FETÖ’nün uluslararası propaganda için kurduğu İsveç merkezli Stockholm Center for Freedom (SCF) adlı kuruluş, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili 191 sayfalık bir rapor yayımladı. Gülen’le yapılan bir mülakatın da ilk defa yayımlandığı raporda, FETÖ’nün aklanması için açıklamalarına yer verilen kişiler arasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, eski Pentagon çalışanı Michael Rubin, CIA danışmanı Henry Barkey, MİT’çi Mehmet Eymür gibi isimler bulunuyor.
ERDOĞAN DARBESİ
“15 Temmuz Erdoğan’ın darbesi” başlığını taşıyan ve kapağında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın yer aldığı raporda, darbe girişiminin, “Erdoğan’ın, kendine bağlı istihbarat ve askeri kadrolar ile gücünü konsolide etmek, başkanlık sistemini garantilemek, muhaliflerini bertaraf etmek, Suriye’ye girmek için kurguladığı, yönettiği bir false-flag (sahte bayrak-kumpas) operasyonu” olduğu ileri sürülüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek’in hedef gösterildiği raporda, darbe girişiminin iki önemli sonucu olduğu söyleniyor:
-NATO ve ABD yanlısı TSK mensuplarının tasfiye edilmesiyle birlikte Türkiye’de Rusya ile yakınlaşmayı öngören Avrasyacı politikanın tırmanışa geçmesi.
-Son yıllarda Erdoğan ve AKP’nin, son 30 yıldır ise ulusalcı/Avrasyacı çevrelerin mücadele ettikleri Gülen Hareketi ile birlikte “sivil muhalefet”in de Türkiye’de bitirilmesi.
AVRASYACILAR HEDEFTE
Raporun ana omurgası Avrasya-Atlantik çelişmesi üzerine oturtulmuş. Türkiye’nin Atlantik ekseninden kopuşunu eleştiren rapor, sık sık Avrasyacıları hedef alıyor.
Raporda Türk Avrasyacılığı’nın amacı, “Türk Devleti’ni Atatürk’ün kurduğu tam bağımsız ve milli egemenliğe dayalı bir ulus devlet olarak korumak” şeklinde tanımlanmış. Avrasyacılık akımını ise Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek’in temsil ettiği vurgulanıyor. Darbe girişiminin ise ordudan Batı yanlısı ve NATO’cu subayların tasfiye edilerek, yerine Avrasyacı subayların getirilmesi amacıyla yapıldığı iddia ediliyor.
ERGENEKON TERSİNE DÖNDÜ
2007 yılında başlayan Ergenekon operasyonuyla “Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde ağırlıklı olarak ‘Avrasyacı/Rusçu’ bir kliğin temizlendiği”, “AB ve ABD’nin de sırf bu yüzden Ergenekon soruşturmalarını desteklediği” yönündeki haberlere yer verilen raporda, “Türkiye’yi Rusya-Çin-İran eksenine kaydırmak isteyen anti-AB’ci, anti-ABD’ci Rusçu bir kliğin ABD ve NATO’nun desteği ile ordudan tasfiye edildiği” görüşüne dikkat çekiliyor. 15 Temmuz sonrasında ise bu gidişatın tersine çevrildiğini söyleyen raporda şu ifadeler yer alıyor: “Yaşanan gelişmeler, Erdoğan’ın NATO karşıtı emekli generallerin liderliğini yapan Perinçek’in hazırladığı listelerle, TSK’da Gülen Hareketi’ne sempatisi olsun ya da olmasın ne kadar Batı ve NATO yanlısı subay ve general varsa tasfiye ettiğini ortaya koyuyor.”
HÜKÜMET’LE PERİNÇEK YÖNETTİ
“Önceden öğrenildiği ve hükümet kanadıyla Perinçek Grubu’nun kontrollü şekilde yönlendirdiği iddia edilen 15 Temmuz darbe girişiminden, henüz ortada herhangi bir delil, soruşturma veya yargılama yokken peşinen Gülen Hareketi sorumlu tutuldu. NATO yanlısı olduğu bilinen generaller ve subaylar, Gülen Hareketi’ne mensup oldukları gerekçesiyle, tutuklandı. Tasfiye edilen komutanların yerlerine ise Balyoz ve Ergenekon davalarında yargılanmış subaylar da getirildi. Söz konusu davaların sanığı olmuş bazı subaylar da 15 Temmuz sonrası yapılan ilk YAŞ toplantısında terfi ettirildi. Tutuklanan generallerin, özellikle Balyoz davası sanıklarının suç duyurularında ve yazdıkları kitaplarda ismini zikrettikleri kişiler olması dikkat çekti. Mesela, Balyoz Davası sanıklarından emekli Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel’in yazdığı ‘Ağacın Kurdu - Fethullah’ın Askerleri’ adlı kitapta Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde Fethullah Gülen’e yakın olduğu iddia edilen bazı subayların isimleri veriliyordu. Kitapta adları geçen 20 subayın tamamı darbe girişiminin ardından tutuklandı.”
GÜLEN’LE MÜLAKAT
Raporda Fetullah Gülen’le yapılan bir mülakat da yer alıyor. Gülen mülakatında BM, Avrupa Birliği ve NATO’yu Türkiye’ye karşı harekete geçmeye çağırıyor. “Amerika, İngiltere, Almanya gibi güçlü istihbarata sahip ülkelerin darbenin Hizmet Hareketi tarafından yapıldığına dair müşahhas deliller olmadığı istikametindeki raporları” olduğunu söyleyen Gülen, 15 Temmuz’un “Erdoğan ve avanesi tarafından kurgulanmış, haince bir senaryo” olduğunu ve Türkiye’de Ortadoğu’da görülen Baas tipi bir diktatörlüğün inşa edildiğini iddia ediyor.
KILIÇDAROĞLU’NA ÇAĞRI
Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği “kontrollü darbe” söylemine sıkça atıf yapılan raporda, CHP liderine bir çağrı yapılıyor: “SCF, darbe girişimi ile ilgili olarak sıklıkla şüphelerini dile getiren, bu konuda perde arkasına matuf bilgilerin kendisine ulaştırıldığı belirtilen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’yi, darbe girişimine dair tüm bildiklerini gecikmeden kamuoyuyla paylaşmaya davet etmektedir. AKP’li Komisyon üyelerinin hazırladığı rapora muhalefet şerhi olarak kaleme alınan, “Öngörülen, Önlenmeyen ve Sonuçları Kullanılan Kontrollü Darbe” başlıklı raporu olumlu ve önemli bir adım olarak değerlendirmekte ancak yeterli bulmamaktadır. 249 kişinin hayatına mal olmakla kalmayıp, demokrasi, hukuk, temel hak ve özgürlükler açısından Türkiye’yi büyük bir felakete sürükleyen 15 Temmuz darbe girişimine dair bilinenlerin açıklanmasında gecikilen her saniye, onbinlerce insanın mağduriyetinin devamına göz yummak ve vahim hak ihlaleri suçuna ortak olmak anlamına gelmektedir.”
‘NATO MÜDAHALE ETSİN’
Raporun sonuç bölümünde ise küresel merkezlere Türkiye’ye müdahale çağrısı yapılıyor:
“SCF, Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği ve AGİT gibi uluslararası kuruluşlar ve başta ABD olmak üzere Türkiye’nin müttefiklerini, Türkiye’nin bütün vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerinin korunması adına duyarlı olmaya davet etmektedir. SCF, totaliter Erdoğan rejiminin antidemokratik icraatlarına son vermesine yönelik somut ve sonuç alıcı tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğine inanmaktadır. Türkiye’nin zayıflatılan iç dinamiklerinin sistematik bir hale gelen işkenceyi, artan faili meçhulleri, keyfi gözaltı ve tutuklamaları, özel mülk gasplarını engellemeye yetmediği aşikardır. Halen AB adayı bir ülke olan Türkiye’nin demokrasi ve hukuktan uzaklaşarak baskıcı bir rejim haline gelmesi, sadece 80 milyon Türkiye vatandaşı için değil, aynı zamanda bölge ve dünya barışı ve güvenliği için de büyük bir tehdittir.”
KARLOV’UN KATİLİ EVİNDE KALDI
İsveç merkezli SCF’nin başında, eski Today’s Zaman gazetesinin Ankara Temsilcisi Abdullah Bozkurt bulunuyor. FETÖ’den aranan ve İsveç’te yaşayan Bozkurt, Türkiye’den kaçan FETÖ’cüleri etrafında toplayarak uluslarası camiada FETÖ’yü aklamak için çalışmalar yürütüyor. Abdullah Bozkurt, Rus Büyükelçi Andrey Karlov’a yönelik suikastten 3 gün önce “turkishminute.com” internet sitesinde “Türkiye’de Büyükelçiler artık güvende değil” başlıklı bir yazı kaleme almıştı. Karlov’un katili Mevlüt Mert Altıntaş’ın da Bozkurt’un Ankara’daki evinde kaldığı tespit edilmişti.
TEVFİK KADAN
Aydınlık/10.07.2017