BÖLGEMİZDEKİ gelişmeler ve bunların Washington’da algılanış biçimleri öyle hızlı ve yoğun ki. Amerika’nın etkin ulusal güvenlik yazarları arkadaşlarımın analizlerine, son zamanlarda gittikçe daha fazla ihtiyaç duymaya başladım.
Kuzey Irak’taki referandum ve sonrasında Türkiye’nin tepkileri gelince, arkadaşlara “Her zamanki yerimizde buluşalım” çağrısı yaptım. Beyaz Saray’a çok yakın Farragut North bölgesindeki restoranda bu defa yemek işine girmeden bir akşamüstü içkisinde buluştuk.
Bu ulusal güvenlik yazarı arkadaşlarımın söyledikleri, resmi kaynaklardan daha önemli; çünkü onlar Türkiye’ye karşı yönetimdeki kaynaklardan daha az ön yargı taşıyorlar, analizlerinde daha objektifler. Ayrıca ilgili tüm birimlerden son bilgileri en iyi onlar alıyor.
Kuzey Suriye ve Kuzey Irak’taki gelişmeleri birlikte ele aldığımız uzun sohbetimizde aldığım başlıca notlar şöyle:
3 AŞAMALI SEÇİM
1- Türkiye kendi ulusal güvenliği açısından Kuzey Irak’a yoğunlaşmakta haklı, ancak bu Kuzey Suriye’de çok hızlı biçimde yaşanmaya başlanan olayların ihmal edilmesine yol açmamalı. Zira Kuzey Suriye’de yaşananlar bizce Türkiye açısından çok daha kritik sonuçlara varabilir.
2- Kürtlerin Rojava diye adlandırdığı bölgede, Irak’taki referandum gününe denk gelen günlerde Demokratik Birlik Partisi (PYD) tarafından bir seçim yapıldı. PYD ve YPG bölgede 3 aşamalı bir seçim sürecini bu yerel seçimle başlatmış oldu.
3- Bu seçimde 740 bine yakın yerel yöneticinin seçildiği haberi geldi. Bu aşamalı seçim süreci Ocak 2018’de bölge parlamentosu için yapılacak genel seçimle sonuçlanacak.
4- Kuzey Suriye’deki Kürtler, süreci Kuzey Irak’taki Kürtlerden çok daha kontrollü, çok daha akıllı yönetiyorlar. Kuzey Irak’takiler gibi tepki çekmemek için bu sürecin nihai hedefinin tam bağımsızlık olmadığını Washington’a da söylediler. Onların dediğine göre amaçları konfederatif yapı içinde otonomi.
5- Washington’daki birimler, tam bu günlere denk gelen bir zamanlamayla Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’in, “Kuzey Suriye’deki Kürtlerle otonomi konuşmaya açığız” açıklamasına çok önem veriyor. Ve bunu, Rojava bölgesinde konfederatif bir yapı içinde otonom bir Kürt oluşumunun önünün açılması olarak görüyorlar.
6- Aylar önce size söylemiştik zaten, Washington’un amacı başından beri buydu. (Evet doğrudur, aylar önce söylendi bu, ben de duyar duymaz yazmıştım zaten.) Washington’daki birimlerde bu oluşum aylar önce “suzerainty” olarak tanımlanmaya başlanmıştı.
ŞAM’LA DİREKT İLİŞKİ YOK
7- Kuzey Suriye’deki oluşum, parlamento seçiminden sonra bağımsızlık istemediğini söyleyecek, ama bize göre bu Suriye’nin ve Türkiye’nin tepkilerini çekmeden otonomi oluşturma stratejilerinin bir parçası.
8- Bu belki komplo teorilerinin alanına girecek, ama bizce Amerika hem Kuzey Suriye’deki hem de Kuzey Irak’taki Kürtler için eş zamanlı konfederatif yapı içinde otonomi istiyordu. Bu süreç başlatıldıktan sonra büyük ihtimalle yıllar sonra ikisi için yine eş zamanlı bağımsızlık sürecinin başlatılması planlanıyor. Bu konu üzerine çalışan birimlerde Irak’taki ve Suriye’deki otonom yapıların bağımsızlık ilan edildikten sonra birleşmesi fikri de masalardaki planlarda hep oldu.
9- Bütün bunlar yaşanırken Kuzey Suriye’de kritik bir gelişme oldu. Bölgeden Barzani’ye yönelik daha önce var olmayan bir sempati oluşmaya başladığı haberleri geldi. Daha sonra da YPG, “Kuzey Irak’a bir saldırı olursa biz de savunuruz” açıklamasını yaptı.
10- Bütün bu gelişmeler birlikte ele alındığında Türkiye’nin asıl ulusal güvenlik tehdidinin Kuzey Suriye’deki oluşumdan geldiği görülüyor. Türkiye’nin Kuzey Irak’ta opsiyonları çok, İran ve Irak’la ortak çalışma imkânı da var. Amerika da kendi uzun vadeli planını bozan Barzani’ye şu an kırgın durumda.
Ancak Kuzey Suriye’deki durum çok daha farklı. Türkiye, Şam ile direkt konuşmuyor ve arası çok bozuk. Rusya aracılığıyla konuşulduğu haberleri Washington’a geliyor, ama aracıyla yapılan haberleşmenin Kürt oluşumu konusunda mutlaka birlikte hareket etmesi gerekecek olan Türkiye ile Suriye’yi buluşturabileceği şüpheli görülüyor. Ayrıca şu anda Washington’da, ABD’nin bölge Kürtlerine tam desteği de sürüyor.
Serdar TURGUT
HaberTürk/03.10.2017