6 Ekim 2017 Cuma

Avrupa’nın yeni ‘sahibi’: Pekin'i AB’de büyük yatırımlar yapmaya iten nedenler



Berlin merkezli Mercator Çin Araştırmaları Enstitüsü (MERICS), Çin’in 2000-2016 döneminde Avrupa Birliği (AB) ülkelerine 100 milyar euroluk doğrudan yatırım yaptığını belirtti.

MERICS’in konu ile ilgili olarak hazırladığı raporda, Batı’da kendisine, serbest piyasa koşullarında yetersiz kaldığı gerekçesiyle sitem edilen komünist Pekin’in son yıllarda kapitalizmin vatanı olan Avrupa’nın en büyük mal sahibi olduğu ifade edildi.
Çin’in ekonomisinin geçtiğimiz yıl dış aktifleri satın alımındaki artış hızı bakımından ilk kez ABD ekonomisini solladığını belirten piyasa analisti Dmitriy Tratas, “Şimdi Çin şirketlerinin önünde dillendirilmeyen bir görev var, her yerde satışa sunulan her şeyi satın almak, yani istisnasız olarak tüm pazarlarda tutunmak” ifadelerini kullandı.
ŞİMDİYE KADAR İNGİLİZLERE AİT OLAN, BUNDAN BÖYLE ÇİN’E AİT OLACAK
Çin yatırımlarının yüzde 59’luk payı İngiltere, Almanya ve Fransa’ya düştü. Rusya merkezli Sermaye Piyasası ve İdare Enstitüsü uzmanlarından Mihail Belyaev, “Çin, yatırımlarını en büyük ve en çok gelecek vat eden ekonomilerin bulunduğu yerlerde yapıyor. Yani Çinlilerin tutunması gerektiği yerlere gidiyorlar ve İngiltere, bu alanda en büyük ülke olarak kabul ediliyor. Bu ülke kendi başına denize açılsa da AB ile ilişkileri kesme niyetinde değil” diye konuştu.
Çin’in iş dünyası da en çok İngiltere pazarına saldırıyor. Pekin İngiltere’nin altyapısını adeta içine çekiyor. Örneğin Londra’daki Heathrow Havalimanı’nın yüzde 10’luk payı China Investment Corporation’ın elinde. Çin’den Beijing Construction Engineering Group adında diğer bir şirketse İngiltere’nin Manchester kentindeki ilk ‘havalimanı kenti’ yapım projesine katılma hakkı elde etti.  China Harbor Engineering Company adlı inşaat şirketiyse Suonsy körfezinde elektrik santrali projesinin inşaatına katılıyor.
Bu yatırımların yanında Çinli iş adamları, Avrupa’nın ünlü markalarını satın almaya devam ediyor.  Pizza Express, Travelfusion, elektrikli forklift üreticisi Emerald Automotive ve Manganese Bronze şirketi bunların sadece bazıları.
İngiliz market zinciri House of Frazer, hazır kahvaltı üreticisi Weetabix ve lüks yatların üretimini yapan Sunseeker Yachts şirketlerine ait çoğunluk hisselerini de Çinli şirketler almış durumda.
ALMAN ROBOTLAR TESLİM OLDU
Çinli şirketlerin Almanya’daki hareketliliği geçtiğimiz yıl tüm rekorları kırdı. Ernst & Young danışmanlık şirketinin verilerine göre geçen yıl Çinliler 68 Alman şirketini satın aldı. Bu rakam, bir önceki yılın rakamını neredeyse ikiye katlıyor.
Çin’in dünyanın en büyük sanayi robot üreticisi Alman Kuka şirketini 4,7 milyar dolar ödeyerek satın alması, Almanya’nın ulusal çıkarları bakımından çok hassas bir olay olarak değerlendirilmekle birlikte Çin’in Almanya’daki en büyük yatırımı ve Almanya’nın kendi içinde de en büyük anlaşma olarak kayıtlara geçti.
Münih’te faaliyet gösteren makine üreticisi KraussMaffei şirketinin 1 milyar dolara satın alınması ve atık yakma cihazlarının üreticisi EEW şirketinin Çinli devler tarafından ‘yutulması’ bu zincirin birer halkası olarak kabul ediliyor.
Rusya Bilimler Akademisi Avrupa Enstitüsü Müdür Yardımcısı Vladislav Belov, Çinlilerin Almanya pazarında yaptıkları çıkışın bir tesadüf olmayıp, Çin’in uzun süredir geliştirip ısrarla uyguladığı bir plan olduğunu belirtti.
Belov, “Almanya Çin’i şirketleri satın alma sürecinin tek taraflı olması konusunda suçluyor. Çin, hoşuna giden Alman şirketlerini satın alıyor, Alman şirketlerinin önüneyse birçok engel konuluyor. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, geçen yıl sonunda bu durumu düzeltmek amacıyla Çin’i ziyaret etti. Şimdi de Avrupa, stratejik öneme sahip şirketlerin ve onlara yapılan yatırımların üzerindeki kontrolü sıkılaştırmaya yönelik mekanizmalar uyguluyor. Çin’in bu durumda hızını bir derece keseceğini ve bu yıl daha az şirket satın alacağını düşünüyorum” diye konuştu.
DEVALÜASYON ORTAMINDA AÇILIM
Kimi uzmanlar ise Çin’in yaptığı açılımın aslında birçok etken ile zorunlu olduğunu savunuyor. Çin Ekonomi ve Finans Merkezi’nden Zhang Ning, yuanda yaşanan devalüasyonun Çinli yatırımcıları aktif arayışlara girmelerine neden olduğunu söyledi.
Çinli uzman, “Çin menşeili birçok şirket bu etkiyi üzerinde hissetti ve yurtdışında yatırımlarla ilgili operasyonları geliştirmeye başladılar. Operasyonlardan ve dövizlerin arasındaki kur farklarıyla ilgili diğer faaliyetlerden kar elde etmeye çalışan diğer şirketler de onlara katıldı” ifadelerini kullandı.
sputniknews.com/30.09.2017