24 Şubat 2015 Salı

HATAY İÇİN TARİHİ UYARILAR

CHP Hatay Milletvekili ve Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Mehmet Ali Ediboğlu, pazar günü Antakya’da yapılan ve benim de konuşmacı olduğum panelde önemli açıklamalarda bulundu. Ediboğlu, sürekli vurguladığımız, Suriye’nin Kuzey bölgesinde “Kürt” kantonlar oluşturulması çalışmalarına dikkat çekti. ABD merkezli Kürt enstitülerin, Barzani yönetimindeki Kuzey Irak televizyonların ve en nihayet PKK-PYD haber ajansların neşrettikleri haritalarda Kuzey Irak’tan başlayıp Hatay-Lazkiye bölgesini de kapsayan “Kürdistan” haritaların son dönemlerde yaygınlaştığını örneklerle ortaya koydu. Bu stratejik planın özellikle sahaya sürülen IŞİD, El-Nusra gibi taşeron örgütler üzerinden başta “İsrail ve Batı’daki müttefikleri tarafından organize edildiğini” söyledi. Ediboğlu, milletvekillerinde nadir olan bir özelliğe sahip. Bölgemiz sorunlarını irdeleyen ve dillendirdiği hususlarla ilgili TBMM’ne sunduğu soru önergelerini de ihtiva eden iki önemli kitap yazmış. Belge ve haritalar ile zenginleştirdiği kitaplarını ücretsiz dağıtıyor. Ediboğlu, Kürt kantonları ve Hatay üzerinde oynanan kirli senaryoları şu başlıklar altında özetliyor:
 
HATAY’A BÜYÜK OPERASYON 
 
IŞİD ve El-Nusra alan açan, insansız bölgeler yaratan, Kürt sorununu dünya kamuoyu ve bölge dışı kuvvetlerin meselesi haline getiren ve dış müdahaleye zemin hazırlayan çalışmaları yerine getiriyor. 
 
Cizre, Kamışlı (Haseke), Ayn El-Arap (Kobani) ve Afrin (Halep)’te merkezi devletten bağımsız “Kürt” kantonları kurulmaya çalışılıyor.
 
Bu faaliyetler son merhalede Hatay ve Lazkiye vilayetlerini Kürdistan’a dâhil etmeyi amaçlıyor.
 
İskenderun ve Lazkiye Körfezi, kurulması planlanan “Kürdistan” sınırları içinde kalacak petrolün sevkiyatı ve “Kürdistan’ın” Akdeniz ile birleştirilerek Hatay üzerinden dünyaya açılması için çok elzem.
 
Halep ve civar bölgelerde yaşayan Suriye Kürtlerinin Halep-Afrin “kantonuna” yerleşmeleri için yoğun bir terör dalgası yaratılıyor. Bu göç sebebiyle Afrin ilçesinde yüzbinlerce Suriyeli Kürt toplanıyor.
 
Afrin’e göç edenler yeni terör saldırıları bahanesiyle Hatay’a kaçmaya zorlanacak. Bu iş için özellikle İsrail ile bağlantılı El-Nusra kullanılacak.
 
Hali hazırda yüzbinlerce Suriyelinin mevcut olduğu Hatay’da terör saldırıları organize edilecek. Hatay’ın yerli halkı ama özellikle Aleviler göçe zorlanacak.
 
Bu plan bütün Hatay coğrafyasında başarılı olmazsa özellikle Hatay-Hassa coğrafyası üzerinden İskenderun Körfezi’ni içine alacak bir operasyona dönüşecek.
 
İSKENDERUN OYUNLARI
 
Mart 2014 yerel seçimlerden önce Büyükşehir yapılan Hatay’da Alevi-Sünni, Arap-Türk ayrışmasını doruğa çıkartan bir uygulama yaşandı. İskenderun Merkez’e yakın Alevi mahalleri ve beldeleri Alevi bölgesi olarak bilinen Arsuz’a bağlandı. Buna karşılık, İskenderun’a uzak olan belde ve köyler İskenderun merkeze tabi edildi. Bu sayede AKP ilk kez İskenderun’u aldı. Antakya Merkeze bağlı Alevi mahalle ve beldeleri yeni kurulan Defne ilçesine dâhil edildi. Hatay’da az olan Kürt nüfusun en çok olduğu bölge Hassa ve İskenderun ilçelerimiz. Bu esnada stratejik öneme haiz ve Suriye savaşını silah sevkiyatıyla besleyen İskenderun Körfezi özelleştirildi.
 
Selahattin Demirtaş’ın, yanlış anlaşıldım ifadesine rağmen, Lazkiye bölgesinden “Kürdistan” olarak söz etmesi manidardı. Siyonist Netanyahu’nun “Suriye Kürdistanı kurulmalı” ifadesi ve Suriye ordusunu Güney cephelerinde meşgul etmek için aleni olarak El-Nusra ile askeri operasyonlara katılması anlamlıdır. PKK’nın Suriye kolu PYD (YPG)’nin Afrin’de “Şam Cephesi” adlı dini-dar terör örgütü ile anlaşıp “Şeriat” yasalarına uygun davranacağını ilan etmesi bile Halep-Afrin bölgesinin “Suriye Kürdistan’ın” kurulabilmesi için ne derece önemli ve hayati olduğunu göstermektedir. “Amaç araçları mubah kılar” zihniyetinin ve amaç için “şeytanla bile işbirliği” yapılır mantığının bariz göstergesidir.
 
Davutoğlu’nun Amanos Projesi adı altında Suriye hudut bölgesi Gaziantep vilayetinden, İskenderun körfezine açılması planlanan tünelin sadece yol kısaltması ve ticareti artması projesi olarak değerlendirmek eksik olacaktır. Unutulmamalıdır ki, zehir bal tabağı içinde sunulur. Suriye Savaşı öncesinde Hatay-Amik Ovasına kurulan Havalimanı içinde benzer hizmet propagandaları yapılmıştı. Hatay bölgesi, Suudi hanedanlığına en çok işçi göçü veren vilayetimiz. Riyad-Cidde-Hatay seferleri konulduğunda sevinmiştik. Ardından bu seferlerin Suriye’yi terörize eden Suudi cinayet şebekelerine daha hızlı ulaşım imkânı sunduğunu acı tecrübelerle öğrendik. Havalimanı terör ve ajanların cirit attığı Suriye’yi kana bulayan mekâna dönüştü. Davutoğlu’nun hizmet konuşmalarına temkinli yaklaşılmasının sebebi budur. Servis ettiği her sütten ağzımız yandı, yoğurdu temkinli ve üfleyerek yemek farz oldu.   
 
MEHMET YUVA / AYDINLIK / 12.02.2015