Aday tanıtım töreninde söylendiği gibi sosyalist, Marksizm uzmanı, Dev-Genç önderi, 68’li bir devrimci mi? HDP’ yi meclise sokmak için kolları sıvayanlar Ertuğrul Kürkçü’yü böyle parlatıyorlar, 68 kuşağından bazı kişilerde HDP’ ye destek sunuyorlar.
Eskilerin söylediği anlamlı bir söz vardır, “Hafızayı beşer nisyan ile malüldür ama belgeler unutmaz” yani insan belleği unutabilir ama belgeler unutmaz.
Ertuğrul Kürkçü 1970 yılında Ekim ayında toplanan DEV-GENÇ’ in son Genel Kongresinde başkan seçildi. 1971 Amerikancı faşist askeri darbesinden sonra DEV-GENÇ yöneticileri tutuklandı ve Ankara 1 numaralı askeri mahkemesinde yargılandı. Ben de DEV-GENÇ Ege BölgeYürütme Kurulu başkanı sıfatıyla bu davada tutuklu olarak yargılandım.
24 Kasım 1972 günü DEV-GENÇ davası duruşmasına kamu şahidi sıfatıyla ifadeleri alınmak üzere Ertuğrul Kürkçü, Yusuf Küpeli, Münir Ramazan Aktolga ve Oktay Etiman getirildiler. Bu kişiler DEV-GENÇ genel başkanlığı ve merkez yürütme kurulu üyeleri oldukları halde THKP/C davasında sanık oldukları için DEV-GENÇ davasında yargılanmadılar, onun için kamu şahidi olarak getirildiler. Ama bu kişilerin getirilmesinde özel bir amaç vardı. Onlar yakalandıktan sonra teslim olmuşlar ve devrim davasına ihanet etmişlerdi. Ertuğrul Kürkçü’ nün polis ifadelerinde bu açıkça görülmekteydi. Ankara 1 numaralı sıkıyönetim mahkemesi başkanı Tuğgeneral Ali Elverdi, Deniz Gezmiş, Yusuf İnan ve Hüseyin Aslan’a idam kararı veren ve infaz günü 6 Mayıs 1972’de bizzat hazır bulunan adamdır. Duruşmalarda devrimcilere 5 dakika konuşmayı çok gören adamdır. Son savunmaları bile 5 dakika ile sınırlayan adamdır. İşte bu mahkeme başkanı, Ertuğrul Kürkçü’ye söyle seslendi; “Ertuğrul istediğin kadar konuşabilirsin”. Çünkü Ertuğrul’un ne söyleyeceğini biliyordu. Böylece bizim moralimizi bozmak istiyordu. “Ertuğrul teslim oldu, size örnek olsun, siz de teslim olun” demek istiyordu ama amacına ulaşamadı.
Ertuğrul Kürkçü ayağa kalktı konuşmaya başladı. Bir yandan ağlıyor ve yalvaran bir sesle “ Pişmanım, bugüne kadar yaptığım her şeyden pişmanım. Bizim elimize silah verdiler bizi kullandılar. Türkiye üzerinde bir oyun oynandı, ABD emperyalizmi ile Avrupa rekabet halindeydi, Avrupa’ya yaklaşan Süleyman Demirel hükümetini devirmek için ABD bizim elimize silah verdi ateşe sürdü. Dev-Genç’in eylemleri ne Türkiye halkının gidişatını doğrudan etkileyecek olan, ne de gerçekte halkın özlemlerinin ifadesi olan eylemlerdir….aslında eylemlerimizle Türkiye’deki demokratik gelişme sürecinin karşısına çıkmışızdır.” dedi ve son söz olarak “Dev-Genç’i savunmuyorum, reddediyorum” dedi.
Yine FKF Genel başkanlığı görevinde bulunan ve 1972’de Selimiye cezaevinde Ertuğrul Kürkçü ile birlikte Pişmanlar koğuşunda kalan Yusuf Küpeli söz aldı ve şöyle dedi; “Şimdi anlıyorum ki ben kendimi Marksist zanneden Donkişot, anarşist, kumarbaz, sorumsuz, halkıma ve işçi sınıfına karşı biriyim”.
Ertuğrul Kürkçü ve Yusuf Küpeli bu konuşmalarıyla devrime ve Dev-Genç’in şanlı mücadelesine ihanetlerini belgelemişlerdir. Bu konuşmalar Dev-Genç davası duruşma tutanaklarında ve gerekçeli kararda vardır. Ayrıca o gün duruşmada bulunanlar; Ali Karşılayan ( Dev-Genç Ege Bölge Yürütme Kurulu başkanı) Atilla Sarp (Dev-Genç Genel Başkanı) Ege Bölge Yürütme Kurulu üyesi Reha Pekerten, Muzaffer Doyum ile Dev-Genç Merkez Yürütme kurulu üyesi ve THPC/C davasından Oğuzhan Müftüoğlu canlı tanıklarız. Bizler de teker teker söz alıp Ertuğrul Kürkçü’yü ve bütün söylediklerini reddettik, Dev-Genç’i savunduk.
Ben üç arkadaşımla birlikte yaptığımız ortak savunmada şunları söyledim;
“ Bugün burada Dev-Genç yargılanıyor, Çünkü Dev-Genç, halkımızın on yıllık mücadelesi içinde ortaya çıkmış anti-emperyalist bir gençlik örgütüdür. Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı yiğitçe mücadele eden geniş gençlik kitlelerine önderlik etmiştir….Dev-Genç’in devrimci mücadelesine sahip çıkıyor ve savunuyoruz. Bu bizim için şerefli bir görevdir.”
Aynı mahkemede bir başka duruşmada Doğu Perinçek eski FKF Genel başkanı olarak ifade verdi ve şunları söyledi; “ FKF (Fikir Kulüpleri Federasyonu)’ nin olsun, TDGF ( Türkiye Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu, kısa adı Dev-Genç) olsun bütün faaliyetleri 1961 Anayasa’sının getirdiği hak ve hürriyetlerden yararlanılarak yapılan faaliyetlerdir.”
Bu olayın üzerinden 43 yıl geçti. Bugün niye bu konuyu gündeme getiriyoruz. Çünkü Ertuğrul Kürkçü 43 yıl önceki ihanet belgesinin unutulduğunu sanarak yalan söylüyor, Dev-Genç lideriyim, devrimciyim, 68’liyim diyor. 43 yıl önceki Ertuğrul Kürkçü bir siyasi hata yapmış değildir. Bu bir ihanettir. İhanetin zaman aşımı olmaz, özeleştirisi olmaz. İhanet baki kalır, ihanet af edilemez.
Burada yazdıklarım, Aydınlık Gazetesinde Hikmet Çiçek arkadaşımızın 24-28 Mayıs 2015 günlerinde yazdığı belgelerden ve THKP/C doğuşu ve ilk eylemleri- Kamil Dede Kaynak yayınları kitabından alınmıştır.
Ali Karşılayan
Vatan Partisi 1. Bölge Milletvekili adayı
1969-70 yıllarında Dev-Genç Ege Bölge Yürütme Kurulu Başkanı
Eskilerin söylediği anlamlı bir söz vardır, “Hafızayı beşer nisyan ile malüldür ama belgeler unutmaz” yani insan belleği unutabilir ama belgeler unutmaz.
Ertuğrul Kürkçü 1970 yılında Ekim ayında toplanan DEV-GENÇ’ in son Genel Kongresinde başkan seçildi. 1971 Amerikancı faşist askeri darbesinden sonra DEV-GENÇ yöneticileri tutuklandı ve Ankara 1 numaralı askeri mahkemesinde yargılandı. Ben de DEV-GENÇ Ege BölgeYürütme Kurulu başkanı sıfatıyla bu davada tutuklu olarak yargılandım.
24 Kasım 1972 günü DEV-GENÇ davası duruşmasına kamu şahidi sıfatıyla ifadeleri alınmak üzere Ertuğrul Kürkçü, Yusuf Küpeli, Münir Ramazan Aktolga ve Oktay Etiman getirildiler. Bu kişiler DEV-GENÇ genel başkanlığı ve merkez yürütme kurulu üyeleri oldukları halde THKP/C davasında sanık oldukları için DEV-GENÇ davasında yargılanmadılar, onun için kamu şahidi olarak getirildiler. Ama bu kişilerin getirilmesinde özel bir amaç vardı. Onlar yakalandıktan sonra teslim olmuşlar ve devrim davasına ihanet etmişlerdi. Ertuğrul Kürkçü’ nün polis ifadelerinde bu açıkça görülmekteydi. Ankara 1 numaralı sıkıyönetim mahkemesi başkanı Tuğgeneral Ali Elverdi, Deniz Gezmiş, Yusuf İnan ve Hüseyin Aslan’a idam kararı veren ve infaz günü 6 Mayıs 1972’de bizzat hazır bulunan adamdır. Duruşmalarda devrimcilere 5 dakika konuşmayı çok gören adamdır. Son savunmaları bile 5 dakika ile sınırlayan adamdır. İşte bu mahkeme başkanı, Ertuğrul Kürkçü’ye söyle seslendi; “Ertuğrul istediğin kadar konuşabilirsin”. Çünkü Ertuğrul’un ne söyleyeceğini biliyordu. Böylece bizim moralimizi bozmak istiyordu. “Ertuğrul teslim oldu, size örnek olsun, siz de teslim olun” demek istiyordu ama amacına ulaşamadı.
Ertuğrul Kürkçü ayağa kalktı konuşmaya başladı. Bir yandan ağlıyor ve yalvaran bir sesle “ Pişmanım, bugüne kadar yaptığım her şeyden pişmanım. Bizim elimize silah verdiler bizi kullandılar. Türkiye üzerinde bir oyun oynandı, ABD emperyalizmi ile Avrupa rekabet halindeydi, Avrupa’ya yaklaşan Süleyman Demirel hükümetini devirmek için ABD bizim elimize silah verdi ateşe sürdü. Dev-Genç’in eylemleri ne Türkiye halkının gidişatını doğrudan etkileyecek olan, ne de gerçekte halkın özlemlerinin ifadesi olan eylemlerdir….aslında eylemlerimizle Türkiye’deki demokratik gelişme sürecinin karşısına çıkmışızdır.” dedi ve son söz olarak “Dev-Genç’i savunmuyorum, reddediyorum” dedi.
Yine FKF Genel başkanlığı görevinde bulunan ve 1972’de Selimiye cezaevinde Ertuğrul Kürkçü ile birlikte Pişmanlar koğuşunda kalan Yusuf Küpeli söz aldı ve şöyle dedi; “Şimdi anlıyorum ki ben kendimi Marksist zanneden Donkişot, anarşist, kumarbaz, sorumsuz, halkıma ve işçi sınıfına karşı biriyim”.
Ertuğrul Kürkçü ve Yusuf Küpeli bu konuşmalarıyla devrime ve Dev-Genç’in şanlı mücadelesine ihanetlerini belgelemişlerdir. Bu konuşmalar Dev-Genç davası duruşma tutanaklarında ve gerekçeli kararda vardır. Ayrıca o gün duruşmada bulunanlar; Ali Karşılayan ( Dev-Genç Ege Bölge Yürütme Kurulu başkanı) Atilla Sarp (Dev-Genç Genel Başkanı) Ege Bölge Yürütme Kurulu üyesi Reha Pekerten, Muzaffer Doyum ile Dev-Genç Merkez Yürütme kurulu üyesi ve THPC/C davasından Oğuzhan Müftüoğlu canlı tanıklarız. Bizler de teker teker söz alıp Ertuğrul Kürkçü’yü ve bütün söylediklerini reddettik, Dev-Genç’i savunduk.
Ben üç arkadaşımla birlikte yaptığımız ortak savunmada şunları söyledim;
“ Bugün burada Dev-Genç yargılanıyor, Çünkü Dev-Genç, halkımızın on yıllık mücadelesi içinde ortaya çıkmış anti-emperyalist bir gençlik örgütüdür. Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı yiğitçe mücadele eden geniş gençlik kitlelerine önderlik etmiştir….Dev-Genç’in devrimci mücadelesine sahip çıkıyor ve savunuyoruz. Bu bizim için şerefli bir görevdir.”
Aynı mahkemede bir başka duruşmada Doğu Perinçek eski FKF Genel başkanı olarak ifade verdi ve şunları söyledi; “ FKF (Fikir Kulüpleri Federasyonu)’ nin olsun, TDGF ( Türkiye Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu, kısa adı Dev-Genç) olsun bütün faaliyetleri 1961 Anayasa’sının getirdiği hak ve hürriyetlerden yararlanılarak yapılan faaliyetlerdir.”
Bu olayın üzerinden 43 yıl geçti. Bugün niye bu konuyu gündeme getiriyoruz. Çünkü Ertuğrul Kürkçü 43 yıl önceki ihanet belgesinin unutulduğunu sanarak yalan söylüyor, Dev-Genç lideriyim, devrimciyim, 68’liyim diyor. 43 yıl önceki Ertuğrul Kürkçü bir siyasi hata yapmış değildir. Bu bir ihanettir. İhanetin zaman aşımı olmaz, özeleştirisi olmaz. İhanet baki kalır, ihanet af edilemez.
Burada yazdıklarım, Aydınlık Gazetesinde Hikmet Çiçek arkadaşımızın 24-28 Mayıs 2015 günlerinde yazdığı belgelerden ve THKP/C doğuşu ve ilk eylemleri- Kamil Dede Kaynak yayınları kitabından alınmıştır.
Ali Karşılayan
Vatan Partisi 1. Bölge Milletvekili adayı
1969-70 yıllarında Dev-Genç Ege Bölge Yürütme Kurulu Başkanı