12 Temmuz 2016 Salı

PKK’nın Penceresinden TSK ve Erdoğan




PKK cenahından izlenimlere devam.
Muhatabım: Üst düzey bir isim.
Konu: Tayyip Erdoğan ve Türk Silahlı Kuvvetleri/TSK ilişkileri.
Yorumsuz aktaracağım.

***
Baştan söylemeliyim.
Örgüt, Türkiye iç siyasetini yakından izliyor.
Anladığım üç alandan bilgi akışına sahipler.

Bir: AKP ve özellikle CHP içinden.
İki: Bürokrasiden.
Üç: Liberallerden.

Gözlemim: Yorumları kendi ihtiyaçlarına göre yapıyorlar.
Ama olguları tespitte gerçekçiler.
Avantajları: Üç dönemdir Meclis’te siyaset yapıyorlar.

***
Gelelim Ordu-Erdoğan ilişkilerine. Dedikleri:

Bir: “Bizdeki değerlendirmeye göre, ordu artık etkin. Türkiye eskiye dönüyor.”
İki: “Erdoğan’la Ordu ittifak halinde. Fakat geçici.”
Üç: “Erdoğan’ın geleceği yok. Kaybediyor.”
Dört: “Darbe ihtimal dahilinde.”

***
Şimdi bunları biraz açalım.

Erdoğan, Ordu’yla nasıl buluştu?
3 yıl önceyi işaret ediyorlar.
“Erdoğan, 17-25 Aralıkta gitti geldi.”
“Ölümü gördü, sıtmaya razı oldu.”
Yani: “Düşmemek için Ordu ile anlaştı.”

***
Örgüte göre, “Ordu-Erdoğan ittifakı”nın iki sonucu oldu.

İlki: “Bütün Ergenekon tahliyeleri Erdoğan-Ordu anlaşmasının sonucudur.”
İkincisi: “Çözüm süreci durduruldu.”

Özeti: Ordu şart koştu. Erdoğan kabul etmek durumunda kaldı.

Ordu-Erdoğan ilişkisinin bir başka cephesi: İhtiyaç meselesi.
“Erdoğan’la birlikte yürümek ordunun işine geliyor.”
“Erdoğan faktörü, ordunun arkasına halk desteği sağlıyor.”

***
Ordu-Erdoğan ilişkileri nereye gider?

Kafalarında belirsizlik yok. Belli ki tartışılmış.

“Erdoğan-Ordu ittifakı yürümez. Bir yerde patlar.”

Neden?

Cevap: “Çünkü iki taraf da birbirini sevmiyor.”

Kastettiği: Taraflar arasında programlar farklı.

Kendisi sordu: “Kim kazanır? Erdoğan mı, Ordu mu?”

Kendisi cevapladı: “Görünen, ordunun galip geleceği yönünde.”

Küçük bir itirazını kayda geçirdi.

“Zayıf bir ihtimal: Erdoğan da üstte kalabilir.”

***
Ben sormadım. Yine kendisi açtı konuyu.

Yani artık tartışılmaya başlayan dosyayı. “Darbe” meselesini.

“Darbe ortamı yok, darbe olmaz demiyorum. İhtimali var.”

***
(Not: PKK’nın tercihi ne? Darbe mi, sivil hükümet mi?

Gözlemim: Asker, sivil farketmez. Yeter ki, Kemalist olmasın.

Tercihleri: AKP ve CHP’nin liberal/Batıcı kanatları.

Ve öne çıkabilirlerse, Ordudaki Batıcılar.

***
Devam ediyoruz. Erdoğan’ı nasıl bir gelecek bekliyor?

İki tespit yapıyor.

Bir: “Erdoğan’ın eksiği, ordusu yok. Olsaydı, yeni Saddam olurdu.”

“Bu yüzden, orduyu kontrol etmek peşinde.”

“Cemaatçileri ordudan tasfiye operasyonunu, orduyu tekrar denetlemek için kullanmak istiyor.”

İkincisi: “Erdoğan’ın geleceği yok. Bitişe gidiyor.”

***
Örgütün yayın organlarındaki söylem de böyle.

Devlet, TSK ve AKP eleştirisi sınırlı.

Hedef isim Tayyip Erdoğan.

İttifak yelpazeleri çok geniş. AKP ve MHP hariç herkes.

Yer yer Kemalist taban da ittifak kapsamında sayılıyor.

Tabii: Örgütün kuyruğuna takılmaları şartıyla.

***
Söylemlerinde temel fikir: Erdoğan’ın sonu geldi.

Örneğin, örgütün lider kadrosundan Duran Kalkan.

Avrupa’daki gazetelerinde şunları yazdı.

“ABD ve AB yönetimleri Tayyip Erdoğan’ın üzerini çoktan çizmiştir.”

“Tayyip diktatörlüğünü de direniş ile yıkma zamanı gelmiştir.”

“Nereden bakılırsa bakılsın, artık Erdoğan iktidarının sonu gelmiştir. Dolayısıyla herkes hesabını doğru yapmalıdır.”

(Bak: Selahattin Erdem (Duran Kalkan), Yeni Özgür Politika - 6.6.2016)

Rafet BALLI
Aydınlık / 11.06.2016