Günler ne çabuk geçiyor ?
Daha
dün gibi…
1972’de
Kara Harp Okulu’nu, 1982’de Kara Harp Akademisi’ni bitirişim…1987’de ABD
Silahlı Kuvvetler Kurmay Koleji’nden mezun oluşum…1998’de Tuğgeneral olmam…Çok
hızlı geçti zaman. 2011 yılında orgeneral oluncaya kadar, herşey normal
gidiyordu. 2013 yılında bir baktım ki Kara Kuvvetleri Komutanı oluvermişim…Vallahi,
gözlerime inanamadım; demek ki çok başarılıydım. Az daha TSK tarihinin en genç
Kara Kuvvetleri Komutanı olacaktım, daha 61 yaşımdaydım…Heyhat; Kenan (Evren)
ağabey ile Hilmi (Özkök) ağabey Kara Kuvvetleri Komutanı olduklarında ne yazık
ki 60 yaşlarındalarmış, kılpayı kaçırdım rekoru. Benim için ordu komutanlığı
yapmadan kuvvet komutanı oldu diyorlar. Ne kadar abes bir düşünce; Kara
Kuvvetlerine komuta etmek için daha önce illaki bir orduyu yönetmiş olmak şart
mı allahınız aşkına ? Hem ben 1997- 98’de Bosna-Hersek Türk Görev Kuvvet
Komutanlığı yaptım. Ayrıca 3.Kolordu Komutanlığı bile yaptım, yetmez mi ? Hem
benden iki önceki Kara Kuvvetleri Komutanı Erdal (Ceylanoğlu) ağabey de ordu
komutanlığı yapmadan kuvvet komutanı olmuştu, unuttunuz mu? Hoş, o Kara
Kuvvetleri Komutanı olduktan bir yıl sonra emekli olmuş, 29.02.2013 tarihinde
de “28 Şubat” soruşturması kapsamında cezaevine girmişti (şimdi aklıma geldi:
sahi o niye cezaevine girmişti yahu?). Evet, ikimiz dışındaki tüm Kara
Kuvvetleri Komutanları “ordu komutanlıkları”nda bulunmuşlardı; ama dediğim gibi,
bence çok da gerekli değil. Önümde benden kıdemli bir sürü orgeneral vardı,
hepsi kayboldu ortadan…Adeta birileri benim önümü açıyordu…2013 yılındaki “Şura”da
da, şimdi Cumhurbaşkanı olan Tayyip Bey Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na beni
uygun görmüştü (kendileri adamın hasını iyi tanır!). Ne mutlu olmuştum !
Şimdi
de Amerika’dayım…Ah, ah ne günlerim geçmişti burada ! Altıncı madalyamı almak
üzere geldim buraya, çok mutluyum! Daha önce de, Bosna-Hersek’teki görevimden
dolayı “Liyakat Madalyası” vermişti Amerikalılar… Şimdi de, “Suriye konusundaki tutumum ve Türkiye ile ABD askeri
güçlerinin iş birliğine sağladığım katkıdan dolayı” madalya taktılar
bana. Ne yazık ki ülkem için bir gurur vesilesi olması gereken bu anın
sevincini bazı münafıklar yüzünden tam olarak yaşayamıyorum bile.. Neymiş
efendim; Tayyip Bey’in başbakanlığı döneminde 4 Temmuz 2003 cuma günü
ABD Kara Kuvvetleri’ne bağlı 173. Hava İndirme Tugayı askerleri, Kuzey Irak
Süleymaniye’deki Türk Özel Kuvvetleri Bürosu’na yaptıkları baskın sonucu bizim (3’ü
subay 8’i astsubay)11 Türk askerini esir almış ve başlarına çuval geçirmişler. İşte
bu “çuval geçirme” olayında, emri veren şimdi bana madalya takan ABD Kara
Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Raymond
Odierno imiş. Bunu söyleyen de, güya, o dönemde Irak’ta ABD kuvvetlerinin
başında bulunan General Petraus imiş. Ben bu generali tanıyorum; kendisi daha
sonra CIA Başkanlığı’na getirildi. Güya demiş ki: “Türkiye’de, 4 Temmuz 2003 baskınında Türk askerinin başına çuval
geçirilmesi emrini benim verdiğim yönünde bir düşünce var ancak bu yanlış. O
emri veren General Odierno’ydu” Ben, tabii bu olayın ayrıntılarını bilmiyorum. Çünkü o yıl Kara Harp Okulu
Komutanı idim; subay adayı öğrencilerimin eğitimiyle meşguldüm. Dedikodu
olabilir. .Bizim askerlerin başına çuval geçirilmiş bile olsa, bunun altında
kötü bir niyet aramak abesle iştigal olur. Düşünsenize, Süleymaniye’de bir
temmuz ayı, güneş ne kadar yakıcıdır kim bilir? Olsa olsa, dostlarımız
askerlerimizi güneşten korumak amacıyla başlarına çuval geçirmiş olabilirler.
Üzerinde durulacak bir olay olduğunu düşünmüyorum.
Daha fazla uzatmıyayım; benim en mutlu oluğum günler bunlar! Kariyerimin
doruklarındayım. Lakin, milletin ağzı torba değil ki büzesin. Ağzı olan
konuşuyor. Kimisi de, “Tayyip Bey benim Genelkurmay Başkanı olmamı
istemiyormuş, genelkurmay başkanlarının görev süresinin uzatılmasının
yasalaşması benim önümü kesmek içinmiş. Bu nedenle de, bu madalyayla bana
okyanus ötesinden güçlü bir destek verilmiş!” demez mi? Bak şimdi…Benim kafamı
da bulandırıyorlar. Ya Tayyip Bey bu madalya işine kızıp da, Necdet’in görev
süresini uzatmaya kalkıp beni emekli ederse…Acaba buraya kadar gelmişken,
Pensilvanya’ya uğrayıp bir hayır duası mı alsam? Malum, bunlar ince işler;
herkes anlayamaz. Biz ne de olsa taktik, strateji eğitimi felan aldık.