9 Ekim 2017 Pazartesi

Emperyalizmin Misyonerleri ve Barzani

Irak’ın kuzeyinde oluşturulmak istenen “İkinci İsrail” projesinin büyük patronunun Amerika Birleşik Devletleri olduğu artık kimsenin karşı çıkamayacağı bir gerçekliktir. Bu büyük patronun yanında yer alan bazı batı ülkeleri, bazen açıktan bazen de örtülü olarak bu projeyi desteklemiştir.

NGO’LAR VE DÖNEKLER

Bir de NGO’lar var; yani “Hükümet Dışı Örgütler” başka bir deyimle “Sivil Toplum Kuruluşları” (STK). Başını ABD’nin çektiği küresel emperyalizmin mazlum ülkeleri etnik, dinsel ve mezhepsel temelde bölmek, parçalamak için kullandıkları araçlardır. Hasan Yalçın, “NGO’lar Küreselleşmenin Misyonerleri” kitabında “NGO’lar ve NGO’ların emperyalist patronları için demokrasi, insan hakları ve özgürlükler, ezilen ülke devletlerine karşı kullanılacak birer sopadan, psikolojik savaş malzemesinden ibarettir” diye yazar.

Batılı emperyalistler üzerinde plan yaptıkları ülkelerde bu tür STK’lar kurdurup para desteğinde bulunup ve yöneticilerini eğittiği gibi uluslararası çapta da amaçlarına uygun STK’lar kurarlar. Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları Örgütleri, Soros’un Açık Toplum Örgütleri, Sınır Tanımayan Gazeteciler, Sınır Tanımayan Doktorlar sadece bir kaç örnektir.

Yakından incelendiğinde görülecektir ki, bu STK’ların kurucuları ve/veya yöneticileri eski solculardan yani döneklerden oluşmaktadır.(*) Şuraya gelmek istiyorum: ABD, Irak’ın kuzeyinde “İkinci İsrail”i kurma projesini sadece Peşmerge’ye, PKK/PYD/YPG’ye silah vererek ve eğiterek değil, aynı zamanda STK’ları ve onların uluslararası temsilcilerini de bölgede harekete geçirerek gerçekleştirmek istiyor.

KÜRESELLEŞMENİN MİSYONERLERİ

Geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan Barzani’ye hitaben “”Fotoğraflara bakıyorsunuz sağında eski Fransız bakan Kouchner, solunda Fransız yazar Henry-Levy, herhalde bunlardan alıyor gücü”. Elbette bu iki zat tek başına bir şey ifade etmez. Geçmişlerine baktığımızda, ikisininde Atlantik Cephesinin misyonerleri olduğunu görürüz.

Evet, Bernard Kouchner’in son resmi görevi Sarkozy iktidarının dışişleri bakanı olmasıdır. Kendisi o dönemde Sosyalist Parti üyesi bir sosyal demokrat olarak Sarkozy’nin yanında görev yapmıştı. Gençliğinde Genç Komünistler Birliği üyesi. Tam da Hasan Yalçın’ın evire çevire yazacağı bir adam; hem dönek hem NGO’cu. Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’nün kurucularından. Fransa’nın Mitterrand’lı döneminde, 80’lerin ortasında, insan hakları adına ülkelerin içişlerine müdahale hakkının teorisini yapan kişi. 1988 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kouchner ve Henry-Levy ile yani iki Bernard, Le Monde gazetesinde Mitterrand’ı destekleyen bir yazı yayımlıyorlar. Yani Kouchne ve Henry-Levy’nin dostulukları eskiye dayanıyor. Mitterrad’ın kazanmasıyla birlikte Kouchner artık kabinede devlet bakanıdır.

Kouchner’in yaşamına yakından baktığımızda abartısız dünyada nerede emperyalist müdahale varsa orada görüyoruz. Bernard Henry-Levy de öyle. Kouchner; Çavuşesko’nun ölümü ile sonuçlanan Romanya “ayaklanmasında” Bükreşte, Tibet’te Dalia Lama’nın yanında, Ruanda’da Fransa’nın soykırım izlerini silmekle meşgul, Yugoslavya’nın parçalanmasında önemli rolller üstlenmiş ve NATO’nun müdahalesini savunmuş, bölünmeden sonra Kosova’da BM Sekreterliğinin yüksek temsilciliği görevini yapmış. Libya müdahalesini savunmuş, Henry-Levy ile birlikte Fransa’nın Suriye’ye askeri müdahale yapmasını isteyen bildirilere imza atmış. Daha çok örnek verebiliriz... Bunların hepsi açık bilgiler; internetten kolayca ulaşılabilir. Ki Kosova özel valisiyken çevresinin adının karıştığı uyuşturucu ve organ kaçakçılığı konusuna hiç girmeyelim.

40 YILLIK BARZANİ DOSTLUĞU

Ayrılıkçı Kürt örgütlerine özel bir ilgisi var. 1971’de kurulan Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’nün en önemli kurucularından. 1974 yılında ilk kez bu kimlikle Irak’ın kuzeyine gider. Molla Mustafa Barzani ile tanışır ve kucaklaşır. 1983’te İran-Irak savaşında Celal Talabani ile tanışır. Kouchner 40 yılı aşkın bir zamandır Barzani ailesiyle ilişki içindedir. Birinci Körfez Savaşın’da Mitterrand’ın bakanıdır. Fransa o dönem Irak işgalinde ABD’nin yanında yer almıştır. 2003’te Jacque Chirac’ın başında bulunduğu Fransa İkinci Körfez Savaşı’na karşı çıkmış Rusya ve Çin ile birlikte hareket etmiştir. Fakat Kouchner ABD işgalini savunmuştur.

1 Haziran 2008’de dışişleri bakanı olarak Erbil’de Fransa konsolosluğunun açılışını yapmıştır. 2010 yılında Sarkozy’nin Mesut Barzani’yi Elysee Sarayı’nda ağırlamasına ön ayak olmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bahsettiği fotoğraftan başka bir fotoğraf daha var. Referandum’dan 3 gün önce Kerkük’te, Hoşyar Zebari’nin evinde, aralarında Amerikalı ve Avrupalı isimlerin de yer aldığı ‘gizli bir toplantı’ yapılır. Bu toplantıya, ABD’nin Irak’taki karakutusu olarak bilinen ve 2005 Irak Anayasası’nın mimarı olan Peter Woodard Galbraith ve bizim eski Fransız Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner’de katılmıştı. Bunun fotoğrafı da Türkiye basınında çıktı.

Şimdi bu Bernard Kouchner, mazlum ülkeleri demokrasi, insan hakları ve özgürlükler adına bölme misyonunu kimin adına yapıyor? Ulus devletleri parçalama projesinin sahibi ve patronu ABD’nin başını çektiği Batı, yani Atlantik cephesi olduğuna göre fazla söze gerek yok.

(*) Hasan Yalçın’ın “NGO’lar Küreselleşmenin Misyonerleri” ve “Dönekler” kitabı birlikte okunduğunda görülecektir.

Ali Rıza TAŞDELEN
Aydınlık/09.10.2017