11 Mayıs 2014 Pazar

ÖDP, PKK'ya neden cevap veremedi?

 
PKK yöneticilerinin ardı ardına açıklamalarla ÖDP’yi tehdit etmesi ve ÖDP'nin cevap veremeyişini izliyoruz. İbretliktir.
 
ÖDP adına Alper Taş ancak iki gün sonra yapabildiği açıklamada, PKK’nın tehdidine karşılık, HDP’ye katılmamanın gerekçelerini sıralayarak ikna etmeye çalışıyor. Taş, PKK’nın kendilerine “hizaya gel” dediğini tespit ediyor, ancak buna “saygısızca” demekten öteye gidemiyor. ÖDP bu açıklamasıyla açıkça PKK’nın insafına sığınma noktasına düşmüştür.
 
Bununla da kalmış olsa en yumuşak ifade ile ‘çekingenlik’lerinden söz eder geçerdik ve bu yazının yazılmasına bir neden kalmamış olurdu.
 
Ancak Alper Taş’ın konuşmasında tehdide “Yukarıdan ve emredici tarzlar sol siyasetin kültüründe olacak bir tarz değil” demektedir.
 
İşte düğüm noktası buradadır. Türkiye’de “solum” diyenler, solunu sağını şaşırmıştır!
 
Geçtiğimiz günlerde orman katliamı nedeni ile göç yollarını bulamayan göçmen kuşlar haberlerini basında gördük. Bizim solumuz da yolunu kaybeden göçmen kuşlar gibi olduğu yerde kalmıştır, yolunu bulamamaktadır. Ancak mevsim değişmiş, şartlar ağırlaşmıştır. “Sol” şimdi o fırtınanın ortasında savrulmaktadır.
 
PKK, ABD’nin kucağında MİT masasında “al diktatörlüğü ver özerkliği” demektedir. Hakan Fidanların halk ayaklanmalarına karşı operasyon ortağıdır. Operasyonu Haziran Ayaklanmasında herkes görmüştür. “Mustafa Kemal’in askerleriz” diye sokaklara çıkan milyonlara “darbeciler” demiş, sonrasında “meydanı Ergenekonculara bırakmayın” diyerek alana Apo resimleri sokulmuştur. Aynı operasyon 1 Mayıs’ta da yaşanmış, doğu illerinde 1 Mayıs gibi derdi olmayan PKK birden “Taksim direnişçisi” görünümüne bürünmüştür.
 
HDP “operasyonel bir parti”dir. Hakan Fidanların, ancak “sola sol” operasyonun aracıdır. Solu etnikçilik, gericilik, bölücülük bataklığına sürükleme operasyonudur. Solu kendine yabancılaştırma, tarihinden, devriminden, milletinden koparma operasyonudur. Böylece kendi dünyasına sıkışmış ya da Türkiye düşmanı programa bağlanmış bir “sol”un yeni halk ayaklanmalarının dışında hatta karşısında olması için üretilmiştir. Öyle ki yarın bölücülüğe karşı halk hareketi yükselirken HDP ile flört edenler ya şaşkınlıkla oldukları yerde kalacaklar ya da o halk hareketinin karşısına dikilen HDP’nin etekleri altında yer alacaklardır.
 
PKK tarihsel görevini yerine getirmekte, yine MİT emir ve kontrolünde, diş geçirebildiği bütün solu tasfiye etme operasyonuna girişmektedir.
 
İşin ilginç tarafı, Türkiye solunun hep eleştirdiğimiz feodal kinciliği PKK karşısında bir anda silinmektedir! Türkiye solu, ömür boyu süren öç alma duygusu, “tarihi” düşmanlıklar gibi hastalıklarına rağmen konu PKK bölücülüğü olduğunda yan çizmekte, unutkanlaşmaktadır! “Devrimci katili” diye bir nitelendirme yapılacaksa o listenin en başına PKK diğer kontgerilla şebekeleriyle beraber yazılır. PKK, sınıfsal mücadeleye vurgu yapan, antiemperyalist örgütlerin kadrolarını neden öldürdü?
 
AKP-PKK ortaklığına tavır almak ya da alamamak bütün mesele bu.
 
ÖDP geçen yıl 300.000 kişinin katıldığı Gazdanadam Festivali’nden “Mustafa Kemal’in askerleri” sloganları atıldığı, Türk bayrağı taşındığı için “şovenistler” diyerek kaçmıştı.
 
“Mustafa Kemal’in askerleri”ne tavır alanlar, Bağımsızlık bayrağına yabancılaşanlar, PKK kuyruğunda, Türkiye düşmanlığında saf tutarak onursuzca erimeyi tercih etmiştir.
 
ÖDP karar noktasındadır. Ya bölücülüğe tavır alarak milyonların cephesinde, Türkiye Cephesinde yer alacak ya da namlulara çiçek takan çiçek çocuk olarak intihar edecektir.

Av. Tayfun Taşçıoğlu
Aydınlık;11.05.2014