13 Haziran 2015 Cumartesi

Reis, Küçük enişte, Dersimli Kemal, MR. Derviş ve elma şekeri Selo! Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek


 
 
Seçimden önce yazmıştım; ABD ,Tayyipsiz bir AKP ile devam etmek istiyor.

BOP projesinin temeli olan Kürdistan’ı kurmak için.

Seçim sonuçları ve gelişmeler bunu doğruladı.

1978’de “Türkiye’nin liberalleşmesi” yolundaki Dünya Bankası raporunu yazan Kemal Derviş, 24 Ocak kararlarının habercisiydi.

Türkiye’nin Batı sermayesine açılıp, serbest piyasa ekonomisine geçişi için 12 Eylül darbesi yapıldı.

“Solcu” Derviş’in programını Evren ile Özal uyguladı.

Bana göre Türkiye’de toplumsal ahlakın çöküşü ve buna paralel dincileşmenin yükselişi bunun sonucudur.

Kemal Derviş’in ikinci zuhuru 2001’de, bu kez Irak’ın işgaline karşı çıkan Ecevit’e yönelik oldu. Krizdeki ekonomiyi IMF görevlisi olarak “düzeltti” ve Devlet Bahçeli ile birlikte Türkiye’yi ABD’nin “Ilımlı İslam BOP” projesi olan AKP’ye teslim etti.

Bu arada da Türk ekonomisini tamamen sıcak para komisyoncularına havale etti.

Şimdi yaşlanmış bir Derviş’in üçüncü kez sahneye çıkışına tanıklık ediyoruz.

Derviş, bugün Washington’un derin kuruluşlarından Brooking’s Institute Başkan Yardımcısı koltuğunda.

AKP, PKK, Öcalan ve HDP ortaklığında yürütülen bölünme sürecine CHP’yi eklemlemekle görevli.

Yeni bir anayasa yapmak ve Türkiye’yi federasyona götürmek için ülkenin kurucu partisinin onayı önemli.

Derviş ve Kılıçdaroğlu bu konuda anlaştı.

Ekonomik krizden küresel sermaye çıkarlarını zedelemeden çıkış ve Kılıçdaroğlu’nun ekonomik vaatlerine destek karşılığında. (Bu da nasıl mümkün olacaksa artık?)

Batı sermayesinin karar alma kurumlarından Bilderberg’e bu sene Babacan yerine Selin Sayek Böke ve İlhan Kesici’nin davet edilmesi de bunun bir göstergesi.

Şimdi görünen formül, Dervişli bir AKP-CHP hükümeti.

Dışarıda kalacak HDP’nin de yeni anayasaya desteği.

Yeni anayasa dedikleri esasen Türk ifadesinin çıkarılması ve bölgesel özerklik.

“Tek başına hükümet kuramazsam istifa ederim” diyen Davutoğlu da, “Oylarda anlamlı artış sağlayamazsam istifa ederim” diyen Kılıçdaroğlu da bu seçeneğe mahkum görünüyor.

Saray’daki Uzun Reis ise ABD tasfiyesinden nasıl kurtulacağını düşünüyor.

Onun için bir erken seçimden medet umuyor. Obama sonrası gelmesi beklenen Neo Con yeni yönetime kadar topu orta sahada gezdirme peşinde.

Ama AKP’nin dizginleri adım adım elinden kaçıyor.

Hatırlayın cumhurbaşkanı seçildiğinde AKP’nin başına Davutoğlu’nun gelmesi herkesi şaşırtmıştı.

Partililer Davutoğlu’nun okyanus ötesinden dikte ettirildiğini sızdırmıştı.

Gelişmeler bunu doğrular nitelikte.

Davutoğlu’nun (RTE’den de hararetli biçimde) ABD ve İsrail lehine Suriye ve Irak’a düşmanlık siyasetinde nasıl bir rol oynadığını biliyor herkes.

Kurulacak AKP-CHP hükümeti Erdoğan’ı tasfiye edecek, ölümü gösterip sıtmaya razı edercesine Türkiye’nin bölünme sürecini de başlatacak. Buna da demokratik bir kılıf giydirerek elbette.

Dış basını takip ediyorum seçim sonrası, hepsinin ortak propagandası, seçimin galibinin Kürtler olduğu ve artık nihai amaçlarına daha da yaklaştığı yönünde.

“Biji Obama” diyen PKK’nın ABD emperyalizmi emrinde Irak ve Suriye’de meşgul olduğu şu son birkaç senede Washington yumuşak siyasete geçip HDP formülünü ortaya koydu.

Dünya tatlısı Selahattin Demirtaş da bu süreçte sahneye çıktı.

Elma şekeri misali, “yetmez ama evetçi”, liberal ve emperyalist solcuları kandırdı oyları fazla fazla aldı. AKP’nin muhafazakar Kürt seçmenini de Biji Obama desteğiyle kaptı.

Bazı garibanlar artık barış oldu, ülke partisi oldu, Apo’nun tahakkümü bitti derken seçim sonrası Kandil’den ayarı verdiler hemen geri adım attı, hizaya geldi.

13 yıldır baskıcı bir kutuplaştırma ve ötekileştirme siyasetiyle Türkiye’yi tarumar eden AKP politikaları, buna Kürt milliyetçiliğinin eklemlenmesiyle çok daha tehlikeli bir sürece gidiyor.

78’de 12 Eylül ve 24 Ocak kararları, 2001’de AKP ve Irak işgaliyle başımıza belalar açan Derviş bugün de Türkiye’nin bölünmesi dosyasıyla sahnededir.

Ama bu millet anayasadan “Türk”ün çıkarılmasına ve kanla sulanmış vatanın bölünmesine razı gelmez. Ne kadar cahil ve saf olursa olsun.

Derviş’e tavsiyem 66 yaşında artık bu işleri bırakıp emekliliğinin tadını çıkarması olur.

Çünkü ne artık eskisi gibi genç, ne de patronu eskisi kadar güçlü.

Yeni bir dünya kurulurken Türkiye de er veya geç, orada hak ettiği yerini alacak.

Reisler, küçük enişteler, Dersimli Kemaller ve elma şekerleri de koca Türk tarihinin kısa bir paragrafı olarak hatırlanacaklardır.
Hüseyin Vodinalı
ulusalkanal.com.tr
12 Haziran 2015