Özal'ın cenaze törenini "Kemalizmin
cenaze töreni" ilan edenler.. Atatürk'ün yaptıklarını yıkmadan Türkiye'ye
"sivil toplum" ve "demokrasi" gelemeyeceğini savunanlar...
Altı ok çöp sepetine gitmeden "sosyal demokrat" olunamayacağını her
fırsatta haykıranlar..
Atatürk'ü "tepeden
inmeci-militarist" bir devletin kurucusu olarak tanıtmak için
yırtınanlar..
Shp'li Kültür Bakanı'nın "baş"
danışmanları.. Şeriat yanlıları.. Solcu eskisi hızlı Özalcılar.. Yanlışlıkla ya
da "beşinci kol" gibi altı oklu partilere sızıp köşe kapmış numaracı
cumhuriyetçiler..
Birden "tavır" değiştirenler!
Çünkü suskun çoğunluktaki "Atatürk
sevgisi"nin - bir tepki birikimi ile - patlaması, onları da şaşırttı.
Korkuttu.
Artık "Atatürk iyi, ama yaptıkları
kötü"...
Tıpkı "Marksizm kötü, ama Marx
iyiydi" der gibi birşey.
Atatürk'e "evet", ama
Atatürkçülüğe ya da Kemalizme "hayır"!
* * *
Bu bir "kurnazlık" değil,
"yüzsüzlük"tür.
Kendini fazla "akıllı",
başkalarını aşırı "aptal" sanma enayiliğidir.
Mustafa Kemal'in Anadolu'yu kurtarması
doğru da sonraki devrimi mi yanlış!
Eğer devrimi doğru ise, bugünkü
yanlışlıkların nedeni olarak Kemalizmi göstermek, hangi fikir hokkabazlığına
sığar?
Geriye kalıyor tek bir olasılık: O
devrime yön veren ilkelerin, dünyanın ve Türkiye'nin değişen koşulları içinde
"geçerlilik"lerini yitirmiş olmaları!..
"Ulus"u bir "ortak
geçmiş, ortak dil, ortak kültür" olarak tanımlayan ve "ırk"ı da
"din"i de bu tanıma sokmayan bir milliyetçilik anlayışı mıdır
geçerliliğini yitiren?
"Cumhuriyet"i "katılımcı
demokrasi"ye giden bir yol sayan ilke mi koşulların gerisinde kalmıştır?
"Eğitimin birliği" ilkesini
getirmiş olan bir laiklik anlayışına mı karşılar?
Halk - seçkin ikilemini kaldırmaya,
"emeğin üstünlüğü"ne dayalı bir halkçılık kavramı mı onları rahatsız
ediyor?
Türk Dil Kurumu'ndan Anadolu Ajansı'na
ve bugünkü TRT'nin anası olan kuruma kadar, devlet bürokrasisinin olabildiğince
uzağında örgütlenmeler için - hem de 1920'lerin koşullarında - çaba gösteren,
özel kesime engel değil destek olarak toplumun ortak çıkarlarının gözeticisi
olarak düşünülmüş ve uygulanmış bir devletçilik midir düşmanlık nedeni?
Yoksa neden, değişen koşullara göre
kurumların da yenilenmesini öngören bir devrimcilik midir?
* * *
Bakın, Mustafa Kemal'in "esas
evrensel kişiliği" nasıl oluşmuş: "Ümmete dayalı bir imparatorluktan,
bağımsız ve akılcı düşünceye açık bir milli devlet yaratarak.."
Bunu ben değil, Mezarcı'lara karşı doğan
tepkilerden sonra "kendileri" söylüyorlar.
Peki Kemalizmi aradan çekerseniz Mustafa
Kemal'in o yaptıklarını nasıl açıklarsınız? Kemalizm, o yaptıklarının dışında
bir şey midir? Olabilir mi?
Bu "numaracı cumhuriyetçiler"
eskiden daha tutarlıydılar.
"Atatürk yanlış tohumlar attı;
şimdi o yanlışlıkların kötü ürünlerini topluyoruz" demeye getiriyorlardı.
Ama yükselen Atatürk sevgisi dengeleri bozdu.
Tohuma "iyi" hasata
"kötü" derken günahı kime atacaklarını şaşırdılar. "Kemalizm
doğruydu, ama ülkenin son kırk yılına damgasını vuranların Kemalizme ihaneti
toplumu bugüne getirdi" diyemiyorlar.
Diyemeyince de söyledikleri herşey,
kendilerini biraz daha acıklı bir konuma sokuyor.
Atalarımız ne güzel söylemişler; "Zırva tevil götürmez!"
diye..
Ahmet Taner KIŞLALI
Cumhuriyet/20 Mart 1994