Tarihe yazılan devrimci pratiğini hatırlatıyoruz!
PKK’nın çatı örgütü olan KCK, Denizlerin idam edilişinin yıldönümünde bir açıklama yaparak onlara “sahip çıktı.” KCK açıklamasında ileri sürülen tezleri koyu harflerle, eğik olarak yazdık. Açıklamadaki yalancılığa ve rantçılığa tek tek yanıt vereceğiz.
‘Denizler özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelesini başlatmışlardır.’
İlk bakışta kimsenin itiraz edemeyeceği bir cümle. Açıklamayı okumaya devam ediyorsunuz, metnin sonuna doğru ilerliyorsunuz ve o ‘önemsiz’ kavramı göremiyorsunuz. Laf olsun diye bahsetmişlerdir belki diye düşünüyorsanız fena halde yanılırsınız.
Aradığımız o ‘önemsiz’ kavram ne mi? BAĞIMSIZLIK!
Arkadaşlarıyla birlikte kendisini “Türkiye’nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim. Ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz.” diye savunan Deniz Gezmiş KCK açıklamasında köşesiz, silik ve kullanışlı bir “Deniz Gezmiş” olmuş! Bağımsızlıkçılığı itinayla temizlenen Deniz Gezmiş sıradanlaşır ve PKK da Deniz’i sıradanlaştırmaya cüret etmiştir.
‘Apocu hareket Denizlerin anısı temelinde gelişmiştir.’
‘Kürt hareketinin ilham kaynağı Deniz Gezmişlerdir.’
Kürt hareketi dedikleri ve bizim bölücü hareket demeyi uygun bulduğumuz PKK’nın ilham kaynağı peygamberleri Apo’dur. Bu ilham kaynağının önderliğindeki hareketin 1975-1980 arasındaki ilk dönemi TİKP, Denge Kawa, Kawa, TKP/ML, Halkın Birliği, Halkın Kurtuluşu, Tekoşin, KUK gibi örgütlerin yüzlerce militanını ödürmek ve yaralamakla geçmiştir (Geniş bilgi için Doğu Perinçek’in Türkiye Solu ve PKK kitabını inceleyiniz). Geliştikleri temel bu nedenle Deniz’in anısı değil, solcuların katliamından boşalan zemindir!
‘Apo, Denizlerin anısına cevap olmayı esas almıştır ve onun ardılıdır.’
Gelin bu iddiaya Apo’nun kendisi, sorgu görüntüleriyle yanıt versin:
“Devletin direkt olarak bir şey yapmasına gerek yok, biz taşeronuz.”
“Bana işaret edin, ‘şu ülkede şu tehlike vardır’ diye; benim için çocuk oyuncağıdır. (...) Tek isteğim şunu deyin: ‘Apo iyi çalış, görevini iyi becer!’ “
“Türkiye ölçülerine göre hiçbir devrimci bunu yapamaz. Hemen ‘işbirlikçi’ derler. ‘Uzlaşıp teslim oldu’ derler. Ama ben yaptım.” (Aydınlık, 6 Şubat 2014)
Savunmasında, “Bağımsızlık düşüncesini mezara kadar götüreceğiz” diyen ve götüren Deniz Gezmiş’in böyle bir “ardılı” ve mirasçısı olabilir mi? Güldürmeyin insanı...
‘6 Mayıs ruhu PKK’de yaşam bulmaktadır.’
Haziran İsyanı’ndan beri bir “ruh” lafıdır gidiyor. Şimdi de PKK “6 Mayıs ruhu”ndan bahsetmiş. Denizlerin mücadele enerjisi/ruhu bildiğiniz ruhlardan değil!
O ruh “tam bağımsız ve gerçekten demokratik” Türkiye için mücadeledir, milli demokratik devrimin tamamlanmasıdır.
O ruh özerklik-kanton gibi Türk ve Kürt halkının milliyet temelinde bölünmesinin kurumsal yapılarına karşı çıkıştır, ortak örgütlenmedir.
O ruh radikal demokrasi türünden Avrupa’nın çürüyen postmodernist fikirlerini kimlik siyasetine teorik kılıf yapanlara dur demek, Mustafa Kemal devrimciliğini ve bilimsel sosyalizmi savunmaktır. O ruh vatanın bağımsızlığı için darağacında dimdik durmak, mücadelenin en önünde Türk bayrağını taşımak, fakülteleri Bursa Nutku ve Gençliğe Hitabe ile inletmek, ABD askerlerini denize dökmektir.
Postmodernist radikal demokrasi gibi ruh çağırma seansı yapmıyoruz.
Denizlerin tarihe yazılan devrimci pratiğini hatırlatıyoruz!
‘Deniz idam sehpasında “Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği” sloganını Türkiye ve Kürdistan halkı için sarf etmiştir.’
Türklerle Kürtlerin kardeşliğini ve vatan bütünlüğünü bilimsel sosyalistler ‘68’den bu yana emperyalizme karşı mücadele ve Türkiye devrimi ekseninde ele aldı.
KCK Denizlere takla attırmaya kalkmıştır. Bakın Deniz Gezmiş, milli bütünlüğü bozmakla suçlanmasına savunmasında ne yanıt vermiş: “Milli bütünlüğe karşı çıkmakla da suçlanıyoruz. 101 tane Amerikan üssünün bulunduğu ülkede bizim milli bütünlüğü bozmak istemekle itham edilmemiz gülünç olmaktadır. Milyon metrekare vatan toprağı işgal altındayken bizim milli bütünlüğü bozmakla suçlanmamız gülünçtür.” Bu gülünçlüğe ABD’yi bir kez bile hedef almayan PKK’nın Denizlere ‘Kürdistan’ dedirtmesini de eklemek gerekir.
‘Deniz, Hüseyin ve Yusuf PKK’nin yoldaşıdır’
Deniz, Hüseyin ve Yusuf “tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye” sloganında ifadesini bulan ve Milli Demokratik Devrim (MDD) stratejisini savunan devrimcilerin yoldaşıdır. Yoldaşlığı ideoloji, strateji ve siyasal hedefler belirler. Doğan Avcıoğlu’nun Devrim gazetesine “Emperyalistler ve işbirlikçileri, Gazi Mustafa Kemal çizgisinin geniş kitlelerde yankılanmasından korkmuşlardır” diye röportaj veren bir devrimci PKK’nın yoldaşı olabilir mi?
‘Denizlerin özlemi demokratik Türkiye ve özgür Kürdistan’la taçlanır’
Deniz Gezmiş’in son sözleri şöyledir:
Yaşasın tam bağımsız Türkiye!
Yaşasın Marksizm Leninizm’in yüce ideolojisi!
Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi!
Kahrolsun emperyalizm!
Yaşasın işçiler, köylüler!”
Darağacında bu sözleri haykıran Deniz Gezmiş’e, “onun özlemi özgür Kürdistan’la taçlanır” demek Deniz’i kendi gerici hedefleri doğrultusunda kullanmaktır.
Soruyoruz!
Türkiye’ye karşı savaşan PKK’nın tam bağımsız Türkiye diye bir derdi olabilir mi?
Demokratik İslam Konferansı toplayan PKK “Marksizm Leninizm”den bahsedebilir mi?
Milliyet temelinde örgütlenen ve halkı bu eksende bölen PKK, Türkün ve Kürdün Türkiye için yürüttüğü bağımsızlık mücadelesinin içinde yer alabilir mi?
Emperyalizmin açtığı alanda varolan PKK emperyalizmi karşısına alabilir mi?
İşçi sınıfına yönelik saldırılar karşısında kılını kıpırdatmayan, topraksız köylünün toprak talebine karşı ağalarla birleşen PKK, Yaşasın işçiler, köylüler! diyebilir mi?
Eşyanın nasıl bir tabiatı varsa, Denizlerin de bir tabiatı ve harcı vardır.
O harç bilimsel sosyalist dünya görüşüyle, Mustafa Kemal devrimciliğiyle, vatanın bağımsızlığıyla ve halka bağlılıkla karılmıştır.
PKK bu harcı meydana getiren unsurların birinden bile nasibini almamıştır.
Emrah Maraşo
Bilim ve Ütopya Dergisi GYY
Aydınlık, 08.05.2014