7 Haziran seçiminin birinci mağlubu AKP
genel başkanı gibi hareket eden Erdoğan ise ikinci mağlubu da Kemal Kılıçdaoğlu’dur. Çünkü, iktidar
partisinin yüzde 9’dan fazla oy yitirdiği bir seçimde, ana muhalefet partisi bu
kaçan oylardan 1 oy bile alamadığı gibi yüzde 1 dolayında da oy yitirmiştir.
Oyu azalan 2. parti CHP
olduğuna göre, yitiren kişi de bu partiyi tanınmaz hale getiren Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Daha 10 Nisan
2015’te, “Siyasete giren insanın başarıyı hedeflemesi lazım. Eğer başarısız
olursa siyaseti bırakması lazım. Bu gayet doğal bir şey” diyen Kılıçdaroğlu’na soruyorum: Seçimde
oy ve milletvekili kaybeden bir partinin başkanı olarak ne zaman istifa edeceksin?
5 Mart 2015’te CNN
Türk’te 7 Haziran seçimleri için CHP’ye yüzde 35’i hedef koyarken söylediğiniz
şu cümleyi hatırlıyor musunuz? “Oy oranımızda bir düşme olursa elbette ki,
sonuçta başarısızlığı ödüllendirmek gibi bir düşüncem asla ve asla söz konusu
değil.”
Oy oranınız düşmüş
olduğuna göre, siz eğer istifa etmezseniz yalancı politikacılar listesine
girmiş olmayacak mısınız?
BİLE BİLE YAPTINIZ
- Sayın Kılıçdaroğlu; başkaları
söyleyemiyor, iyi niyetli CHP’liler de kabul etmek istemiyor ama ben bir kez
daha açıklayayım: Siz CHP’yi iktidar yapmak için değil, CHP’yi Amerikan
politikalarına uygun davranan bir parti haline getirmek için okyanus ötesinden
görevlendirildiniz.
- Sorosçulardan aldığınız talimat
gereği, temel vazifeniz CHP’nin antiemperyalist ve laik kimliğini yok etmekti.
Bu amaçla “Yeni CHP” yapılanması başlattınız. İşin üstünü de sosyal
demokrasiyle örttünüz, CHP’lileri böyle aldattınız.
- CHP’yi ABD güdümüne
sokmak için Atatürk’e ve devrimlerine karşı rakip gibi tavır takındınız. Seçim
boyunca bir kez bile Atatürk demediniz; Tayyip Erdoğan gibi işi Mustafa
Kemal diyerek geçiştirdiniz.
- CHP’yi ve Atatürk’ü
soykırımcı ilan eden odakların temsilcisi Selina Doğan’ı listenin seçilecek yerine koyarak
Atatürkçülere, yurtseverlere savaş açtınız.
- Yetmedi ABD’nin
güvenilir (!) adam dediği, Tayyip Erdoğan’ın yüksek bürok-ratı Murat Özçelik’i
kendinize danışman yapıp seçmemiz için listeye koydunuz.
- Atatürk karşıtı
Mehmet Bekoroğlu’nu Rize’den değil
İstanbul’dan listeye koyup ne kadar dayatmacı olduğunuzu kanıtladınız.
- Kürtleri temsil
ediyor sandığınız TR 705’in o kesimde hiçbir değerinin olmadığı ortadayken
yeniden CHP’lilere aday yaptınız.
- Partiye ömrünü
veren örgüt emekçilerini, namuslu aydınları yok saydınız. Varsa da yoksa da
Doğan Medya dediniz...
- Bu Atatürk
düşmanlığında o kadar ileri gittiniz ki onun şanlı devrim yılları olan
1930’ları yine Tayyip Erdoğan gibi kötülediniz. CHP’nin devrim yıllarını;
Tayyip Erdoğan’ın diktatörlüğüyle kıyaslama aymazlığına bile düştünüz.
Yalan mı söyle, yalan
mı?
- Bunun ardında da
ruhunun derinliklerinde yatan 1930’lardaki Dersim derebeylerine duyduğun o
özlem yatmıyor mu?
Dersimli Kemal oldun
da o Dersim sana ne verdi gördün mü?
- Türbancılıkta
Tayyip Erdoğan ile yarıştınız. “Laiklik karın doyurmuyor!” diyerek gericilere
mesaj verip Akit/Vakit çizgisine düştünüz. İmam hatip okullarına destek verip
gericiliğin önünü açacağınız izlenimi yarattınız. Tek dinci/tek mezhepçi Arap Vahhabiliğinin etkisindeki Diyanet
İşleri Başkanlığı’na tek laf etmediniz.
- Üstüne üstlük
Türkiye’nin geleceği açısından Tayyip Erdoğan’dan daha tehlikeli olan Fethullahçı çete ile işbirliği
yaptınız. Lakin onlardan 1 oy bile alamadınız.
- Güneydoğu ile
ilgili olarak AKP’nin dümen suyuna girip Çözümcü bir çizgiye geldiniz. Lakin;
orada tamamen silindiniz.
Ne dincilere
yaranabildiniz ne bölücülere. Tam bir iflas yaşadınız.
- Üstüne üstlük de
Atatürkçüleri küstürdünüz. Sandığa gitmeyen yüzde 14’ün büyük bölümü işte senin
bu ikiyüzlü, Amerikancı/gerici politikana kızan o insanlardır.
RÜŞVET SİYASETİ
- Kendinizi çok
akıllı, danışmanlarınızı bulunmaz, genel başkan yardımcılarınızı Allah’ın bir
lütfu gibi görüp seçim politikanızı rüşvetçilik üzerine kurdunuz. Şu kesime şu
kadar, bu kesime bu kadar para vereceğinizi söyleyip halkı aldatmaya
uğraştınız. Ufkunuz, gelecek planınız yoktu; millete bir umut sunamadınız.
- Kemal Derviş gibi
uluslararası tefeci sermayenin tahsildarını halka ekonomi şoförü olarak
gösterip ne kadar ABD’ci olduğunuzu ilan
ettiniz.
- CHP’ye ömrünü
verenleri değil DSP’yi batıran Erdoğan Toprak gibi Kemal Dervişçileri yanınıza aldınız.
- Gericilerle
işbirliği için her yolu denediniz ama Atatürkçüleri ve vatanseverleri düşman
gibi görüp işbirliğine asla yanaşmadınız.
- Amerika size Çözüm
Süreci’ni AKP ile birlikte yürütme görevi verdiği için; seçim maratonunda
Tayyip Erdoğan’a tek laf etmediniz. Yolsuzlukları, vurgunları, rüşvetleri
unuttunuz.
Ve oy kaybettiniz,
milletvekili kaybettiniz...
Toplumun gözündeki
son saygınlık kırıntılarınızı da yitirdiniz.
Sizi, aydın onuru
takınmaya ve kendinizin de söylediğiniz gibi istifa etmeye davet ediyorum.
Çünkü Tayyip Erdoğan ile birlikte siz de bittiniz...
RIZA ZELYUT / Aydınlık / 10.06.2015