İsrail 2015 Ağustos’undan bu yana
petrolünün dörtte üçünü Irak Kürdistan Bölgesinden sağlıyor. Bu durum o günden
beri devam ediyor ve üstelik Irak İsrail’i tanımıyor ve resmi bir ilişkisi de
yok. Dolayısıyla İsrail, Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi ile özel bir
ilişkiye sahip ve bağımsız bir Kürdistan devletinin tesisi de onun lehine.
Fakat
İsrail'in Kürdistan'a verdiği desteğini açıklayan şey nedir? Bunu anlamak çok
basit: bölgedeki başlıca
rakiplerine; İran, Irak ve Türkiye'ye büyük zarar verecek ve İsrail'e stratejik bir avantaj sağlayacak. Aslında İsrail'in
Kürtlerle işbirliğinin kuzey Irak'ta iç kargaşa yaratmak amacıyla Kürt
milisleri silahlandırdığı 1960 ve 1970'lere dayanan uzun bir geçmişi var. O
dönemde ana Kürt aktör Barzani klanının
lideri -bugünlerde Irak Kürdistanı'nda bağımsızlık isteyen Mesud Barzani'nin
babası- Molla
Mustafa Barzani idi.
Kürtler Irak'ın
37 milyonluk nüfusunun yaklaşık %22'sini, 79 milyonluk Türkiye'nin
%20'sini, 18,5 milyonluk Suriye'nin %15'ini ve
80 milyonluk İran'ın da %9'unu teşkil ediyorlar.
Tek başına sayılar bağımsız bir Kürdistan için şartların mevcudiyetini
ispatlamaz ise de bağımsız bir Kürdistan'ın tüm bu ülkelere ne derece zarar
verebileceğini göstermede yeterlidir.
Bunun yanında İsrail'i Kürdistan'ın büyük bir destekçisi
yapan başka bir temel faktör de petroldür. İsrailli elit politik çevrelerin ve ayrıca ana akım
medyanın referandumu desteklemesinin ve bir Haaretz makalesinde durumun “Kürtlerin uzun
tarihleri boyunca İran, Irak, Suriye ve Türkiye'nin tirancı liderlerince zulme
uğramaları” şeklinde tanımlanmasının da nedeni aynı şeydir.
İsrail'in arada
sırada uyandırmak istediği sempati ve mağdur zihniyetine rağmen kendisini
gerçekten cezbeden şey Kürtlerin kontrolleri altında tuttukları petrol ve bunun
İsrail'e ulaşımının engel olunmaksızın devam etmesidir. İsrail 2015
Ağustos'undan bu yana petrolünün dörtte üçünü Irak Kürdistan Bölgesinden
sağlıyor. Bu durum o günden beri devam ediyor ve üstelik Irak İsrail'i
tanımıyor ve resmi bir ilişkisi de yok. Dolayısıyla İsrail, Irak Kürdistanı
Bölgesel Yönetimi ile özel bir ilişkiye sahip ve bağımsız bir Kürdistan
devletinin tesisi de onun lehine.
Bu nedenle İsrail önderliğinin Kürdistan'ı desteklediğini görmek şaşırtıcı
değil. Sadece birkaç gün önce İsrail medyası, adalet bakanları Ayelet Shaked'in
“İsrail ve Amerikan çıkarları bir Kürdistan devletinin mevcudiyetindedir,
öncelikle de Irak'ta. ABD'nin bunu çok önceden desteklemesi gerekirdi” dediğini
aktardı.
İsrail'in
Kürdistan'a desteğinde petrol faktörü ekonomik boyutu oluşturuyor ama stratejik
etkenler daha az önemli değil. Haaretz gazetesinin 28 Eylül'deki bir yazısında
bunlar mükemmel bir şekilde açıklanmıştı:
İki ulus arasındaki tarihsel dostluğun
dışında İsraillilerin Kürtleri niçin desteklediğinin cevabı açıktır. Kürdistan
stratejik olarak kritik İran, Irak ve Suriye kavşağında yer alıyor. Bu bölge
İran'ın Lübnan'daki Hizbullah mıntıkalarına doğrudan silah ve savaşçı
transferine imkân verecek Şii Hilali kara koridorunu kurmak istediği yer. İran
sınırlarındaki bağımsız ve İsrail yanlısı bir Kürdistan sadece İran'ın
planlarına engel olmayacak ayrıca bölgede önemli bir stratejik varlık da
olacak.
Ortadoğu'da
bağımsız bir Kürdistan devleti idealini gerçekleştirmenin zorluğunu teslim eden
raporda başka bir potansiyel onaya işaret ediliyor:
Kürtlerin tek seçeneği Irak'tan yasalara
uygun bir kopuş için müzakere için sabırlı diplomasiyi ve düşman komşuları ile
bir çeşit ticari ilişkiler biçimini kullanmaktır. Türkiye ve Irak karşısında
belli oranda nüfuzu olan ABD, sahne arkasında sessizce buna yardım edebilir ve
İsrail de açıktır ki Trump yönetimini böyle davranmaya zorlayacaktır.
Büyük problemler
yolda!
Öte
yandan ABD'nin resmi olarak referandumu desteklememekle birlikte Kürtleri
silahlandırmayı sürdürdüğü gerçeği yerinde duruyor ve ABD-NATO müttefiki
Türkiye bu durumu büyük bir problem olarak görüyor. Mevzubahis mesele iki NATO
müttefikindeki karşılıklı ilişkilerde ciddi bir anlaşmazlık doğurdu.
Öte
yandan İsrail'in Kürdistan'a destek için ikna etmek zorunda olduğu güç sadece
ABD değil. Kürtler arasındaki ayrımlar da buna ciddi tehdit arz ediyor; İran,
Irak, Suriye ve Türkiye'nin bağımsız bir Kürdistan devleti idealine beraberce
karşı çıkmasını ise saymıyoruz bile.
Örneğin Türkiye, Kürdistan Bölgesel
Yönetiminin İsrail ve diğer ülkelere yaptığı petrol ihracatındaki hayat damarı
konumunda. Bu nedenle Bölgesel Yönetimin Erdoğan'a saldırmaya gücü yetmez.
Fakat bu temel mesele bile değil. Problem Erdoğan'ın karşılık olarak ne
isteyeceğinde -yani Kürdistan Bölgesel Yönetiminin Türkiye'de PKK'yi ve
Suriye'de de YPG'yi gözden uzak durmaya zorlaması- ki bu da tamamen imkânsız.
Barzani Türkiye desteğini almak için bunu yapmak istese bile PKK için Barzani
bir hayduttan ve kendisini Kürtlerin lideri ilan etmiş birisinden fazlası
değil, dolayısıyla gerçek bir etkide bulunma gücü yok.
Sorunu
katmerleştiren başka bir faktör de Irak ve Suriyeli Kürtlerin bile Kürdistan
hedefinde aynı sayfada yer almamaları. Amerikan desteğiyle cesaretlenen Suriye
Kürtleri Suriye'de kendi federasyonlarını tesis etmek istiyorlar. Suriyeli Kürtler ülke
nüfusunun %8'ini teşkil etmelerine rağmen bölgenin %25'ini ve petrol ve gaz
kaynaklarının da %40'ını kontrolleri altında tutuyorlar (petrol ve gaz yönünden
zengin Deyrezzor bölgesini kontrol etmeleri durumunda) ve bu ekonomik kaynağı
politik güce dönüştürmek üzereler. Yerel yönetim seçimleri
yapılıyor ve parlamento seçimlerinin de önümüzdeki yıl gerçekleştirilmesi
bekleniyor.
Eğer
bu gerçekleştirilirse Suriye ve Türkiye'yi Kürtler karşısında ittifaka sokar.
Suriye'deki zengin bir Kürdistan federasyonu ve Irak'ta bir devlet Türkiye için
ciddi bir tehlike yaratacaktır ve bir Ankara-Şam ittifakı, Suriye'yi ülkesinin
kuzeyindeki mevcut Türk güçlerini görmezden gelmek ve kaybettiği alanları geri
alma iddiasını bir süre ertelemek zorunda bırakabilir. Bu durum Kürtlerin
durumunu iki ülke karşısında ciddi biçimde tehlikeye atıyor.
Yine
de bunlardan hiçbiri IŞİD sonrası Ortadoğu'da Kürdistan meselesinin önemini
kaybedeceği anlamına gelmiyor. Irak ve Suriye haritalarında yer alan iki farklı
Kürdistan bölgesi nedeniyle yakın gelecekte daha fazla kaos bekleyebiliriz ve
bölgede çatışmayı İsrail'den daha fazla aktif olarak körükleyecek başka bir güç
bulunmuyor. İsrail için Kürdistan meselesi tüm büyük rakiplerini
istikrarsızlaştıracağı ve büyük bir petrol kaynağını güvenceye alacağı
beklenmedik bir fırsat çünkü.
Makale, 03.10.2017 tarihinde “New
Eastern Outlook” sitesinde yayınlanan Salman
Rafi Sheikh’in “Kurdistan is
an Israeli game-plan for the Region” başlıklı makalesinden “medyaşafak.net”
tarafından çevrilmiştir.
Makalenin orijinali için bakınız: