Suriye Arap Ordusu, Rus Hava Kuvvetleri ve
Hizbullah, IŞİD’in işini bitirmeye hazırlanırken, Pentagon, bu kez Kürt
birliklerini kullanarak Suriye’ye karşı yeni bir savaş planlıyor. Halifeliğin
misyonu nasıl Irak ve Suriye’de birleşik bir Sünnistan kurmak idiyse, « Rojava
»nınki de, Pentagon’un dört yıldan beri öngördüğü gibi her iki devlet
toprakları üzerinde birleşik bir Kürdistan kurmaktır.
Voltaire İletişim Ağı | Şam
(Suriye) | 19 Eylül 2017
Bu
harita IŞİD’in Irak ve Suriye’deki taarruzunun başlangıcından dokuz ay önce
Robin Wright tarafından yayınlandı. Pentagon’un araştırmacısına göre bu harita,
2005 yılında genişletilmiş Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesi için Ralf
Peters tarafından yayınlanan haritanın yerine geçti.
2001
yılında
Amiral Cebrowski tarafından belirlenen ve 2004 yılında yardımcısı Thomas Barnett tarafından tanıtımı yapılan ABD
Büyük Stratejisine göre, İsrail, Ürdün
ve Lübnan dışında genişletilmiş Ortadoğu’nun tamamı harap edilmelidir.
Sonuç olarak IŞİD karşısında eli kulağında
olan zafer, Pentagon’un niyetini değiştirmeyecektir.
Başkan Trump cihatçıların kullanılmasına karşı çıktı.
Ülkesinin onlara verdiği mali ve askeri desteği durdurdu. Suudi Arabistan ve
Pakistan’ı aynı şekilde davranmaya ikna etti. NATO’nun bu konudaki siyasetini
değiştirdi. Öte yandan hiçbir şey, aynı şekilde Pentagon’un büyük stratejisine
karşı çıkıp çıkmayacağını bilebilmemize imkan vermiyor. İçişleri alanında,
Kongrenin tamamı kendisine karşı birleşti ve bir görevden alma prosedürünü
engellemek için Demokrat Parti ile uzlaşmaktan başka hiçbir çaresi yok.
Donald Trump, yönetimini Obama yönetiminin eski üst düzey memurlarından,
oportünist politikacılardan, çok sayıda doğaçlama yetkili ve çok çok nadir
olarak da bazı güven duyduğu şahsiyetlerden oluşturdu.
Yeni politikasına hizmet etmesi beklenen
IŞİD’le mücadele özel temsilcisi Brett McGurk, Başkan Obama’nın eski yardımcısıdır. 18 Ağustos’ta « IŞİD’e karşı mücadele etmek
için » aşiret reisleriyle bir toplantı düzenledi. Oysa toplantıya ilişkin
dağıttığı fotoğraflar bu buluşmaya birçok IŞİD liderinin katıldığını ortaya
koyuyor.
Aynı doğrultuda, ABD Özel Kuvvetlerine ait
helikopterler IŞİD’in iki Avrupalı liderini, Suriye Arap Ordusuna esir
düşmelerini önlemek için 26 Ağustos’ta aileleriyle birlikte Deyrizor civarından
kaçırdı. İki gün sonra, yine yirmiye yakın başka IŞİD subayını bir kez daha
kaçırdılar.
Dolayısıyla her şey sanki Pentagon, başka
gökler altında yeni operasyonlar için cihatçı düzeneğini geri çekiyormuş gibi
gelişiyor. Eş zamanlı olarak, Suriye’ye karşı bu kez Kürt birliklerinden
oluşmuş yeni bir orduyla, yeni bir oyun hazırlıyor.
Halifeliğe karşı savaş gibi bu savaş da, bundan dört yıl önce New York
Times’ta, US Institute of Peace’te (Pentagon için NED’in eşdeğeri)
araştırmacı olan Robin Wright tarafından
duyuruldu. Aynı şekilde, bugün Riyad ve Abu Dabi’nin aralarında paylaşacağı
gibi Yemen’i iki ayrı devlete bölmeyi ve nihayet the last but not the least,
Suudi Arabistan’ı parçalamayı da öngörüyordu.
Zaten « Rojava » projesi,
90’lı yılların sonundan ve füzelerin gelişmesinden beri, merdivenleri (Sina,
Golan ve Güney Lübnan) kontrol etmeyi değil ama komşularını sırtından vurmayı
hedefleyen (Güney Sudan’ın ve muhtemelen Büyük Kürdistan’ın kuruluşu) İsrail
stratejisine uygundur.
« Rojava » için Avrupalı askerlerin devşirilmesi daha henüz yeni başlamış
sayılır. Avrupa’da adli mahkumlar kadar kalabalık olduğu düşünüldüğünde, balık
havuzu işlevi gören anarşist gruplar da, cihat için olduğu kadar çok sayıda
savaşçıyı bir araya getirme kapasitesine sahiptir.
Gerçekten de cihatçı tezgahı, genele yayılan bir « haçlı » seferine
dönüşmeden önce Fransız cezaevlerinde başlamıştır. Anarşist hareket
içerisindeki adam devşirme operasyonunun sonradan genişlemesi muhtemeldir. Adam
devşirme operasyonunu örgütleyen Washington, Londra, Paris ve Berlin bunu uzun
süre içerisinde tasarladılar.
« Haçlı » sözcüğünü bilinçli olarak kullanıyorum, çünkü Ortaçağ’daki bu
savaşlar, aynı yakın zamanda yaşadığımız gibi, genişletilmiş Ortadoğu
halklarına karşı Avrupalı emperyalistlerin operasyonlarıydı. İsa’nın mesajı ile
Haçlılar arasında olduğu kadar, Peygamber ile cihatçılığın arasında da bir bağ
olduğunu iddia etmek saçmadır. Her iki durumda da emri verenler « Batılılar
»dır [1] ve
bu anlaşmazlıklar sadece Batı emperyalizmine hizmet etmektedir. Birbirini
izleyen haçlılar iki yüzyıla yayılırlar ve Levant bölgesindeki Hıristiyanların
çoğunluğu işgalcilere karşı Müslüman hemşerileriyle aynı safta çarpışırlar.
Bir zamanlar, Fransız Dışişleri Bakanı Laurent Fabius kamuoyu önünde Devlet
Başkanı Esad’ın « yeryüzünde yaşamayı hak etmediğini » ve cihatçıların « iyi iş
gördüğünü » söylüyordu. Çok sayıda genç yaptığı çağrıya El Nusra Cephesi’ne (El
Kaide), ardından da IŞİD’e katılarak yanıt verdi. Bugün eski Fransız Dışişleri
Bakanı Bernard Kouchner, Fransa’nın Irak Kürdistanı'nı ve Suriye üzerinden onu
Akdeniz’e bağlayan koridoru içine alan bir devleti destekleyeceğini kamuoyu
önünde açıkladı. Bazı Avrupalı gençler bu çağrıya daha önce yanıt verdiler,
bunları çok sayıda başkası da izleyecektir.
Bugün Batı basını, 2011-12’de olduğu gibi, kendi hükümetlerinin desteklediği
Suriye karşıtı bu yeni orduyu savunmaktadır. Hiçbir zaman Marksizm-Leninizm’den
Anarşizme geçen Abullah Öcalan’ın gömlek değiştirmesini sorgulamayacaktır.
Kürdistan’ın 1920’deki Sevr Konferansı sırasında tanındığını yineleyecek, ama
onun sınırlarını belirleyen belgelere değinmeyecektir. Bugünkü Türkiye
topraklarında yer almasına karşın, onun Irak ve Suriye’de meşru olduğuna
inanacaktır. Sınırlarının aslında sadece Pentagon’un planlarına uygun olarak
çizildiği gerçeğini görmezden gelecektir.
Irak Kürdistan bölgesinin ve IŞİD’in yardımıyla ilhak edilen toprakların
bağımsızlığı için 25 Eylül’de düzenlenecek olan referandum, bu operasyonun
başlangıcı olacaktır. 2014’te olduğu gibi eşzamanlı olarak, Rakka’dan Musul’a
bir « Sünnistan » kurarak değil ama Erbil ve Kerkük’ü Akdeniz’e bağlayan toprak
parçasında bir « Kürdistan » yaratarak Irak ve Suriye’yi yıkmak söz konusu
olacaktır.
Thierry Meyssan
Çeviri
Osman Soysal
Kaynak
El-Vatan (Suriye)
El-Vatan (Suriye)
[1] « Batılının », « Doğulunun
» değil ama « Sovyetiğin » karşıtı olduğu ölçüde bu deyimin yanlış seçildiği
düşünebilir. Ancak aynı zamanda hem Avrupalıları, Kuzey Amerikalıları ve
İsrailleri de tanımlayabilecek başka sözcük bulamadım.