9 Haziran 2015 Salı

Haziran, kiraz zamanı; kiraz zamanı ise devrim zamanıdır.

 
 
Devrim zamanı
 
Kayısı, şeftali, erik gibi meyvelerin en güzel, en parlak ve canlı olduğu ay hazirandır. Bununla birlikte, bütün çeşitleriyle bollaşan kiraz haziran ayının diğer meyveleri arasında özel bir yere sahiptir. Haziran ayına “kiraz zamanı” denilmiştir. Kiraz bütün ağırlığıyla haziran ayına hükmeder, dallarda bir bayrak gibi dalgalanır. Kirazın, yeni dünya ya da kavun gibi turuncu meyvelerden daha etkileyici olduğu kesindir.  
 
Sosyalistler için kiraz zamanının ayrı bir anlamı vardır. 1871 Paris Komünü’nü çağrıştırır. Paris Komünü savaş koşullarında bir vatan savunması olarak başlamış, halkın bağrından çıkarak kendiliğinden gelişmiş, eşitlikçi bir dünya özlemiyle savaşmış, giderek bir işçi sınıfı devrimine dönüşmüş ve Marx’ın deyimiyle “gökyüzünü fethe çıkmıştır”.  
 
GÖKYÜZÜNÜN FETHİ 
 
1870 yılında, Alman birliğini engellemek ve tarıma elverişli geniş topraklara hükmetmek için Prusya’ya savaş açan III. Napoleon kısa sürede yenilgiye uğrar, kılıcını Prusya Kralı Wilhelm’e teslim eder ve düşman ordusu bir süre Paris’i işgal eder. 
 
Malının mülkünün derdine düşen Fransız burjuvazisi, allahına kadar altın dolu kiliselerinden başka savunacak bir şeyi olmayan ruhban sınıfı, acil bir barış anlaşması yapmak için debelenmektedir. Tek istekleri servetlerinin muhafızı olan Cumhuriyet’in varlığını sürdürmesidir. İşte o sırada, tarihin daha önce görmediği bir olay olur. İşçiler ayaklanır ve Montmartre tepesindeki topları ele geçirerek vatanlarını, kendi ülkelerinin kralcılarına, burjuvazisine ve ruhban sınıfına karşı savunmaya başlarlar. Üç renkli ulusal bayrak kızıl bayrakla yan yana dalgalanmaktadır. Kısa süre içinde kamu binalarını işgal edip devlet yönetimini ele geçirirler. Bunu izleyen, kanlı çatışmalarla geçen iki ay, 20. asrın bütün devrimci mücadelelerine ilham kaynağı olan bir kahramanlık destanıdır; insanlığın belleğinde, tarihte, siyaset sosyolojisinde, sanatın bütün dallarında derin izler bırakmış, o güne kadar sorgulanamaz sanılan her şeyin sorgulanmasını, yeni bir düşünce ve ayaklanma kültürünün doğmasını sağlamıştır. 
 
Komün savaşçıları sadece işçilerden oluşmuyordu. Orta sınıftan yurtseverleri, doktorları, gazetecileri, öğretmenleri, apoletlerini çıkarıp atan subayları; sosyalist, anarşist, Jakoben, Blanquist bütün entelektüelleri; tek kelimeyle, zenginlerin, soyluların ve rahiplerin dünyasına yabancı olan bütün yurtseverleri ve devrimcileri kapsıyordu. 1871 yılının 28 Mayıs gününe, Belleville Ramponeau’daki son barikat topçu ateşiyle parçalanana kadar hep birlikte, omuz omuza savaştılar. Ardından görülmemiş bir katliam başladı. Yenilgiden sonra kurşuna dizilenlerle birlikte toplam kayıpların yaklaşık 50 bin olduğu tahmin edilmiştir. Karşı devrimciler sadece 750 kayıp verdiler. 
 
KİRAZ ZAMANIDIR 
 
Yenilginin ardından, kendisi de bir Komün savaşçısı olan Jean Baptiste Clemente, sonraki yıllarda şansonlara, şarkılara söz olan “Kiraz Zamanı” adlı bir şiirle komünarları selamlamıştır: “Kiraz zamanı ne kadar da kısa / Gider çiftler düş kura kura / Kirazları toplamaya / Bir örnek giysiler içinde aşk kirazları / Düşer yaprakların altından damla damla, kan gibi.” 
 
Devrim, halkın en bilinçli, öncü kesiminin her şeyin mümkün olduğunu hissettiği an başlar ve kitlelerin kendilerini siyasi düzene bağlayan her şeyden tam bir kopuş yaşadıkları an gerçekleşir. Devrim bir yana, en basit özgürlüklerin bile bazen çok ağır olabilen bedelleri vardır. Üretim ve bölüşüm ilişkileri, bunları ayakta tutan ideolojik yapılarla birlikte değişmedikçe, dünyanın hiçbir yerinde hiçbir seçim hiçbir şeyi değiştirmez. Sadece geçici umutlar ve sahte bir yenilenme duygusu yaratarak düzenin işleyen çarklarını hızlandırır. Seçimler sistem karşıtı partilere ancak en eşitsiz koşullarda kendi programlarını ve taleplerini tanıtma imkânı sağlayabilir. Seçimle devrim yapıldığı görülmemiştir. Sadece tahterevallinin iki ucundaki ağırlıklar değişir; sistemin bir bekçisi iner, öteki bekçisi çıkar. Bazen bu bile olmaz.  
 
“Devrim şart mıdır?” diye sorulabilir. Biz de şu cevabı veririz: bugünün dünyasında ve ülkemizde, en basit değişiklikler için bile devrim şarttır. 
 
Haziran, kiraz zamanı; kiraz zamanı ise devrim zamanıdır.
 
Yavuz ALOGAN / Aydınlık / 09.06.2015