8 Temmuz 2017 Cumartesi

HDP/PKK’nın Tecridi Kırma Taktiği



CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “Adalet Yürüyüşü” son günlerine yaklaşıyor. İlk başlarda halkımızın farklı kesimlerinde yürüyüşe sempatiyle bakmak veya en azından karşı çıkmamak eğilimi yüksekti. Hatta ulusalcılığıyla bilinen bazı önemli isimlerden bile destek gelmesi yürüyüşe desteği artırıyordu.

Fakat gün geçtikçe CHP önderliğinin adalet isteğinin sınırlarını alabildiğine genişlettiğini ve “herkese adalet”e dönüştüğünü gördükçe amaçta netleşmeye başladı. Zaten Sayın Kılıçdaroğlu yürüyüşe ilk adımını atarken dikta rejimi diyerek batıya gerekli mesajı göndermişti.

Yürüyüşün FETÖ sevicilerinin dışında, özellikle de HDP/PKK’ya çağrıya dönüşmesi ile beraber, CHP önderliğinin amacının adalet istemekten öte PKK/HDP’yle uzun vadeli birlikteliği arzuladığı görüldü. Demek ki Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibi ABD emperyalizminin beşinci kolu PKK/HDP’yle beraber yürüyerek gelecek için de mesaj veriyor, seçmenlerini buna hazırlıyordu.

PKK ÇOK MEMNUN

CHP’nin yürüyüşü en çok PKK’yı rahatlatmıştır. HDP’nin yürüyüşe katılarak PKK’ya hem nefes aldırmış ve hem de 24 Temmuz 2015’ten sonra ilk defa tecridi kırmaya yönelik hamle yapmalarını sağlamıştır.

Ahmet Türk ve diğer PKK/HDP’lilerin Kemal Kılıçdaroğlu ile ortak karede buluşmaları ekranlardan Türkiye halkına sunulmaları, ortamı PKK/HDP lehine yumuşatma taktiğiydi ve başarılı da olmuştur.

PKK militanlarının HDP’li belediyelerin lojistik desteğiyle Güneydoğu illerimizi köstebek yuvalarına çevirmelerini görmezden gelen CHP önderliği bununla da yetinmeyerek, bölgeye gönderdiği milletvekilleri aracılığıyla da PKK/HDP aleyhine olan havayı değiştirme uğraşına girmiştir. CHP’li milletvekillerinin konuşmalarında TSK’yı ve güvenlik kuvvetlerimizi hedef almaları ve suçlamalarda bulunmaları da bir planın uygulanan parçaları olarak görülmelidir.

PKK’nın kadrolarından Mustafa Karasu tam da bu zamanda piyasaya sürülmüş ve onun ağzından CHP’nin yürüyüşüne açık çek verilmiş ve Vatan Partisi ile onun Genel Başkanı Doğu Perinçek hedef alınarak tehdit edilmiştir. Mustafa Karasu’nun Doğu Perinçek’i hedef almasını doğru okuduğumuzda, Vatan Partisi’ne ABD’nin emriyle yönelmelerini görüyoruz ve bunu ciddiye alıyor not ediyoruz.

İÇ KARGAŞALIĞA DAVET ÇIKARMAK

PKK/HDP yürüyüşten azami fayda sağlamak için her yolu deniyor. Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi her gün yürüyüşle ilgili ve CHP’yi destekleyen yayınlar yapıyor. Yürüyüşün başladığı günün ertesinde PKK’nın gazetesi Özgürlükçü Demokrasi manşetten, “Herkes İçin ADALET” başlığıyla çıkıyordu ve PKK’nın taleplerini okuyucuya sunuyordu. CHP’nin, yürüyüşü dar çerçeveye sıkıştırmaması gerektiğini ve bu eylemin “Demokrasi Cephesi” ile taçlandırılması gerektiğini öneriyordu. HDP sözcüleri bu yürüyüşün Maltepe Cezaevi sınırını aşarak Edirne Cezaevine ulaşmasını talep ederek eylemin uzamasını istiyorlardı.

HDP’nin vekili Pervin Buldan yürüyüşün Sur, Cizre vb alanları da kapsaması gerektiğini söylerken PKK’nın hendeklerden çıkması için çırpınıyordu. Sur ve diğer yerlerde ne olmuştu? CHP’li heyetin söylediklerinin tam tersi olarak ABD/İsrail’in koruması ve desteğinde Güneydoğu illerimiz silah ile patlayıcılar deposu haline getirilmiş ve ayaklanma için gerekli ön hazırlık yapılmıştı. 24 Temmuz bu Amerikancı isyanı hendeklere gömerek Vatan Savaşı’nı başlatmıştı.

PKK/HDP, CHP’nin hatalarını tutamak yaparak Türkiye’nin iç kargaşalığa düşmesi için bu türden girişimleri payanda olarak kullanacaktır.

DIŞARIDAN DESTEK

Aslında vatansızlar cephesi desek daha doğru olur! 2 Temmuz günü Almanya’da Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun (AABK) çağrısıyla “Adalet Yürüyüşü"ne destek eylemi gerçekleştirildi. Bu eyleme PKK’nın yurt dışındaki dernek adı altında faaliyet sürdüren örgütleri olmak üzere sahte solun her türlüsü de katılım sağladılar.

AABK ile PKK’nın arasında 15 Temmuz 2016 sonrası soğukluk girmişti ve ortak platformdan AABK çekilmişti. CHP’nin “Adalet Yürüyüşü” bu çevreleri tekrar bir araya getirdi.

Bu çevrelerin en önemli özelliği hangi ülkeden geldiklerinin belli olmaması! Eylemlerde Türkiye’den geldiklerini belli eden işaretlere, Türk Bayrağına, Atatürk posterlerinin taşınmamasına azami dikkat gösterirler. Bu etkinliklere gittiğinizde baskıdan, işkenceden, soykırım laflarından, öldürülmekten, etnik kökenden vb bahseden sözlerin dışında başka bir şey duyamazsınız.

Sayın Kılıçdaroğlu ve onunla kader birliği içinde olanların bunları görmemesi imkânsız. PKK/HDP’nin Türkiye düşmanı olduğu ve pek çok örgütü etkilediğini çok iyi biliyor ama bilerek tavır almıyor.

KILIÇDAROĞLU-KEMALBAY GÖRÜŞMESİ

9 Haziran tarihinde CHP Genel Başkanı ile HDP Eşbaşkanlarından Serpil Kemalbay HDP Genel Merkezi’nde bir görüşme gerçekleştirdiler. Bu görüşmenin satır aralarında dikkate almamız gereken cümleler sarf edilmişti. Sayın Kılıçdaroğlu, “Birlikte yaşama iradesinin ortaya konacağı rejim” istediklerini “farklı görüşlerin demokraside bulaşabileceğini” PKK/HDP’lilere söylüyordu. Peki, PKK/HDP farklı görüş savunduğu için mi TSK tarafından hendeklere gömüldü. HDP’nin milletvekili ya da yöneticilerinden birinin ağzından PKK’yı eleştiren tek bir cümle duyan oldu mu? Yok. O halde Sayın Kılıçdaroğlu hangi farklı görüşten bahsetmektedir?

Sayın Kılıçdaroğlu aynı görüşmede, “Yarı açık cezaevine dönüşen Türkiye’de demokrasiden söz edilemeyeceğini” açıklıyor ve devamla “Bir arada hep birlikte gelecekte demokrasi türküleri söyleyerek, ülkemizi büyüteceğiz” diyerek HDP/PKK’ya zarf atıyordu!

“Adalet Yürüyüşü"ne PKK/HDP’nin davet edilmesinin altyapısının o görüşmede oluşturulduğu görülüyor.

SONUÇ YERİNE

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu o güzel partinin geldiği aşama ibretlik olduğu kadar büyük derslerle doludur. Gerek Turan Özlü ağabeyimizin ve gerekse Atakan Hatipoğlu arkadaşımızın CHP‘yi inceledikleri kitaplar son derece öğreticidir ve CHP’nin geldiği yeri çok iyi açıklıyorlar.

Atatürk, o zamanın PKK’sı olan Şeyh Saitleri tarihe gömerek Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Şimdilerin CHP’si ise, günümüzün Şeyh Sait’i olan PKK/HDP’yi koruyarak, destekleyerek ve beraber yürüyerek Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmayı amaçlayan Amerikancı proje içinde yer alıyor.

Ne yazık ki, CHP önderliği hendeklere gömülen PKK/HDP’nin elinden tutarak hendeklerden çıkmasına yardımcı olmaya çalışıyor. Kamuoyunda büyük itibar kaybına uğrayan, Kürdümüz tarafından dışlanmaya başlayan, güç kaybeden PKK/HDP’yi tecritten kurtarma girişimi CHP’ye pahalıya mal olacaktır.

Murat İNCE
aydınlık/08.07.2017