18 Şubat 2015 Çarşamba

PKK ve BDP tabanı bunları bilmiyor!


Dört gün önce, Mersin-Adana arasında çalışan TOK adlı minibüslerden birindeydim. Şoför 35 yaşlarında. Yolda, yanındaki 25 yaşlarındaki gençle tartışmaya başladılar. Konuşmaları duyuluyor. Şoför PKK’yı ve “Kobani”yi savunuyor, diğer genç IŞİD’i... “Ne günlere kaldık” dedim kendime. Dayanamadım tartışmaya katıldım.

 
“Amerika’nın piyonu olmamak gerektiğini, kendilerine de zarar vereceklerini, ezilenden yana olmanın doğru olduğunu, işçiyi, memuru, esnafı savunmak gerektiğini, birleşmesi gerekenleri parçalayarak ezilenlere düşmanlık yaptıklarını” anlatmaya çalıştım.

 
IŞİD’cinin dünyadan haberi yoktu. Ama PKK’yı yakından izlediği anlaşılan şoför de bihaberdi gerçeklerden.

Ne PKK ve BDP’nin hangi düşmanlıkların kapısını açtıkları, ne de ezilen sınıf ve tabakalarla ilgili tavırlarını...
 

Etnik saplantı, başka bir şeyi göremez hale getirmiş.

 
Anladım ki, tekrar tekrar göstermek, anlatmak lazım, PKK ve BDP’nin emperyalizmin oyuncağı olarak nasıl bir melanete girdiğini ve işçi sınıfının ve köylü için tavırlarını...
 
PKK ve BDP taraftarlarına, 1997’deki 450 bin 215 olan toplam pancar üreticisinin, 2010’a gelindiğinde 196 bin 901’e düşürüldüğünü, sadece Doğu ve Güneydoğu’da 67. 479 üreticinin pancar ekemez hale geldiğini, 2003’teki 334 bin 296 tütün üreticisinin, 2010’da 80 bin 766’ya düşürüldüğünü, bunlar olurken BDP’nin seyrettiğini anlatmak gerek.

 
Malatya ve Bitlis dahil, beş sigara fabrikası satılıp, işçiler sokağa atılırken PKK ve BDP’nin umurunda olmadığını hatırlatmak gerek.

 
Sadece Van’da, Kundura, Yün İplik, Süt, Yem, Van Tekstil, TEDAŞ, Çimento, Tuğla ve Un fabrikası satılıp kapatılırken, bunlara karşı çıkmak yerine milleti parçalamaya çalıştığını hatırlatmak lazım.
 
Adıyaman, Besni, Kahta, Malatya, Batman, Bekirhan, Beşiri, Kozluk, Kurtalan, Sason, Bitlis, Buldan, Kale, Diyarbakır, Silvan, Bismil, Muş Yaprak Tütün İşletmeleri ve Diyarbakır Müdürlüğü kapatılırken, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Gaziantep, Kars, Malatya, Sivas, Van Tütün Pazarlama ve Dağıtım Başmüdürlükleri kapatılırken, BDP ve PKK’nın kılını kıpırdatmadığını söylemek gerek.

 
Sivas, Kars, Adıyaman, Elazığ, Göksün, Kızıltepe, Erzurum, Siirt, Diyarbakır, Tunceli, Tatvan, Van, Hilvan ve Muş Yem Fabrikaları, Erzincan, Erzurum, Siverek, Yüksekova, Muş, Adilcevaz, Sivas, Elazığ, Diyarbakır, Adıyaman, Malatya SEK İşletmeleri, , Kars, Elazığ, Şanlıurfa, Gaziantep, Tatvan ve Ağrı Et Kombinaları satılıp kapatılırken, işçiyi ve köylüyü etnik köklerine göre parçalamaya çalıştıklarını hatırlatmak gerek.

 
KÖYTEKS’in Erzincan, Siirt ve Diyarbakır Hazır Giyim Tesisleri, SÜMER HOLDİNG’in Malatya, Erzincan, Şanlıurfa, Diyarbakır, Sarıkamış, Adıyaman, Erhaz, Sihaz ve Sarıkamış İşletmeleri, Hakkâri mağazaları satılırken, fabrikaları da, işçiyi ve köylüyü de savunmadığını hatırlatmak lazım.

Elazığ, Van, Kars, Kurtalan, Gaziantep, Şanlıurfa, Aşkale, Adıyaman, Ergani Çimento Fabrikaları, ETİBANK’ın Elazığ Sodyum Bikromat İşletmesi, Türkiye Zirai Donatım Kurumunun Diyarbakır, Muş, Erzurum, K.Maraş İşletmeleri ve Şanlıurfa Sosyal Tesisi satılırken içlerinin sızlamadığını hatırlatmak lazım.

Besni, Adilcevaz, Ahlat, Girlevik, Otluca, Kiti, Telek, Derme, Erkenek, Kemek, Mardin-Çağ, Malazgirt, Sönmez, Koyulhisar, Uludere, Çemişgezek, Endil, Hoşap, Erciş ve Koçköprü HES’leri, Van Gölü EDAŞ, Fırat EDAŞ, Aras EDAŞ’ı satılırken seyrettiklerini hatırlatmak lazım.

 
Köy Hizmetleri ve İl Özel idareleri kapatılırken de, Mardin, Hakkari, Diyarbakır gibi birçok ilde işçiler sokağa atılırken sustuklarını hatırlatmak lazım. Toprak ağalığına karşı çıkmadıklarını, tersine milletvekillerinin ve belediye başkanlarının çoğunun ağa olduğunu hatırlatmak lazım.

 
Bütün BDP belediyelerinde taşeron çalıştırıldığını, işçilerin cehennem azabı yaşadığını gözlerine sokmak lazım.

 
Irkçılığın körleştirdiği BDP tabanına bu gerçekleri hatırlattığınızda, şoke oluyorlar.


Mehmet Akkaya
AYDINLIK / 22 Ekim 2014