18 Ekim 2017 Çarşamba

Çin Batı Asya’da Daha Aktif Olmalı



ÇKP’nin önemli düşünce kuruluşlarından China Center for Contemporary World Studies (Çin Güncel Dünya Sorunları Araştırma Merkezi), Çin İş Geliştirme ve Dostluk Derneği’nden ÇKP’nin 19. Kurultayı’na ilişkin görüşlerini almak için beş soru yöneltti. Çin İş Derneği Genel Başkanı Adnan Akfırat’ın imzasıyla verilen yanıtlar Türkiye Çin ilişkileri ve bölgesel gelişmeler açısından önemli açıklama ve mesajları içeriyor.

18. Genel Kurultay’dan bu yana Çin Komünist Partisinin (ÇKP) başarıları hakkında ne düşünüyorsunuz? 18. Genel Kurultay’dan bu yana Çin’in ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimini nasıl görüyorsunuz? Başkan Xi Jinping’in yönetim tarzı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Biz, sosyalizmin vazgeçilmez bir hedefinin ortak refah olduğu görüşündeyiz. Başkan Xi Jinping’in önderliğinde geçen beş yılda:

| Ekonominin sürdürülebilir bir temelde gelişmesini sağlandı.

|Gelir dağılımını dengeleyen önemli adımlar atıldı, kamu çalışanlarının ve kırsal nüfusun geliri yükseltildi, kırsal bölgelerin refahtan aldığı pay arttı.

|Yoksullukla mücadelede insanlık tarihinin en büyük başarısı elde edildi.

|Çin’in batı bölgesinin geliştirilmesinde oldukça önemli ilerlemeler kaydedildi, sağlam bir altyapı inşa edildi ve kalkınma sürdürülebilir hale getirildi.

| Çin’in temiz enerji yatırımları çarpıcı şekilde artış gösterdi, Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Çin’in yenilenebilir enerji ve teknolojinin hakimiyeti konusunda daha güçlü bir konuma gelmesini sağladı.

| Çin’in ileri teknoloji üzerine yoğunlaşmış yurtdışı yatırımları da oldukça yükseldi, özellikle Çinli özel şirketler endüstriyel teknolojilere ve markalara yatırım yapmaya başladılar. Ne yazık ki, Türkiye bu yatırımlardan yeterince pay alamadı.

| Yolsuzlukla mücadelede kararlı ve başarılı bir mücadele yürütüldü. Bu mücadele ekonomide verimliliği arttırırken, daha da önemlisi, halkın Parti ve devlet kurumlarına olan güveni güçlendirdi.

| Sayın Xi Jinping, Çin Komünist Partisi’ni mücadelenin merkezine koydu, bu partinin öz güvenini arttırdı, Marksist bilinci geliştirdi ve böylece partinin liderlik ve yönetim becerilerini geliştirdi.

| Sosyalizmin temel değerlerinin sosyal yaşama hakim olmasını sağlayacak önemli adımlar atıldı. Bu açıdan, yapılması gereken daha çok iş var gibi görünüyor.

18. Genel Kurultay’dan bu yana Çin’in diplomasisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Küreselleşmeyle ve küresel yönetişime Çin’in rolünü ve katkısını nasıl görüyorsunuz?

Çağımızın ayırıcı özelliğinin değişmediği görüşündeyiz. Bugün, hâlâ emperyalizm çağında yaşıyoruz. ABD emperyalizmi, Çin’i Batı Asya’dan ve Pasifik’ten sıkıştırmaya çalışıyor. ABD’nin Güney Çin Denizi, Tayvan ve Kore’de yarattığı askeri gerilim, Çin’in ekonomik istikrarını hedef alıyor. ABD emperyalizmi, Çin’i kuşatarak dünyadaki hegemonyasını sürdürmeye çalışıyor.

Xi Jinping önderliğinin Amerika Birleşik Devletleri`nin saldırganlığını kısıtlayan politikalarından memnunuz.

Karşılıklı kazançları temel alan, ülkelerin egemenliğine adil ve saygılı, insanlığın çıkarını merkez alan yeni bir uluslararası düzenin kurulmasında, Çin’in aktif çalışmalarından dolayı takdirlerimizi ifade ediyoruz.

Çin’in, ABD saldırılarının yoğunlaştığı Batı Asya’ya daha fazla önem vermesini, daha aktif olmasını bekliyoruz. ABD, 1991 yılından beri uygulamaya koyduğu “Bağımsız Kürdistan” olarak adlandırılan Türkiye’nin güneyinde ‘İkinci bir İsrail’ devleti kurma çabalarını hızlandırdı. ‘İkinci İsrail’, yalnızca Türkiye, İran, Irak ve Suriye sınırlarını değiştirmekle kalmayacak, Çin’in öncülüğünü yaptığı ‘Kuşak ve Yol Girişimi’nin Batı Asya ülkelerini kapsamasına engel olacak. Ve Avrupa’ya uzanmasına bir set olacak, Çin’in Batı Asya’daki etkinliğini artırmasının, ABD desteğindeki Uygur ayrılıkçılığı tehdidinin üstesinden gelmek için önleyici olduğuna inanıyoruz.

Çin’i inisiyatif kullanmaya çağırıyor ve Türkiye’yi Şanghay İşbirliği Örgütü’nün tam üyesi olmaya davet etmesini öneriyoruz.

Çin liderliğinin BRICS’i genişletmek isteğini benimsiyoruz. Türkiye’nin BRICS’e katılmaya davet edilmesi, sadece BRICS’in değil hem Kuşak ve Yol Girişimini hem de Şanghay İşbirliği Örgütü’nün etkinliğini artıracaktır.

Çin’in kalkınma hamlelerinden memnun musunuz? Fırsatlar ve zorluklar nelerdir? Ve beklentiniz nedir?

Çin Komünist Partisi’nin önderliği, kapitalizmin insanlığı yok etmeye yöneldiği günümüz dünyasında sosyalizmin kurulmasında çok zor ve çok önemli bir iş yapıyor. Orta derecede bir refah toplumuna ulaşmak için Çin ekonomisi zorlu bir dönüşüm başlattı. İç piyasanın güçlü yönlerine dayanan bu ekonomik politika, yenilik ve verimliliği artırmak zorundadır.

Artan uluslararası sorunların altında, yeni ekonomi politikalarının başarısı, Çin halkını büyük bir seferberliğiyle mümkün olabilir. Sayın Xi Jinping’in önderliğe vurgu yapmasını anlıyoruz ve ÇKP liderliğinin bu ağır görevi yerine getireceğine inanıyoruz. Bu başarı, 21. yüzyılda sosyalizmin inşası için bir örnek olmanın ötesinde insanlık için de esin kaynağı olacaktır.

Kuşak ve Yol Girişimi’nin (KYG) ortaya çıkmasını nasıl görüyorsunuz ve beklentiniz nedir? Uluslararası toplumun KYG’ne verdiği tepki/ yaklaşımı nedir? KYG ile ilgili önerileriniz nelerdir?

Kuşak ve Yol Girişimini tek başına ekonomik veya lojistik bir ağ oluşturma olarak görmüyoruz. Belki de daha önemlisi, KYG bir barış inisiyatifidir. KYG, insanlığın ihtiyaçlarına ve doğayı korumaya dayalı yeni bir eşitlikçi uygarlık inşa etmek için bir sıçramadır. KYG, Avrasya, Afrika ve Güney Amerika ile Antarktika’yı da içine aldığında, ABD dünya uluslarının eşit üyesi olmayı benimsemek zorunda kalabilir.

Türkiye gibi ülkelerde medya ağırlıklı olarak Batılı ülkelerin hakimiyeti altındadır ve medyadaki bu olumsuz propagandaya cevap vermek için Çin, Türkiye’de kendi medyasını Türk dostlarıyla inşa etmek zorundadır.

Sonuç olarak Çin’in daha cesur ve aktif olmasını teşvik ediyoruz, böylelikle Türkiye, KYG’ne daha etkin katılabilir. Yükselen Asya’nın KYG’ni gerçekleştireceği çok açık. Asya medeniyetleri tekrar yükselip insanlığın kurtarılmasını sağlayacaklar. Çin, Asya’nın doğu kanadıysa batı kanadı da Türkiye’dir. “Asya kartalının gökyüzüne yükselmesi için iki kanadın da eşgüdüm içinde olması ve işbirliği yapması bir zorunluluktur.”

ÇKP’nin 19. Ulusal Kongresi için beklentileriniz ve önerileriniz nelerdir? 19. Ulusal Kongrenin ardından Çin’in uluslararası alanda nasıl bir rol oynamasını bekliyorsunuz?

Çin, ABD saldırılarına karşı direnen uluslarının en büyük dayanağıdır. Ekonomileri düşüşe geçen Avrupa Birliği ülkeleri de umutlarını Çin’in gelişmesine bağladılar. Avrasya, Afrika ve Güney Amerika halkları, ÇKP Genel Kurultayı’nda Sosyalist Çin’in sesini yükseltmesini ve daha adil ve barışçı bir uluslararası düzen kurmak için daha etkili adımlar atmasını beklemektedir.

19. Kongre, Marx’ın öngördüğü, Lenin ve Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı ve büyük devrimci Mao Zedong’un liderliğinde Çin devriminin başardığı sosyalizm bayrağının altındaki “yeni demokratik devrim”in devamı olduğunu işaret edecektir. Ve sınıfsız bir toplumu hedef alan insanlığın “uzun yürüyüşü”nde önemli bir kilometre taşı olacaktır. İnsanlık ÇKP 19. Kurultayı’nı ‘Bilimsel Sosyalizm’in yeni atağının bir simgesi olarak hatırlayacaktır.

Çin İş Geliştirme ve Dostluk Derneği Başkanı Adnan Akfırat 

Aydınlık/17.10.2017