Meclis’e olan ilgi kaybolmasından mı bilinmez geçtiğimiz hafta yaşanan bir gelişme pek konuşulmadı.
BDP milletvekilleri törenle HDP’ye katıldı. Partinin Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, “Bugün yaşanan sadece bir yer değiştirme değil, yeni bir stratejiyle yola çıkıyoruz” dedi.
Kürkçü’nün kastettiği strateji ne?
Sizi 11 yıl öncesine götüreyim…
Tarih: 23 Ocak 2003.
Milliyet gazetesinin manşetinde bir fotoğraf yayınlandı.
ABD’nin Irak’a müdahaleye hazırlandığı günlerde yayınlanan fotoğrafta, PKK yöneticileri Nizamettin Taş, Ali Haydar Kaytan ve Halil Ataç, ABD’li üst düzey bir askeri yetkiliyle kırsalda oturup konuşurken görülüyordu.
Fotoğrafın neyi ifade ettiğini söylemeye gerek yok.
O günlerde Washington’da konuşan emekli Orgeneral Çevik Bir, ABD’nin Irak’a girmesinden memnuniyetini belirtip “komşu oluyoruz” diye seviniyordu!..
ABD-PKK ilişkisini gösteren bu fotoğraf ne ilkti ne de son.
“Yeni komşu”, bölgede savaştığı Şiiler’e ve Milliyetçi Araplar’a karşı PKK’yı müttefik olarak seçmişti.
ABD’nin bölgeye gelişinin PKK’da yarattığı heyecanı söylemeye gerek yok. “Yeni bir İsrail oluyoruz” diye seviniyordu kimileri.
Şimdilerde BDP adını önce HDK-HDP (Halkların Demokratik Kongresi-Partisi) diye nasıl değiştiriyorsa, PKK da ismini 2002’de KADEK (Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi) olarak değiştirdi. Böylece uluslararası terör örgütü listelerinden çıktı. ABD’nin egemen olduğu yerlerde temsilcilikler açmaya başladı. Eskinin mekap ayakkabıyla gezen silahlı adamları, diplomasinin önemini fark etti; içinden bir de kravatlılar grubu çıkardı!
Sadece bu kadar değil…
PKK arka arkaya ABD’nin bölgeye gelişini “Kürt halkı için fırsat” olarak gördüğü açıklamalar yaptı.
2002 seçimlerine bu gelişmelerin yörüngesinde DEHAP (Demokratik Halk Partisi) adıyla giren parti, dünya ABD’nin olası Irak işgalini konuşurken “emperyalizm”in “e”sini ağzına almadı.
Erdoğan gibi onlar da “gömlek” değiştirmişti…
ABD başarısız
ABD’nin Irak müdahalesinden bu yana 11 yıl geçti.
ABD sözde Irak’ı diktatörlükten kurtaracak, demokrasiye geçişini sağlayacak, ülkeye barış ve huzur getirecekti.
Elbette asıl niyetini biliyoruz:
Irak petrollerini küresel pazarlara açmak, İsrail’in güvenlik sorununu çözmek, kendi ekonomik krizini sonlandırmak…
Başarılı oldu mu?
Hayır.
Saddam’ı devirdi devirmesine ancak Irak’ı yönetebilme kapasitesine sahip Maliki dışında birini bulamadı.
İsrail’i daha güvenli kılacaktı. Aksine Irak’ı, İsrail’in can düşmanı İran’ın etki alanında bir ülkeye dönüştürdü.
Ekonomik krizi sonlandıracaktı. Irak’ta savaş için 2 trilyon doları aşan bir para harcamakla kalmadı, borçları ve bütçe açığıyla tarihin en derin ekonomik kriziyle boğuşuyor.
Sadece bu kadar değil…
Suriye’de, Özgür Suriye Ordusu’nu silahlandırarak Esad’a bir vesayet savaşı yürüttü. Esad’ı deviremediği gibi, yarattığı muhalefet, kafa kesen teröristlerin denetimine girdi.
Kuzey Afrika’da desteklediği “ılımlı İslam iktidarları” dalgası Mısır’daki askeri müdahaleyle yıkıldı. Ardından Tunus geldi. Kısacası başarısız olan yalnızca ABD’nin tankı topu değil. Bir bütün olarak, bölge’de ABD projesi/BOP tutmadı. Çünkü…
Ortadoğu’da yıllar süren mücadele sonucu yaratılan siyasi birikimi yok saydı. Bölge halkını modern kimliklerle değil; Arap, Şii, Sünni, Kürt diye sınıflandırdı. Etnik, dini, mezhep kimliklerini okşadı. Hiçbirinin Batı’ya rağmen bölgede kurulan yurttaşlığın önüne geçemediğini göremedi. Suriye’de İslamcı militanların vahşice öldürdüğü Hıristiyan din adamının cenazesinde bir imamın dua okumasını anlayamadı.
ABD kaybetti; ülkesine dönüyor…
Fiyaskonun sonucu
BDP’nin HDP’ye dönüşmesinin ardında ABD’nin bu kaybı var.
Kürt halkına ABD’nin onu kurtaracağına dair sunulan “Kürdistan hayali” fos çıktı.
İran’da, Irak’ta, Suriye’de kan uyuşmazlığı yaşadığı iktidarlar var. Alternatifi ise kafa-kol kesiyor.
Bu yeni şartlar PKK’yı yeniden Türkiye’ye mecbur bıraktı.
Evet, PKK stratejisini değiştirmek zorunda kaldı.
Önceki gün PKK’lı Mustafa Karasu, “Eskiden devlet kurma anlayışı vardı, bundan vazgeçtik” dedi. Devamında HDP’nin kuruluş gerekçesini de Ertuğrul Kürkçü’nün sözünü tamamlayarak söyledi: “Ulusların devlet kurmadan da özgür ve demokratik yaşam içinde, kendi kaderlerini tayin edebileceği yaklaşımı içindeyiz. HDP ile Türkiye sınırlarında Türkiye’nin demokratikleşmesi içinde Kürt sorununu çözmeyi hedefliyoruz. Bu bir stratejik projedir.”
PKK artık kendisine Türkiye’de bir alan açmak zorunda olduğunu anladı. Yeni bir devlet kurma amacıyla kurtulmak istediği Türkiye, bugün bölgede Kürtlerin nefes alabileceği tek toprak parçası.
Haliyle PKK’nın Türkiye’de siyaset yapabileceği bir projeye ihtiyacı var.
Müttefiklere ihtiyacı var.
Güneydoğu’daki Kürtler dışında diğer kesimlerle bir araya gelmeye ihtiyacı var.
BDP’yi HDP’ye dönüştüren neden de işte bu realite.
Öcalan’ı, küçük sol gruplarla birlikte parti kurmaya iten bu.
Kanla-gözyaşıyla geçen yıllardan herkesin ders çıkarması gerekiyor. Büyük devletlere dayanarak kurulan hayallerden uyanma zamanı geldi. Bırakalım artık başkalarının işgallerinin yarattığı fırsatla kurulacak yapay Kürdistan’ı.
Bugün Güneydoğu’dan daha fazla Batı’da Kürt kardeşimiz yaşıyor. Bizi birbirimizden nasıl ayıracaksınız? Aramıza nasıl sınır çekeceksiniz?
Bırakalım artık bu etnisiteye, mezhebe dayanan, Ortadoğu’da toplumları birbirine boğduran gerici ideolojik anlayışları.
Bunların hiçbiri 1923’te kurulan Cumhuriyet’in eşit yurttaşlık felsefesinden daha ilerisini yaratamadı.
Kürt Kardeşim!
Gel birlikte hepimizin özgürce, kardeşçe yaşayacağı bir ülke inşa edelim.
Başka türlü hiçbirimiz mutlu olamayız.
08.05.2014 SÖZCÜ