsek bile... Vaziyet perdesiz.
ABD yönetimlerinin PKK/PYD politikasına bakıyoruz.
Bir: Örgüte destekleri kuvvetli.
İki: Saklamaya bile gerek duymuyorlar.
Üç: Türkiye'yi PKK'nın Rojava devletçiğine alıştırmaya çalışıyorlar.

Beklentileri: Türkiye'nin boyun eğmesi.
Kuzey Irak'ta Barzani bölgesini kabullendiği gibi.

* * *
Doğru soru şu: Türkiye boyun eğer mi?
(Not: AKP boyun eğer mi demiyorum.)
Cevap: Mümkün değil.
Çünkü 1: Türkiye'nin geri çekilecek yeri kalmadı.
Çünkü 2: Boyun eğen Türkiye yönetilir olmaktan çıkar. Kaosa girer.
Çünkü 3: Devlet ve millet birikimi izin vermez.

* * *
PKK ile bitirelim.
Örgüt ABD'den yana rahat görünüyor.
Fakat Rusya'dan yana endişeleri var.
Onlar için temel sorun: Rusya-Türkiye ittifakı.
Anlamaya çalıştıkları: Ankara-Moskova hattında neler pişiriliyor.

* * *
PKK için yakın tehlike El Bab.
Korkuları: Türkiye'yle Suriye'nin anlaşması.
Halep'ten sonra El Bab'ta da ortak hareket etmesi.
PKK kaynakları aynen şunları ifade ediyor: "Astana'dan sonra Türkiye ile Suriye arasında anlaşma ihtimali üzerinde duruluyor."
Nasıl: "El Bab, Halep gibi Suriye'ye bırakılacak."
Söyledikleri: "Rusya arabulucu."

* * *
Mümkün mü?
Türkiye'den bazı kaynaklar...
Benzer bir esinti geliyor.
Ne diyelim: İnşallah!
Çok şeyin önünü açar.

Rafet BALLI
Aydınlık/05.02.2017